وَبِإِسْنَادِهِ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ : رَأَيْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ يَغْتَسِلُ ثُمَّ يَتَوَضَّأُ فَقُلْتُ لَهُ : يَا أَبَةِ مَا يُجَزِيكَ الْغُسْلُ مِنَ الْوُضُوءِ؟ قَالَ : بَلَى وَلَكِنِّى أَحْيَانًا أَمَسُّ ذَكَرِى فَأَتَوَضَّأُ.

Yine aynı isnadla bize Malik, İbn Şihâb'dan, o da Salim b. abdullah'dan şunu rivayet eder:
"Abdullah b. Ömer'in guslettiğini, sonra da abdest aldığını gördüm. Kendisine,
"- Babacığım, gusletmen, abdest için de yeterli değil midir?" diye sordum.
"- Yeterlidir, ancak ben bazen cinsel organıma da dokundum, bundan dolayı abdest aldım" dedi.

Açıklama: İsnadın tamamı için bk. BS000634.

• Beyhakî Sünen-i Kebir Tahâret 636, 1/387

وَبِإِسْنَادِهِ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ قَالَ : كُنْتُ مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ فِى سَفَرٍ فَرَأَيْتُهُ بَعْدَ أَنْ طَلَعَتِ الشَّمْسُ تَوَضَّأَ ثُمَّ صَلَّى ، فَقُلْتُ لَهُ : إِنَّ هَذِهِ صَلاَةٌ مَا كُنْتَ تُصَلِّيهَا. فَقَالَ : إِنِّى بَعْدَ أَنْ تَوَضَّأْتُ لِصَلاَةِ الصُّبْحِ مَسِسْتُ ذَكَرِى ثُمَّ نَسِيتُ أَنْ أَتَوَضَّأَ فَتَوَضَّأْتُ ثُمَّ عُدْتُ لِصَلاَتِى.

Yine aynı isnadla bize Malik, ona Nâfi', ona da Salim b. abdullah şöyle rivayet etmiştir:
"Bir seyahat sırasında Abdullah b. Ömer'le birlikte idim. Onun güneş doğduktan sonra abdest aldığını, sonra da namaz kıldığını gördüm. Kendisine,
"- Bu senin kılmadığın bir namazın kazası mıdır?" diye sordum.
"- Ben sabah namazı için abdest aldıktan sonra cinsel organıma dokunmuş, ama tekrar abdest almayı unutmuştum, bu yüzden abdest aldım ve namazını iade ettim" dedi.

Açıklama: İsnadın tamamı için bk. BS000634.

• Beyhakî Sünen-i Kebir Tahâret 637, 1/387

أَخْبَرَنَا أَبُو أَحْمَدَ الْمِهْرَجَانِىُّ الْعَدْلُ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ الْمُزَكِّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ أَنَّهُ قَالَ : كُنْتُ أُمْسِكُ الْمُصْحَفَ عَلَى سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ فَاحْتَكَكْتُ فَقَالَ سَعْدٌ : لَعَلَّكَ مَسِسْتَ ذَكَرَكَ؟ فَقُلْتُ : نَعَمْ. قَالَ : قُمْ فَتَوَضَّأْ. فَقُمْتُ فَتَوَضَّأْتُ ثُمَّ رَجَعْتُ.

Bize Ebû Ahmed el-Mihrecânî el-Adl, ona Ebû Bekir Muhammed b. Cafer el-Müzekkî, ona Muhammed b. İbrahim el-Abdî, ona İbn Bükeyr, ona Malik, ona İsmail b. Muhammed b. Sa'd b. Ebî Vakkas, ona da Mus'ab b. Sa'd şöyle dedi:
"Ben, Sa'd b. Ebî Vakkas'a mushaf tutuyordum. Bir ara kaşındım, bunun üzerine Sa'd,
"- Herhalde cinsel organına dokundun?" dedi. Ben de,
"- Evet" dedim. Bana,
"- Kalk, abdest al" dedi. Ben de kalktım, abdest aldım, sonra geri döndüm.

• Beyhakî Sünen-i Kebir Tahâret 634, 1/386