Giriş

Bize Abdullah b. Mesleme, ona İbn Ebu Hazim, ona babası (Seleme b. Dinar), Sehl’in şöyle anlattığını rivayet etti:
'Bir kadın kenarlı, dokunmuş bir bürde (cübbe) ile Hz. Peygamber’e (sav) geldi. Sehl: 'Bilir misiniz, bürde nedir?' diye sordu. Oradakiler: 'Şemledir (omuz atkısı, pelerin)' diye cevap verdiler. Sehl 'Evet öyledir' dedi. (Sehl olayın devamını şöyle anlattı) Kadın, Hz. Peygamber’e 'Bu bürdeyi kendi elimle dokudum ve sana giydirmek için geldim' dedi. Hz. Peygamber(sav) de ihtiyacı olan o bürdeyi hemen aldı ve bürdeyi elbisesinin üstüne (omuzuna) atmış olarak bizim yanımıza geldi. Bir sahâbî (Abdurrahman b. Avf veya Sa'd b. Ebu Vakkas) de bu bürdenin güzel olduğunu belirtti ve '(Yâ Rasülallah!) Bunu bana giydir, bu ne kadar güzel!' dedi. Orada bulunanlar, o kişiye 'Bunu söylemekle iyi etmedin. Peygamber bu bürdeyi ihtiyacı olduğu için giymişti. Sonra sen, Hz Peygamber’in istediğinde reddetmediğini bildiğin halde onu (bürdeyi) kendisinden istedin' dediler. O da 'Vallahi ben bu bürdeyi giymek için istemedim. Ben onu ancak benim kefenim olsun diye istedim' dedi.
Sehl ibn Sa'd: 'Hakîkaten bu bürde o zâtın kefeni oldu' demiştir.


Açıklama: İbn Hacer ve Bedrüddin el-Aynî Bürdeyi isteyenin Abdurrahman b. Avf veya Sa'd b. Ebu Vakkas olduğunu söylemişlerdir. bkz. İbn Hacer, Fethu'l-bârî, (Beyrut:Dârü'l-marife, 1379) 3/ 143; Bedrüddin el-Aynî, Umdetü'l-kâri, (Beyrut:İhyaü't-türsi'l-arabî,ts.) 8/ 62. İbn Battal rivayetten şu dört şeyin analaşılacağına işaret etmektedir: 1.İhtiyaç olmayan bir şeyi önceden hazırlamak. 2.Yöneticinin fakir bir insandan hediye alabileceği. 3. Hediye edilene karşılık verilmeyebileceği. 4. Yönetici veya alim birinden teberrüken bir şeyin istenilebileceği. İbn Battal, Şerhu Sahihu'l-buhârî, thk. Ebu Temim Yasir b. İbrahim (Riyad: Mektebetü'r-rüşd, 1423/2003), 3/206.

    Öneri Formu
9636 B001277 Buhari, Cenaiz, 28

Bize Humeydî, ona Süfyan, ona Eyyûb b. Musa, ona Humeyd b. Nâfi, ona Zeyneb b. Ebu Seleme şöyle dediğini rivayet etti:

Şam’dan, Ebu Süfyan’ın vefat haberi (Medine’ye) ulaşınca, Ümmü Habibe (r.anhâ) üçüncü günde safran kokusu getirilmesini istedi. Bunu yanaklarına ve kollarına sürüp şöyle dedi: Şüphesiz, benim buna bir ihtiyacım yok, ancak Nebi’yi (sav) şöyle buyururken dinledim:

"Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası müstesnâ ölen herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir, yalnız kocası için dört ay on gün yas tutar."


    Öneri Formu
9639 B001280 Buhari, Cenaiz, 30

Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona Humeyd b. Nâfi, ona da Zeyneb bt. Ebu Seleme şöyle demiştir:

Hz. Peygamber'in (sav) zevcesi Ümmü Habibe'nin yanına girdim, Ümmü Habibe “Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken dinledim” dedi:

"Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadına, ölen kocası için tutacağı dört ay on gün yasın dışında, başka herhangi birinin ölümünden dolayı üç günden fazla yas tutması helâl değildir."


    Öneri Formu
9641 B001281 Buhari, Cenaiz, 30

Sonra kardeşi vefat ettiği zaman, Zeyneb bt. Cahş'ın yanına, girdim. O da hoş koku getirilmesini istedi ve ondan sürdü, sonra da şöyle dedi: Benim koku sürmeye bir ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinlemiştim:

"Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için tutması gereken dört ay on gün dışında herhangi birinin ölümü için üç günden fazla yas tutması helâl değildir."


    Öneri Formu
9642 B001282 Buhari, Cenaiz, 30


    Öneri Formu
9631 B001273 Buhari, Cenaiz, 24


    Öneri Formu
9637 B001278 Buhari, Cenaiz, 29


    Öneri Formu
9638 B001279 Buhari, Cenaiz, 30

Bize Ahmed b. Muhammed el-Mekkî, ona İbrahim b. Sa‘d, ona da Sa‘d, babasının (İbrahim b. Abdurrahman) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Bir gün, Abdurrahman b. Avf’a (ra) bir yemek getirildi. O 'Musab b. Umeyr –ki benden daha hayırlı idi- şehit edildi de kendisine kefen olarak sadece çizgili bir entari bulunabilmişti. Hamza (hadisin râvisi burada isim konusunda şüpheye düşüp) ya da bir başka adam, ki o da benden hayırlı idi, şehit edilmişti ve onun için de çizgili bir entari dışında bir kefen bulunamamıştı. Gerçekten ben, hoşumuza giden şeylerin bu dünya hayatında bize acilen verilmiş olmasından endişe etmekteyim' dedi ve sonra da ağlamaya başladı."


    Öneri Formu
9633 B001274 Buhari, Cenaiz, 25

Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Şu‘be, ona Saîd b. İbrahim, ona babası İbrahim şöyle rivayet etmiştir:

Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir kaftan ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize ve­rilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.


    Öneri Formu
9634 B001275 Buhari, Cenaiz, 26

Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyâs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona da Şakîk, Habbâb’ın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Allah’ın rızasına nail olmak ümidiyle Nebi (sav) ile birlikte hicret ettik. Ecrimizi vermek ise Allah’a aittir. Kimimiz ecrinden (bu dünyada) hiçbir şey yemeden öldü. Bunlardan birisi de Mus'ab b. Umeyr’dir. Kimimizin ise meyvesi olgunlaştı ve o kimse şimdi o meyveleri devşirmektedir. (Mus'ab) Uhud günü şehid edildi de ona kefen olmak üzere bir bürdeden (çizgili bir entariden) başka şey bulamadık. Onu başı tarafından örtecek olsak ayakları dışarıda kalıyor, ayakları tarafından örtecek olsak başı dışarıda kalıyordu. Bunun üzerine Nebi (sav) bizlere baş tarafından örtmemizi, ayaklarının üzerine de izhir denilen ottan koymamızı söyledi."


    Öneri Formu
9635 B001276 Buhari, Cenaiz, 27