Öneri Formu
Hadis Id, No:
9737, B001442
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى أَخِى عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ أَبِى مُزَرِّدٍ عَنْ أَبِى الْحُبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: " مَا مِنْ يَوْمٍ يُصْبِحُ الْعِبَادُ فِيهِ إِلاَّ مَلَكَانِ يَنْزِلاَنِ فَيَقُولُ أَحَدُهُمَا اللَّهُمَّ أَعْطِ مُنْفِقًا خَلَفًا ، وَيَقُولُ الآخَرُ اللَّهُمَّ أَعْطِ مُمْسِكًا تَلَفًا "
Tercemesi:
Bize İsmail (b. Ebu Üveys), ona kardeşi (Abdülhamid b. Ebu Üveys), ona Süleyman b. Muaviye b. Ebu Müzerrid, ona Ebu Hubab (Said b. Yesar), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kulların sabaha eriştiği her gün (yeryüzüne) iki melek iner. Onlardan birisi, Allah'ım! İnfak edene karşılığını ver, diye dua ederken; diğeri Allah'ım! Cimrilik edenin malını telef et, diye beddua eder."
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren değişik lafızlı kısım:
اللهم اعط للمنفق خلفا وللمنسك تلفا
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 27, 1/473
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdülhamid b. Ebu Üveys el-Esbahî (Abdülhamid b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys)
6. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Cimri, Cimrilik
İnfak, Allah yolunda
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kültür, harcama kültürü / cimrilik
Kültür, harcama kültürü / infak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9717, B001438
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « الْخَازِنُ الْمُسْلِمُ الأَمِينُ الَّذِى يُنْفِذُ - وَرُبَّمَا قَالَ يُعْطِى - مَا أُمِرَ بِهِ كَامِلاً مُوَفَّرًا طَيِّبٌ بِهِ نَفْسُهُ ، فَيَدْفَعُهُ إِلَى الَّذِى أُمِرَ لَهُ بِهِ ، أَحَدُ الْمُتَصَدِّقَيْنِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Kendisine vermesi emredileni (sadakayı) tam, eksiksiz ve gönül hoşluğu ile verme işini icra eden veya veren -Efendimiz (sav) böyle demiş de olabilir- müslüman ve güvenilir depo memuru, sadaka veren iki hayır sahibinden birisidir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 1438, 1/473
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
KTB, SADAKA
Sadaka, efendinin verilmesini istediği malı vermek
Sadaka, paylaşmaya teşvik
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِذَا أَطْعَمَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ ، لَهَا أَجْرُهَا ، وَلَهُ مِثْلُهُ ، وَلِلْخَازِنِ مِثْلُ ذَلِكَ ، لَهُ بِمَا اكْتَسَبَ ، وَلَهَا بِمَا أَنْفَقَتْ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9720, B001440
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِذَا أَطْعَمَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ ، لَهَا أَجْرُهَا ، وَلَهُ مِثْلُهُ ، وَلِلْخَازِنِ مِثْلُ ذَلِكَ ، لَهُ بِمَا اكْتَسَبَ ، وَلَهَا بِمَا أَنْفَقَتْ » .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A'meş, ona Şakik, ona Mesruk, ona da Aişe'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, kocasının evinden ifsat etmeyerek yedirdiği zaman kendisi için bir ecir, kocası için de onun benzeri bir ecir vardır. Malı muhafaza eden hazin için de bunun kadar bir ecir vardır. Kocasına malı kazandığından ötürü, kadına ise infak ettiğinden dolayı ecir vardır"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 26, 1/473
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
6. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
İnfak, kadının kocasının malından harcaması
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Mülkiyet, Kadın, kocasının malından tasarrufta bulunması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9744, B001306
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ أَخَذَ عَلَيْنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عِنْدَ الْبَيْعَةِ أَنْ لاَ نَنُوحَ ، فَمَا وَفَتْ مِنَّا امْرَأَةٌ غَيْرَ خَمْسِ نِسْوَةٍ أُمِّ سُلَيْمٍ وَأُمِّ الْعَلاَءِ وَابْنَةِ أَبِى سَبْرَةَ امْرَأَةِ مُعَاذٍ وَامْرَأَتَيْنِ أَوِ ابْنَةِ أَبِى سَبْرَةَ وَامْرَأَةِ مُعَاذٍ وَامْرَأَةٍ أُخْرَى .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bey'at esnasında, feryat figan ağıt yakmayacağımıza dair bizden söz aldı. Fakat beş kadın hariç içimizden hiç biri bu sözüne sadık kalamadı. Bu beş kadın; Ümmü Süleym, Ümmü Alâ, Muaz'ın karısı Binti Ebu Sebra ve iki kadın ya da -ravi tereddüt etmiştir- Binti Ebu Sebra, Muaz'ın karısı ve diğer bir kadındı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 45, 1/444
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Abdullah b. Abdülvehhab el-Hacebî (Abdullah b. Abdülvehhab)
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Biat, kadınların
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا رَأَيْتُمُ الْجَنَازَةَ فَقُومُوا حَتَّى تُخَلِّفَكُمْ » . قَالَ سُفْيَانُ قَالَ الزُّهْرِىُّ أَخْبَرَنِى سَالِمٌ عَنْ أَبِيهِ قَالَ أَخْبَرَنَا عَامِرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . زَادَ الْحُمَيْدِىُّ « حَتَّى تُخَلِّفَكُمْ أَوْ تُوضَعَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9746, B001307
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَامِرِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا رَأَيْتُمُ الْجَنَازَةَ فَقُومُوا حَتَّى تُخَلِّفَكُمْ » . قَالَ سُفْيَانُ قَالَ الزُّهْرِىُّ أَخْبَرَنِى سَالِمٌ عَنْ أَبِيهِ قَالَ أَخْبَرَنَا عَامِرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . زَادَ الْحُمَيْدِىُّ « حَتَّى تُخَلِّفَكُمْ أَوْ تُوضَعَ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabî'a'nın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurdu:
Cenazeyi gördüğünüzde sizi arkada bırakana dek (onun için) ayakta bekleyin.
Bize Süfyân, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona babası (İbn Ömer), ona da Âmir b. Rabî'a, Nebî'den (sav) nakilde bulunmuştur.
el-Humeydî, "Sizi geride bırakana ya da (yere) konulana dek" ilavesinde bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 46, 1/444
Senetler:
1. Amir b. Rabî'a el-Anezi (Amir b. Rabî'a b. Ka'b b. Malik b. Rabî'a)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Cenaze, Cenaze için ayağa kalkmak
Cenaze, törenine katılmak
KTB, CENAZE, CENAİZ
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا قُرَيْشٌ - هُوَ ابْنُ حَيَّانَ - عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ دَخَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى أَبِى سَيْفٍ الْقَيْنِ - وَكَانَ ظِئْرًا لإِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِبْرَاهِيمَ فَقَبَّلَهُ وَشَمَّهُ ، ثُمَّ دَخَلْنَا عَلَيْهِ بَعْدَ ذَلِكَ ، وَإِبْرَاهِيمُ يَجُودُ بِنَفْسِهِ ، فَجَعَلَتْ عَيْنَا رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَذْرِفَانِ . فَقَالَ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ - رضى الله عنه - وَأَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ: " يَا ابْنَ عَوْفٍ إِنَّهَا رَحْمَةٌ " . ثُمَّ أَتْبَعَهَا بِأُخْرَى فَقَالَ صلى الله عليه وسلم " إِنَّ الْعَيْنَ تَدْمَعُ ، وَالْقَلْبَ يَحْزَنُ ، وَلاَ نَقُولُ إِلاَّ مَا يَرْضَى رَبُّنَا ، وَإِنَّا بِفِرَاقِكَ يَا إِبْرَاهِيمُ لَمَحْزُونُونَ " . رَوَاهُ مُوسَى عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz."
Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9739, B001303
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ حَدَّثَنَا قُرَيْشٌ - هُوَ ابْنُ حَيَّانَ - عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - قَالَ دَخَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى أَبِى سَيْفٍ الْقَيْنِ - وَكَانَ ظِئْرًا لإِبْرَاهِيمَ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِبْرَاهِيمَ فَقَبَّلَهُ وَشَمَّهُ ، ثُمَّ دَخَلْنَا عَلَيْهِ بَعْدَ ذَلِكَ ، وَإِبْرَاهِيمُ يَجُودُ بِنَفْسِهِ ، فَجَعَلَتْ عَيْنَا رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَذْرِفَانِ . فَقَالَ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ - رضى الله عنه - وَأَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ: " يَا ابْنَ عَوْفٍ إِنَّهَا رَحْمَةٌ " . ثُمَّ أَتْبَعَهَا بِأُخْرَى فَقَالَ صلى الله عليه وسلم " إِنَّ الْعَيْنَ تَدْمَعُ ، وَالْقَلْبَ يَحْزَنُ ، وَلاَ نَقُولُ إِلاَّ مَا يَرْضَى رَبُّنَا ، وَإِنَّا بِفِرَاقِكَ يَا إِبْرَاهِيمُ لَمَحْزُونُونَ " . رَوَاهُ مُوسَى عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Yahya b. Hassan, ona Kureyş b. Hayyan, ona Sabit (b. Eslem), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) ile birlikte demirci olan Ebu Seyf'in yanına girdik. Ebu Seyf, İbrahim'in süt babasıydı. Rasulullah (sav), İbrahim'i aldı, onu öptü ve kokladı. Bundan sonra bir kere daha Ebu Seyf'in (evine) gittik. Bu defa İbrahim can veriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ağlamaya başladı. Ardından Abdurrahman b. Avf (ra) 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen de mi ağlıyorsun? deyince, Rasulullah (sav) da; "Ey İbn Avf! Bu merhamettendir" buyurdu. Sonra da ağlamaya devam etti. Ardından şöyle buyurdu: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz ise, Rabbimizin razı olacağı sözden başka bir söz söylemeyiz. Ey İbrahim! Bizler senin ayrılman sebebiyle üzüntülüyüz."
Bu hadisi Musa b. İsmail, Süleyman b. Mugîre'den; o da Sabit el-Bunânî'den, o da Enes b. Malik'ten (ra), o da Rasulullah'dan (sav) nakletmiştir.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
إِنَّ الْعَيْنَ تَدْمَعُ ، وَالْقَلْبَ يَحْزَنُ ، وَلاَ نَقُولُ إِلاَّ مَا يَرْضَى رَبُّنَا
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 43, 1/443
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Bekir Kureyş b. Hayyan el-Icli (Kureyş b. Hayyan)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Hassan el-Bekrî (Yahya b. Hassan b. Hayyan)
5. Ebu Ali Hasan b. Abdulaziz el-Cerevi (Hasan b. Abdulaziz b. Vezir)
Konular:
Akraba, süt akrabalığı
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
HZ. PEYGAMBER'İN ÇOCUKLARI
KTB, CENAZE, CENAİZ
Şefaat, Hz. Peygamber'in
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اشْتَكَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ شَكْوَى لَهُ فَأَتَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُهُ مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَسَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنهم - فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ فَوَجَدَهُ فِى غَاشِيَةِ أَهْلِهِ فَقَالَ " قَدْ قَضَى " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَبَكَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى الْقَوْمُ بُكَاءَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَكَوْا فَقَالَ " أَلاَ تَسْمَعُونَ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُعَذِّبُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ ، وَلاَ بِحُزْنِ الْقَلْبِ ، وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا - وَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ - أَوْ يَرْحَمُ وَإِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ " . وَكَانَ عُمَرُ - رضى الله عنه - يَضْرِبُ فِيهِ بِالْعَصَا ، وَيَرْمِى بِالْحِجَارَةِ وَيَحْثِى بِالتُّرَابِ .
Bize Asbağ’, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Sa’id b. el-Hâris el-Ensari, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir keresinde Sa’d b. Ubade bir hastalığa yakalanmıştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav), Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mes’ud ile birlikte Sa’d’ı ziyarete geldi. Sa’d’ın yanına girdiği zaman, onu aile fertleri tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Resul-i Ekrem "Sa’d öldü mü?" diye sordu. Oradakiler 'Hayır ey Allah’ın elçisi! Ölmedi' dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Orada bulunanlar, Rasulullah’ın (sav) ağladığını görünce, onlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İşitmez misiniz? Şüphesiz ki, Allah gözyaşı ve kalp üzüntüsü sebebiyle azab etmez. Lakin" - mübarek diline işaret ederek- "işte bunun yüzünden ya azab eder, ya da merhamet eder. Şübhesiz ölü, ailesinin kendisine (yasaklanmış bir ağlayışla) ağlamasından dolayı azab görür" dedi. Hz. Ömer de (Cahiliyye adeti üzere) ağlandığında (ağlayanı) sopa ile döver, üzerine çakıl taşları atar ve toprak saçardı.
Açıklama: Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9741, B001304
Hadis:
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اشْتَكَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ شَكْوَى لَهُ فَأَتَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُهُ مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَسَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنهم - فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ فَوَجَدَهُ فِى غَاشِيَةِ أَهْلِهِ فَقَالَ " قَدْ قَضَى " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَبَكَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى الْقَوْمُ بُكَاءَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَكَوْا فَقَالَ " أَلاَ تَسْمَعُونَ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُعَذِّبُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ ، وَلاَ بِحُزْنِ الْقَلْبِ ، وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا - وَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ - أَوْ يَرْحَمُ وَإِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ " . وَكَانَ عُمَرُ - رضى الله عنه - يَضْرِبُ فِيهِ بِالْعَصَا ، وَيَرْمِى بِالْحِجَارَةِ وَيَحْثِى بِالتُّرَابِ .
Tercemesi:
Bize Asbağ’, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Sa’id b. el-Hâris el-Ensari, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir keresinde Sa’d b. Ubade bir hastalığa yakalanmıştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav), Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mes’ud ile birlikte Sa’d’ı ziyarete geldi. Sa’d’ın yanına girdiği zaman, onu aile fertleri tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Resul-i Ekrem "Sa’d öldü mü?" diye sordu. Oradakiler 'Hayır ey Allah’ın elçisi! Ölmedi' dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Orada bulunanlar, Rasulullah’ın (sav) ağladığını görünce, onlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İşitmez misiniz? Şüphesiz ki, Allah gözyaşı ve kalp üzüntüsü sebebiyle azab etmez. Lakin" - mübarek diline işaret ederek- "işte bunun yüzünden ya azab eder, ya da merhamet eder. Şübhesiz ölü, ailesinin kendisine (yasaklanmış bir ağlayışla) ağlamasından dolayı azab görür" dedi. Hz. Ömer de (Cahiliyye adeti üzere) ağlandığında (ağlayanı) sopa ile döver, üzerine çakıl taşları atar ve toprak saçardı.
Açıklama:
Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 44, 1/443
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Said b. Haris el-Ensari (Said b. Haris b. Ebu Said b. Mualla)
3. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Abdullah Esbağ b. Ferec el-Ümevî (Esbağ b. Ferec b. Said b. Nafi)
Konular:
Adab, Cenaze, ölüye ağlama adabı
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Hz. Peygamber, hastaları ziyareti
Hz. Peygamber, ümmetine merhamet
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا مَنْصُورٌ وَالأَعْمَشُ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَعْنِى إِذَا تَصَدَّقَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9719, B001439
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا مَنْصُورٌ وَالأَعْمَشُ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم تَعْنِى إِذَا تَصَدَّقَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا .
Tercemesi:
Bize Adem, ona Şu'be, ona Mansur ve A'meş, ona Ebu Vail, ona Mesruk, ona da Aişe (ra) Peygamber'den (sav) şöyle nakletti: "Kadın, kocasının evinden sadaka verdiği zaman..."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 26, 1/473
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
İnfak, kadının kocasının malından harcaması
Mülkiyet, Kadın, kocasının malından tasarrufta bulunması
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَنْفَقَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ طَعَامِ بَيْتِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ فَلَهَا أَجْرُهَا ، وَلِلزَّوْجِ بِمَا اكْتَسَبَ ، وَلِلْخَازِنِ مِثْلُ ذَلِكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9726, B001441
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا أَنْفَقَتِ الْمَرْأَةُ مِنْ طَعَامِ بَيْتِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ فَلَهَا أَجْرُهَا ، وَلِلزَّوْجِ بِمَا اكْتَسَبَ ، وَلِلْخَازِنِ مِثْلُ ذَلِكَ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Cerir, ona Mansur, ona Şakik, ona Mesruk, ona da Aişe'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, kendi evinindeki yiyeceklerden ifsat etmeden infak ettiğinde, kadına bu infakı için sevap vardır. Bu malı kazanmasından dolayı kocasına; muhafaza ettiğinden dolayı da bekçiye bunun kadar sevab vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Zekât 26, 1/473
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
İnfak, Allah yolunda
İnfak, kadının kocasının malından harcaması
Mülkiyet, Kadın, kocasının malından tasarrufta bulunması
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حَوْشَبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ قَالَ أَخْبَرَتْنِى عَمْرَةُ قَالَتْ سَمِعْتُ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ لَمَّا جَاءَ قَتْلُ زَيْدِ بْنِ حَارِثَةَ وَجَعْفَرٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَوَاحَةَ ، جَلَسَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُعْرَفُ فِيهِ الْحُزْنُ ، وَأَنَا أَطَّلِعُ مِنْ شَقِّ الْبَابِ ، فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ نِسَاءَ جَعْفَرٍ وَذَكَرَ بُكَاءَهُنَّ فَأَمَرَهُ بِأَنْ يَنْهَاهُنَّ ، فَذَهَبَ الرَّجُلُ ثُمَّ أَتَى فَقَالَ قَدْ نَهَيْتُهُنَّ ، وَذَكَرَ أَنَّهُنَّ لَمْ يُطِعْنَهُ ، فَأَمَرَهُ الثَّانِيَةَ أَنْ يَنْهَاهُنَّ ، فَذَهَبَ ، ثُمَّ أَتَى ، فَقَالَ وَاللَّهِ لَقَدْ غَلَبْنَنِى أَوْ غَلَبْنَنَا الشَّكُّ مِنْ مُحَمَّدِ بْنِ حَوْشَبٍ - فَزَعَمَتْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَاحْثُ فِى أَفْوَاهِهِنَّ التُّرَابَ » . فَقُلْتُ أَرْغَمَ اللَّهُ أَنْفَكَ ، فَوَاللَّهِ مَا أَنْتَ بِفَاعِلٍ وَمَا تَرَكْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْعَنَاءِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9742, B001305
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ حَوْشَبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ قَالَ أَخْبَرَتْنِى عَمْرَةُ قَالَتْ سَمِعْتُ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - تَقُولُ لَمَّا جَاءَ قَتْلُ زَيْدِ بْنِ حَارِثَةَ وَجَعْفَرٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَوَاحَةَ ، جَلَسَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُعْرَفُ فِيهِ الْحُزْنُ ، وَأَنَا أَطَّلِعُ مِنْ شَقِّ الْبَابِ ، فَأَتَاهُ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ نِسَاءَ جَعْفَرٍ وَذَكَرَ بُكَاءَهُنَّ فَأَمَرَهُ بِأَنْ يَنْهَاهُنَّ ، فَذَهَبَ الرَّجُلُ ثُمَّ أَتَى فَقَالَ قَدْ نَهَيْتُهُنَّ ، وَذَكَرَ أَنَّهُنَّ لَمْ يُطِعْنَهُ ، فَأَمَرَهُ الثَّانِيَةَ أَنْ يَنْهَاهُنَّ ، فَذَهَبَ ، ثُمَّ أَتَى ، فَقَالَ وَاللَّهِ لَقَدْ غَلَبْنَنِى أَوْ غَلَبْنَنَا الشَّكُّ مِنْ مُحَمَّدِ بْنِ حَوْشَبٍ - فَزَعَمَتْ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « فَاحْثُ فِى أَفْوَاهِهِنَّ التُّرَابَ » . فَقُلْتُ أَرْغَمَ اللَّهُ أَنْفَكَ ، فَوَاللَّهِ مَا أَنْتَ بِفَاعِلٍ وَمَا تَرَكْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْعَنَاءِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Havşeb, ona Abdülvehhab, ona Yahyâ b. Saîd, ona Amra, ona da Hz. Âişe (r. anhâ) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "(Mute Savaşı ile ilgili olarak) Zeyd b. Hârise, Cafer (b. Ebu Talib) ve Abdullah b. Ravâha'nın şehit olduğu haberi gelince Hz. Peygamber (sav) oturdu. Hüznü yüzünden okunuyordu. Bu esnada ben de kapı deliğinden gözlüyordum. Derken yanına bir adam geldi ve 'Cafer'ın kadınları' diye söz başlayıp onların ağladıklarından söz etti. Hz. Peygamber (sav), adama, kadınları ağlamaktan men etmesini emretti. Adam gitti; sonra geri geldi ve 'Onları men ettim.' diyerek kadınların, kendisini dinlemediğini söyledi. Hz. Peygamber (sav) adama ikinci kez; onları men etmesini emretti. Adam gitti ve tekrar gelip; 'Vallahi, kadınlar bana' ya da 'bize' -bu tereddüt Muhammed b. (Abdullah) b. Havşeb'ten kaynaklanmaktadır- 'baskın çıktılar!' dedi."
Hz. Âişe, Hz. Peygamber'in (sav); "Onların ağzına toprak saç!" buyurduğunu iddia etti."
Hz. Âişe anlatmaya devam etti: "Adama; 'Allah, burnunu yere sürtsün! Vallahi, ne emri yerine getirdin ne de Rasulullah'ı (sav) sıkıntısından kurtarıp rahat bıraktın!' dedim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 45, 1/444
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
5. Muhammed b. Havşeb et-Tâifî (Muhammed b. Abdullah b. Havşeb)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Cenaze, ardından ağlamak /musıbet karşısında
Cenaze, törenine katılmak
KTB, CENAZE, CENAİZ