11722 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem el-Adevî), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir:
Allah yolunda bir at bağışladım ama sahibi ona iyi bakmadı. Ben de onun atı ucuza satacağını düşünerek satın almak istedim ve bunu Rasullullah'a (sav) sordum, Hz. Peygamber (sav) "Onu sana bir dirheme bile verse satın alma. Çünkü bağışından dönen kimse kusmuğunu tekrar yutan kimse gibidir" buyurdu.
Bize Âdem, ona Şu'be, ona Hakem, ona da İbrahim'in naklettiğine göre Esved şöyle demiştir:
Hz. Aişe, Berîre’yi âzad etmek için satın almak istedi. Efendileri de Berîre'nin velâsı (mirasa sebep olmaya elverişli hükmî yakınlık) kendilerine ait olması şartını koşmak istediler. Aişe, bu meseleyi Hz. Peygamber'e (sav) anlattı. Hz. Peygamber (sav) ona "Berîre'yi satın al! Velâ ancak âzad edene aittir." buyurdu.
Aişe dedi ki: (Bir kere) Hz. Peygamber'e bir parça et getirildi. Ben "Bu et, âzadlım Berîre'ye sadaka olarak verilmiştir." dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu et, Berîre'ye sadakadır; bize ise hediyedir." buyurdu.
Bize Ahmed, ona babası, ona İbrahim, ona Haccâc b. Haccâc, ona Katâde, ona Abdullah b. Ebu Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Ye'cûc ve Me'cûc'un çıkmasından sonra da Kabe'de hac ve umre yapılacaktır."
Bu hadisi Katâde'den rivayet etmede Abdullah b. Ebu Utbe'ye, Ebân ve İmran mütâbaat etmişlerdir.
Abdurrahman, Şu'be tarikiyle şu hadisi nakletmiştir:
"Kabe hac edilmeyinceye kadar kıyamet kopmaz."
Birinci rivayet daha çoktur. Katâde Abdullah b. Ebu Utbe'den nakletmiştir, Abdullah b. Ebu Utbe de Ebu Saîd'den nakilde bulunmuştur.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb; (T)
Bana Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona Zührî (İbn Şihâb), ona da Urve, Âişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Müslümanlar ramazan orucu farz kılınmadan, aşure (muharrem ayının onuncu) günü oruç tutarlardı. O günde Kâbe'ye örtü örtülürdü. Allah (cc) ramazan orucunu farz kılınca, Allah Rasulü (sav) 'Aşure orucunu tutmak isteyen tutsun, istemeyen de tutmasın' buyurdu."
Bize Abdullah b. Abdülvehhab, ona Halid b. Haris, ona Süfyân, ona Vâsıl el-Ahdeb, ona da Ebu Vail şöyle söylemiştir: Ben, Şeybe'ye geldim (T); Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Vâsıl, ona da Ebu Vail şöyle söylemiştir:
Kabe'nin içinde bir sedir üzerinde Şeybe ile birlikte oturmuştum. Şeybe bana dedi ki, şu kürsüye Ömer b. Hattab (ra) da oturmuştu. Konuşma arasında bana, 'Kabe içinde altın, gümüş, ne kadar kıymetli eşya varsa bunların hiçbirini bırakmayıp, hepsini fakirlere taksim edeyim diye düşünmüşümdür' demişti. Ben de,
'Ey Müminlerin Emiri! Senin iki arkadaşın Rasulullah ile Ebu Bekir bu işi yapmadılar' dedim. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: 'Onlar mürüvvet sahibi iki kamil insandı. Ben de onlara uyarım.'