11699 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir:
Rasulullah (sav) bir gece odadan dışarıya çıktı, mescitte namaz kıldı. Bazı insanlar da namazda ona uydular. Sabah olunca insanlar bunu kendi aralarında konuştular. Bunun neticesinde gece daha çok insan toplandı ve Peygamber (sav) ile birlikte namaz kıldılar. Sabah olunca insanlar bu konuyu yine konuştular. Üçüncü gece mescide gelenler bir hayli fazla oldu. Rasulullah yine mescide çıktı, insanlar da Ona uyarak namaz kıldılar. Dördüncü gece olduğu zaman mescit, kalabalıktan insanları almadı. (Peygamber de onların yanına mescide çıkmadı). Ancak sabah namazını kıldırmak için mescide çıktı. Sabah namazını kıldırınca, insanlara döndü, kelime-i şehadet getirdi ve şöyle dedi:
"Muhakkak ki dün geceki durumunuzdan haberdarım. Fakat ben, gece namazı üzerinize farz olur da sonra onu kılamazsınız diye endişe ettim." buyurdu.
Rasulullah (sav), durum bu hal üzere iken vefat etti.
Bize Muhammed, ona Abdüla'la b. Abdüla'la, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona da Ebu Hureyre'nin söylediğine göre; Allah'ın Peygamberi (sav) kurbanlık bir deve götüren bir adam gördü. Ona: "Bu deveye bin!" buyurdu.
O adam da: 'Bu deve kurbanlık bir devedir.' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Bu deveye bin!" buyurdu.
Ebu Hüreyre dedi ki, 'Yemin ederim ki ben onu devesine bindiğini ve Hz. Peygamber'le yürürken O'nunla yarışmaya çalıştığını gördüm. Devenin boynunda da nal(kurbanlık olduğunu gösteren bir işaret) vardı.
Muhammed b. Beşşâr bu hadisi Osman b. Ömer, ona Ali b. Mübarek, ona Yahya, ona İkrime, ona Ebu Hüreyre, ona da Hz. Peygamber tarikiyle naklederek Ma'mer'e mütâbaat etmiştir.