Giriş

Bize Ali b. Ayyâş, ona Ebu Ğassân (Muhammed b. Mutarrif), ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhüma), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Satarken, satın alırken, alacağını isterken kolay­lık gösteren kimseye Allah rahmet eylesin."


    Öneri Formu
11342 B002076 Buhari, Büyu', 16

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Mansur, ona Rib'î b. Hirâş, ona da Huzeyfe'nin söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Melekler, sizden önceki milletlerden bir adamın ruhunu karşıladı ve '(Dünya'dayken) hayır türü bir şey işledin mi?' diye sordular. Adam 'Hizmetçilerime eli darda olan borçlularıma süre vermelerini, ödeme imkanı olan borçlularıma da müsamahakâr davranmalarını emrederdim.' dedi. Bunun üzerine melekler de ona karşı müsamahakâr davrandılar."
Ebu Malik'in söylediğine göre Rib'î'nin nakli şöyledir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranır, eli darda olanlara ise süre verirdim."
Şu'be, ona Abdülmelik, ona da Rib'î bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur.
Ebu Avâne'nin rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olanlara esnek davranıyor, eli darda olanlara ise süre veriyorum."
Nuaym b. Ebu Hind'in rivayet ettiğine göre de Rib'î şöyle demiştir: "Ödeme imkanı olandan kabul ediyor, ödeme imkanı olmayana ise esnek davranıyorum."


    Öneri Formu
11347 B002077 Buhari, Büyu', 17

Bize Hişam b. Ammar, ona Yahya b. Hamza, ona (Muhammed b. Velid) ez-Zübeydî, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"İnsanlara borç veren bir tacir vardı. Borçluyu maddi sıkıntıda gördüğü zaman hizmetçilerine, onu geçin (bir şey almayın); umulur ki Allah'da bize müsamaha eder, derdi. (Bu ameli ve niyeti sebebiyle) Allah da o taciri affeti."


    Öneri Formu
11350 B002078 Buhari, Büyu', 18


    Öneri Formu


    Öneri Formu
11337 B002074 Buhari, Büyu', 15


    Öneri Formu
11340 B002075 Buhari, Büyu', 15


    Öneri Formu
11360 B002079 Buhari, Büyu', 19

Bize Bündâr Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyân, ona Seleme b. Küheyl, ona Hucr b. Anbes, ona da Vâil b. Hucr şöyle rivayet etmiştir:
"Ben, Rasulullah'ın (sav), (Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil)' ayetini okuduğunda, âmîn dediğini ve derken de sesini uzattığı işittim."
Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Ali ve Ebu Hureyre'den de hadis rivayet edilmiştir. Vâil b. Hucr hadisi, hasen bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından, tâbiîn ve onlardan sonra gelenlerden ilim ehli pek çok kimse bu görüşte olup, 'Kişi âmîn derken sesini yükseltir, kısmaz' görüşünü benimsemişlerdir. Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bu hadisi bize Şu'be, ona Seleme b. Küheyl, ona Ebu Anbes Hucr, ona Alkame b. Vâil, ona da babası (Vâil), Hz. Peygamber (sav)'den şöyle rivayet etmiştir: 'Nebî (sav) 'Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil) ayetini okuyup bitirdiğinde, âmîn der ve derken de sesini kısardı.' Tirmizî, Muhammed (b. İsmail el-Buhârî)'den bu hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunduğunu aktarır: 'Bu konuda Süfyan hadisi, Şu'be rivayetinden daha sahihtir. Şu'be, bu hadisi naklederken bazı yerlerde yanılmıştır; Hadisin Ebu Anbes Hucr'dan geldiğini söylemiştir ki, doğrusu Hucr b. Anbes olmalıdır ve o Ebu Seken diye künyelenir. Senedde Alkame b. Vâil ilavesinde bulunmuştur. Ancak hadis Alkame'den rivayet edilmeyip Hucr b. Anbes vasıtasıyla Vâil b. Hucr'dan rivayet edilmiştir. Sonra 'Hz. Peygamber âmin derken sesini kıstı' demiştir, lakin doğrusu 'sesini uzattı' olmalıdır.' Tirmizî bu hadisi Ebu Zür'a'ya sorduğunu ve onu bu hadis hakkında şöyle dediğini de aktarır: 'Bu konudaki Süfyan hadisi, Şu'be'nin rivayetinden daha sahihtir. Nitekim Alâ b. Salih el-Esedî, Seleme b. Küheyl'den Süfyan'ın rivayetine benzer şekilde rivayette bulunmuştur'.


    Öneri Formu
11444 T000248 Tirmizi, Salat, 70


Açıklama: Metindeki ''قَالَ وَلَمْ أَرَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ أَبْغَضَ إِلَيْهِ الْحَدَثُ فِى الإِسْلاَمِ يَعْنِى مِنْهُ'' ifadesi tercümeye yansıtılırken ''يَعْنِى مِنْهُ'' ibaresinden kastın sahâbi Abdullah olduğu bilindiğinden ve daha güzel bir Türkçe ile belirtilmek istenildiğinden ''İslâm'daki bu bidatin, Rasulullah (sav)'ın ashabından babam hariç olmak üzere, kendisine daha ağır gelen bir kimseyi görmedim'' şekinde bir kullanım tercih edilmiştir. Tercüme esnasında tasarrufta bulunulduğunun farkındalığı malumdur. Tirmizî'nin hadisi hasen olarak değerlendirmesi senetteki İbn Abdullah'ın meçhûl oluşundan dolayı tenkid konusu olmuştur (Aynî, Umdetü'l-kârî şerhu Sahihi'l-Buhârî, Dârü İhyâi't-Turâsi'l-Arabî, V, 283).

    Öneri Formu
11434 T000244 Tirmizi, Salat, 66


    Öneri Formu
11422 T000241 Tirmizi, Salat, 64