11698 Kayıt Bulundu.
Bize İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihâb, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs şöyle söylemiştir:
"Rasulullah (sav) devesinin üzerinde durdu" dedi ve hadisi bu şekilde zikretti.
Bu hadisi Ma'mer, ez-Zührî'den rivayet ederken Salih'e mütâbaat etmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yezid b. Zürey', ona Halid, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir:
"Veda Haccı'nda, Mina'da, bayramın birinci gününde Peygamber'e (sav) bazı sorular soruldu. Peygamber de: 'Bir sakıncası yok' buyurdu. Bir adam Peygamber'e 'Ben kurban kesmeden önce tıraş oldum' dedi. Peygamber (sav) 'Kurbanını kes, sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası 'ben akşam olduktan sonra şeytan taşladım' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'sakınca yok' buyurdu."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav), Veda Haccında (Mina'da) vakfede iken insanlar kendisine soru sormaya başladı. Bir adam 'ben, bilmeyerek kurban kesmeden önce tıraş oldum' dedi. Peygamber (sav) 'Kurbânını şimdi kes, sakıncası yok' buyurdu. Bir başkası 'ben bilmeyerek şeytan taşlamadan önce kurbanımı kestim' dedi. Peygamber (sav) ona 'şimdi şeytan taşla, sakıncası yok' buyurdu. O gün Rasulullah'a (sav), hac ibadetlerinden bir şeyin öne alınması ya da geciktirilmesiyle ilgili ne sorulduysa, her birine 'Yap, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Sa'd b. Yahya b. Said, ona babası (Yahya b. Said), ona İbn Cüreyc, ona ez-Zühri, ona İsa b. Talha, ona Abdullah b. Amr b. Âs (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) kurban günü hutbe verirken birisi ayağa kalktı ve 'ben şu iş, şundan evvel yapılacak sanıyordum' dedi. Sonra bir diğer kimse ayağa kalktı ve 'ben de şu iş, bu işten öncedir sanıyordum. Bu yüzden kurban kesmeden önce tıraş oldum, şeytan taşlamadan evvel kurban kestim' dedi ve buna benzer şeyler söyledi. Peygamber (sav) bunların hepsine 'olsun yap, bir sakınca yok' buyurdu. O gün sorulan her soruya Hz. Peygamber (sav)'yap, bir sakıncası yok' diye cevap verdi."
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Âmir, ona Kurra, ona Muhammed b. Sîrin, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da Ebu Bekre ve bana göre Abdurrahman'dan daha faziletli olan bir adam olan Humeyd b. Abdurrahman, ona Ebu Bekre (ra) şöyle söyledi:
Rasulullah (sav) Kurban bayramı günü bize hutbe verdi ve "Bu gün hangi gündür, biliyor musunuz?" buyurdu. Biz, 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dedik. O, bir süre sessiz kaldı. Öyle ki, biz Hz. Peygamber (sav) ona başka bir isim verecek sandık. Sonra Rasulullah (sav) "Kurban günü değil mi?" buyurdu. Bizler: 'Evet, kurban günüdür' dedik. Sonra "Bu ay hangi aydır?" diye sordu. Biz, 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dedik. O yine sessiz kaldı. Öyle ki, biz Hz. Peygamber (sav) ona başka bir isim verecek sandık. Rasulullah, "Zü'l-Hicce ayı değil mi?" buyurdu. Biz 'Evet, Zü'l-Hicce ayıdır' dedik. "Bu hangi beldedir?" diye sordu. Biz yine, 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir' dedik. Bunun üzerine Rasulullah sustu. Öyle ki, biz Hz. Peygamber (sav) ona başka bir isim verecek sandık. Hz. Peygamber (sav) "Haram olan belde değil mi?" buyurdu. Biz 'Evet, Haram Belde'dir' dedik. Bunun üzerine "Bu gününüz, bu ayınız ve bu şehrinizin haram olduğu gibi kanlarınız, mallarınız Rabbinize kavuşacağınız güne kadar birbirinize haramdır. Dikkat edin! Bunları size tebliğ ettim mi?" dedi.
Sahabiler, 'Evet, tebliğ ettin' dediler. Rasulullah da (sav): "Allah'ım! Şahit ol!" dedi. Sonra, "Burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsin. Kendisine tebliğ edilmiş olan nice kimseler burada bulunup işitenden daha iyi anlayıp kavrayabilirler. Benden sonra birbirinizin kellelerini vuracak kafirlere dönmeyiniz!" buyurdu.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Yezid b. Harun, ona Asım b. Muhammed b. Zeyd, ona babası, ona da İbn Ömer'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) Mina'da şöyle buyurdu:
"Bu gün hangi gündür bilir misiniz?" Sahabiler: 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir.' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu haram bir gündür. Yine bilir misiniz bu hangi beldedir?" buyurdu. Sahabiler: 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir.' dediler. Hz. Peygamber (sav): "Haram beldedir. Bilir misiniz bu hangi aydır?" buyurdu. Sahabiler: 'Allah ve Rasulü en iyi bilendir.' dediler. Hz. Peygamber (sav) "Haram aydır" buyurdu sonra da şöyle devam etti: "Şüphesiz Allah kanlarınızı, mallarınızı, ırzlarınızı bu ay, bu belde ve bu gününüzün haramlığı gibi birbirinize haram kılmıştır."
Hişam b. el-Gâz dedi ki: Bana Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) bu haccında kurban gününde cemrelerin arasında durdu ve: "Bu büyük hacdır" buyurdu. Bundan sonra Hz. Peygamber (sav): "Allah'ım! Şahit ol!" demeye başladı ve insanlara veda etti. Sahabiler: 'Bu hac, veda haccıdır.' dediler.
Açıklama: Tirmizî'nin değerlendirmeleri esnasında zikrettiği ''...وَذَكَرَ غَيْرَهُمَا...'' ifadesi, tercümeye ''...ve başlarının...'' şeklinde, kasıtlı olarak, anlamı esas almak suretiyle yansıtılmıştır. ''Amr b. Şuayb > babası > dedesi'' tariki ile gelen ''aile isnadı'' meselesini mevzu bahis eden bir çalışma için bk. Bekir Kuzudişli, Hadis Rivayetinde Aile İsnadları, s. 211-20.