Giriş

Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer (ra) şöyle söylemiştir:
Rasulullah'ın (sav) sünneti size yetmez mi? Sizden biriniz hac etmekten alıkonulursa Beytulla'ı tavaf eder. Safa ile Merve arasında sa'y yapar, sonra da ertesi sene hac yapıncaya kadar ihramdan çıkar ve her şey onun için helal olur. Ya kurban keser yahut kesecek kurban bulamazsa oruç tutar.

Abdullah, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer tarikiyle buna benzer bir hadis nakledilmiştir.


    Öneri Formu
12996 B001810 Buhari, Muhsar, 2

Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Bedr Şucâ b. Velid, ona Ömer b. Muhammed el-Umerî, ona Nâfi, ona Abdullah ve Salim, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir:

Biz Nebi (sav) ile birlikte Umre yapmak üzere çıkmıştık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldu. Bundan dolayı Rasulullah (sav) kurbanlık develerini kesti ve başını tıraş etti (böylece ihramdan çıktı).


    Öneri Formu
12999 B001812 Buhari, Muhsar, 3

Bize İsmail, ona Mâlik, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:

"Abdullah b. Ömer (r.anhuma) Mekke’ye fitne zamanında umre yapmak üzere çıkıp gittiği zaman “Eğer Beyt’e ulaşmam engellenecek olursa Rasulullah (sav) ile birlikte yaptığımız gibi yaparız” deyip, umre niyetiyle telbiye getirerek ihrama girdi. Çünkü Nebi (sav) de Hudeybiye yılında umre niyetiyle telbiye getirip ihrama girmişti. Daha sonra Abdullah b. Ömer durumunu gözden geçirdi ve “Her ikisinin (haccın da, umrenin de) durumu ancak birdir” dedi. Arkadaşlarına dönerek “Her ikisinin durumu da ancak birdir, benim umre ile birlikte hac etmeyi de kendime vacip kıldığıma (kıran haccı yapacağıma) dair sizleri şahit tutuyorum” dedikten sonra –kendisi için yeterli olduğu kanaatinde olduğundan- her ikisi için bir tavaf yaptı, kurbanını da kesti."


    Öneri Formu
13001 B001813 Buhari, Muhsar, 4

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysân, ona da Cabir b. Abdullah (r. anhuma) şöyle nakletmiştir:

Bir gazvede Hz. Peygamberle (sav) beraber bulunuyordum. Devem yavaşladı ve yürüyemez oldu. Hz. Peygamber (sav) yanıma gelerek "Cabir" dedi. Ben de “buyur” dedim. Hz. Peygamber "Durumun nedir?" dedi. Ben “devem yavaşladı ve yürüyemiyor, geride kaldım” dedim. Hz. Peygamber (devesinden) indi ve devemi elindeki ucu eğik çengelli değneği ile çekmeye başladı. Sonra da bana "devene bin" buyurdu. Deveme bindim. Sonrasında baktım ki devemi Hz. Peygamber'i geçmesin diye engellemeye çalışıyorum. Hz. Peygamber bu esnada bana "evlendin mi" diye sordu. Ben de “evet” dedim. "Bekar mı dul mu?" diye sordu. Ben de “dul”, dedim. "Senin onunla oynaşacağın, onun da seninle oynaşacağı bekar kız yok muydu?" dedi. Ben de “benim kız kardeşlerim var. Onları bir araya getiren, saçlarını toplayan, onların bakımını üstlenen birisiyle evlenmeyi istedim” dedim. Hz. Peygamber (sav), "şimdi sen (Medine'ye) gidiyorsun. Oraya varınca (ailene karşı) olgun, zarif ol" buyurup, "deveni satıyor musun?" diye sordu. “Evet” dedim. Hz. Peygamber "onu bana bir ukiyye (bedeli) karşılığında sat" buyurdu. Hz. Peygamber (sav) benden önce Medine'ye vardı. Ben de sabah vakitlerinde ulaştım. Mescid'e geldik, Hz. Peygamber'i mecsidin kapısında buldum. Hz. Peygamber (sav) "şimdi mi geldin" buyurdu. Ben de “evet” dedim. Hz. Peygamber (sav) "deveni bırak da iki rekat namaz kıl" buyurdu. Girip iki rekat namaz kıldım. Bilal'e (deve için) bir ukiyye tartmasını emretti. Bilal de benim için tarttı, hatta fazladan tarttı. Ayrılmak üzere arkamı dönüp giderken, Hz. Peygamber (sav) "Cabir'i bana çağırın" buyurdu. Ben de (içimden) şimdi (iyi olmadığı için) deveyi iade edecek, diye düşündüm. Bana o deveden daha sevimsiz gelen başka bir şey yoktu. Hz. Peygamber (sav) "deveni al, bedeli de sende kalsın" buyurdu.


    Öneri Formu
13002 B002097 Buhari, Büyu', 34


    Öneri Formu


    Öneri Formu
13003 B001814 Buhari, Muhsar, 5

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: 4
Ukâz, Mecenne ve Zu'l-Mecâz, Câhiliye devrinde (meşhur) panayırlardı. İslâmiyet gelince bu panayırlarda ticaret yapmayı günah saydılar. Bunun üzerine Al­lah: "(Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda herhangi bir günah yoktur." (el-Bakara: 198) ayetini indirdi. İbn Abbâs bu ayeti "فِى مَوَاسِمِ الْحَجِّ" (Hac mevsimlerinde) ifadesiyle bu şekilde okudu


    Öneri Formu
13004 B002098 Buhari, Büyu', 35


    Öneri Formu


    Öneri Formu
12995 B002096 Buhari, Büyu', 33


    Öneri Formu
12998 B001811 Buhari, Muhsar, 3