11698 Kayıt Bulundu.
Bize Âdem, ona Şu’be, ona Ebu Bekir b. Hafs, Salim b. Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kerre Hz. Peygamber (sav) babam Ömer’e (ra)ipek yâhud siyerâ (ibrişimle karışık alaca bezden yapılmış) bir elbise gönderdi. Sonra Hz. Peygamber bu elbiseyi Ömer’in üzerinde gördü ve şöyle dedi: “Ben bu elbiseyi sana giymen için göndermedim. Bu ipekli elbiseyi ancak ahirette nasibi olmayan erkek giyer. Ben ancak bunu sana satıp da faydalanasın diye gönderdim.”
(Buhârî: "yani onu satman için gönderdim" açıklaması yapmaktadır.)
Açıklama: Şerhlerde "Siyerâ" kelimesinin; sıfır çizgili ipekten dokunmuş bürde (gömlek), saf ipekten yapılmış hulle (elbise) anlamları üzerinde durmaktadır. Bu tür ipekten yapılan elbise müslüman erkeklere haram olduğu anlamı çıkmaktadır. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi'l-Buhârî, (Mısır: Matbaatü'l-kübrâ, 1323), 4/40. Ayrıca rivayetin farklı tariklerinde "istimta' ha" (ondan faydalanman için) izahı yerine Hz. Peygamber'in (sav) "...kadınların giysin veya onu satarak ve kazancını infak etmen için sana gönderdim" dediği Hz. Ömer'in de onu çarşıda sattırdığı nakledilmektedir. Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. Şuayb, Sünen el-Kübrâ, thk. Hasen Abdülmünım eş-Şiblî (Beyrut: Müessetü'r-risâle, 1421/2001), 8/392. Bu hususta Buhârî rivayeti siyakına uygun şekilde nakletmiş ve mefhum rivayet yerine bu açıklamayı rivayeti tefsir yerine kendi nakletmiştir. Ancak bazı kayıtlarda bu kumaşı Hz. Ömer'in Mekke'de anne bir kardeşlerinden Osman b. Hakîm'e hediye ettiği kaydı ile bu rivayetler çelimektedir.bkz. Kastallânî, Ahmed b. Muhammed b. Abdilmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi buhârî, (Mısır, Matbaatü'l-kübrâ el-Emiriyye, 1323), 2/163.
Bize Müsedded, ona Halid b. Abdullah, ona Halid (el-Hazza), ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber (sav) hacamat oldu ve hacamat yapan kişiye ücretini verdi. Eğer bu (hacamat yapan kişiye ücret ödemek) haram olsaydı, Hz. Peygamber (sav) ona bir şey ödemezdi."
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvâris, ona Ebu Teyyâh, ona da Enes (ra) rivâyet etmiştir:
"Hz. Peygamber, (Medine'ye gelip Mescid-i Nebevî'yi yapacağı yerin sahiplerine arazinin ücretini ödemek için), 'Ey Neccar oğulları, bahçenizin kıymetini biçin!' dedi. Bahçede yıkıntılar ve hurma ağaçları bulunuyordu."
Bize Hafs b. Ömer, ona Hemmâm, ona Katâde, ona Ebu Halil, ona Abdullah b. Haris, ona Hakîm b. Hizâm'ın söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Satıcı ile satın alan birbirlerinden ayrılmadıkça muhayyerdir."
Ahmed ziyade yaparak şöyle dedi: Bize Behz, ona Hemmâm şöyle dedi: Ben bu hadisi Ebu't-Teyyâh'a zikrettim. Ebu't-Teyyâh dedi ki: Abdullah b. Haris bu hadisi naklettiği zaman ben Ebu Halil'in yanındaydım.
Açıklama: Sözlükte “bir şeyi bir yana doğru eğmek, o şeye yönelmek, bir şeyi kesmek” anlamlarındaki savr kökünden türeyen tasvîr “bir şeye biçim vermek, resmini yapmak, bir şeyi ince ayrıntılarıyla anlatmak” demektir. Terim olarak tasvir “roman, hikâye ve diğer edebî türlerde olayların geçtiği yerleri, kişileri ve eşyayı öteki nesnelerden ayırıp bütün özellikleriyle ifade etme diye açıklanabilir. https://islamansiklopedisi.org.tr/tasvir--edebiyat
Açıklama: Şart Muhayyerliği. “Hıyâr, hıyârü’ş-şart ve bey‘u’l-hıyâr” gibi başlıklar altında incelenen şart muhayyerliği satım ve icâre gibi bedel değişimi esası üzerine kurulu, feshe elverişli bağlayıcı akidlerde tarafların anlaşmasına bağlı olarak birinin veya her ikisinin muayyen bir süre içerisinde akdi onama (imza, icâzet) yahut feshetme hakkına/yetkisine sahip olmasını ifade eder. Şart muhayyerliğinin bu hakkın sahibine akdi tek taraflı feshetme yetkisi verdiği hususunda görüş birliği vardır. bk. https://islamansiklopedisi.org.tr/muhayyerlik