11698 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu‘be, ona Adiy b. Sâbit, ona Abdullah b. Yezid, ona da Zeyd b. Sâbit (ra) şöyle rivayet etmiştir:
"Peygamber (sav) Uhud gazasına çıktığında ashabından bazı kimseler (savaşmadan) geri döndü. Bir kesim “onları öldürelim” dedi, bir diğer kesim “hayır onları öldürmeyelim” dedi. Bunun üzerine “Size ne oluyor ki münafıklar hakkında iki fırkaya ayrıldınız” Nisa, 4/88 ayeti indi. Nebi de (sav) “Şüphesiz burası (Medine), ateşin demirin pisliğini çıkarıp giderdiği gibi (kötü) adamları da dışarıya atar” buyurdu."
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) Medine'ye hicret edip geldiğinde, babam Ebu Bekir ile Bilal sıtmaya tutuldular. Ebu Bekir, kendisini sıtma nöbeti tuttuğunda “Her kişi ailesi ile birlikte sabahlar. Halbuki ölüm ona pabucunun tasmasından daha yakındır” beytini söylerdi. Bilal ise sıtma nöbeti geçince yüksek sesle “Ah bir bilsem! bir kez olsun Mekke vadisinde geceleyecek miyim, etrafımda ızhır ve celîl otları? Bir gün Mecenne sularına varır mıyım? Bir kere daha görünür mü bana acaba Şâme ve Tafîl?” beytini söyler ve “Allah'ım! Yurdumuzdan çıkıp, veba yurduna gitmeye bizi mecbur bırakan Şeybe b. Rabîa'ya, Utbe b. Rabîa'ya ve Ümeyye b. Halef'e lanet et” diye beddua ederdi. Peygamber (sav) de bunları işittikten sonra "Allah'ım! Bizlere Mekke'yi sevdirdiğin gibi veya ondan daha fazla Medine'yi de sevdir. Allah'ım! Sâf ve müdd ile ölçülen rızıklarımızda bizim için bereket ihsan eyle! Allah'ım! Medine'nin havasını bizim için düzeltip hastalıklardan salim kıl! Hummasını ve sıtmasını da Cuhfe'ye gönder" diye dua etti.
Aişe der ki: Biz Medine'ye geldiğimizde, Medine Allah'ın arzı içinde veba hastalığının en yaygın olduğu yerdi.
Yine Aişe der ki: Medine'nin Buthân vadisinden acı bir su akardı.
Bize İsmail, ona Malik, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücmir, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Medine'nin giriş çıkış kapılarında bir takım melekler vardır. Medine'ye taun hastalığı da, Deccal de giremez."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Velid, ona Ebu Amr, ona İshak, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Deccâl, Mekke ile Medine haricindeki her şehri çiğneyecektir. Medine'nin giriş çıkış deliklerinden her biri üzerinde, orayı korumakta olan saf saf melekler bulunur. Sonra Medine, ahalisiyle beraber üç defa sarsılır ve Allah Medine'deki her bir kafir ve münafığı Medine dışına çıkarıp atar."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ubeydulah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) bize deccal hakkında uzunca bir konuşma yaptı ve o konuşmasında şunları da söyledi:
"Deccal gelir, ama kendisine Medine'nin kapılarından girmesi yasaktır. Bu yüzden Medine'nin etrafındaki çorak arazide konaklar. O zaman hayırlı insanlardan veya insanların en hayırlısından bir adam ona doğru çıkar ve “Allah'a yemin olsun ki sen Hz. Peygamber'in (sav) bize anlattığı deccalsin!” der. Deccal (etrafındakilere) “ne dersiniz, ben bu adamı öldürsem ve sonra diriltsem, benim tanrı olduğum konusunda şüpheniz kalır mı?” der. Onlar da “hayır” derler. Sonra onu öldürür ve diriltir. Dirilir dirilmez o kişi hemen “Allah'a yemin olsun ki senin deccal olduğuna dair kanaatim şu gün daha da kuvvetlendi” der. Deccal de “onu öldürün! Yoksa daha sonra ona musallat olamam” der."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Allah'ım! Mekke'ye verdiğin bereketin iki katını Medine'ye ver."
Bu hadisi rivayet etmede Cerîr b. Hâzım, Osman b. Ömer'in Yunus'dan rivayetine mütâbaat etmiştir.