11698 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Ubeyd b. Sebbâk, ona Zeyd b. Sâbit (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Yemâme’dekiler şehid edildiği zaman, Ebubekir beni yanına çağırttı. Ben yanına vardığımda Ömer de oradaydı. Ebu Bekir bana “Ömer geldi ve 'Yemâme savaşında ölüm Kur’an hafızlarını yakıp tüketti, diğer bölgelerde de yakıp tüketmesinden ve Kur’an’ın büyük bir bölümünün elden gitmesinden endişe ediyorum. Bana göre Kur’an’ın cem edilmesini emretmelisin' dedi. Ben de Ömer’e 'Rasulullah’ın (sav) yapmadığı bir şeyi nasıl yapacaksın?' karşılığını verdim. Ömer ise 'Allah’a yemin olsun ki, bu hayırlı bir iştir' dedi. Ömer sürekli gidip gelip bana ısrar etti ve nihayet Allah benim de göğsüme bu konuda bir ferahlık verdi, Ömer gibi düşünmeye başladım” dedi. Zeyd der ki: Ebu Bekir bana “sen genç ve akıllı birisin, biz senin hiçbir kusurunu da görmedik. Sen Rasulullah (sav) için vahyi yazıyordun. Binâenaleyh Kur'an'ı incele ve onu bir araya topla” dedi. Vallahi eğer bana bir dağın taşınmasını teklif etmiş olsalardı, o iş benim üzerime, bana emrettiği bu Kur'an'ı toplama işinden daha ağır gelmezdi. Bunun ben “sizler, Rasulullah'ın (sav) yapmadığı bir işi nasıl yapıyorsunuz?” dedim. Ebu Bekir “Allah'a yemin ederim ki, bu hayırlı bir iştir” dedi.
Ebu Bekir bana ısrar etmeye devam etti. Nihâyet Allah, Ebu Bekir ve Ömer'in gönüllerini yatıştırdığı gibi benim de gönlüme ferahlık verdi. Bunun üzerine ben de Kur'an'ı gereği gibi araştırdım ve onu yazılı bulunduğu hurma dallarından, ince taş levhalardan ve hafızların ezberlerinden topladım. Tevbe Suresi'nin sonunu sadece Ebu Huzeyme el-Ensari'nin yanında buldum. O ayeti ondan başka kimsenin yanında bulmadım. Bu ayet, "Le kad câekum rasûlun min enfusikum azîzun aleyhi mâ anittum..." sözlerinden Berâe Suresi'nin sonuna kadar devam eden ayetti. Toplanan bu sahifeler, vefat edinceye kadar Ebu Bekir'in yanında kaldı. Sonra vefat edene kadar Ömer'in, daha sonra da kızı Hafsa'nın yanında kaldı”.
Açıklama: Değerlendirme için B002807, B004049, NM2217 nolu hadislerin açıklama bölümüne bakılabilir.
Bize Musa, ona İbrahim, ona İbn Şihâb, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Ermenistan fethinde Şam, Azerbaycan fethinde de Irak ahalisi ile birlikte savaşan Huzeyfe b. Yemân, Şam ve Iraklıların Kur'an'ı farklı şekillerde okumalarından duyduğu endişe üzerine Osman'ın yanına geldi ve ona “Ey Müminlerin Emiri, Yahudi ve Hristiyanların kitaplarını okuma konusunda düştükleri ihtilafa benzer ihtilafa düşmeden önce bu ümmete yetiş” dedi. Bunun üzerine Osman, Hafsa'ya haber gönderip “Kur'an'ın yazılı olduğu sahifeleri bize gönder de, biz sureleri Mushaflara aktarıp, sonra da o sahifeleri tekrar sana iade edelim” dedi. Bunun üzerine Hafsa muhafaza ettiği Kur'an'ı Osmân'a gönderdi. Osmân talimat verdi, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zübeyir, Saîd b. Âs ve Abdurrahman b. Hâris b. Hişâm'dan oluşan istinsah heyeti de bu asıl nüshadaki sureleri Mushaflara aktardılar. Osman, heyette bulunan Kureyşli üç sahabeye “Zeyd b. Sabit ile Kur'an'dan herhangi bir şeyde ihtilâfa düştüğünüzde, Kur'an'ı Kureyş lehçesi ile yazınız. Çünkü Kur'an, Kureyş lehçesi ile nazil olmuştur” dedi. Onlar da bu şekilde yaptılar ve sahifeleri Mushaflara aktarma işi bitince Osman, asıl sahifeleri tekrar Hafsa'ya iade etti ve heyetin istinsah ettiği Mushaflardan her birini farklı bölgelere gönderdi, ardından da bu nüshaların dışında kalan Kur'an yazılı sahife ve Mushafların yakılmasını emretti.
Bize Saîd b. Ufeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm'i Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde bu sureyi sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin okuduğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasûlullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi. Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona İbn Cureyc, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Âişe Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Erkeklerin Allah katında en sevimsiz olanı, düşmanlığı en şiddetli olanıdır."
Bize Abdullah, ona Süfyân, İbn Cureyc, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Âişe bu hadisi Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Huzeyme b. Sâbit, Rasûlullah'ın şahitliğini iki kimsenin şahitliğine denk tuttuğu sahabidir. Bundan dolayı da ayet için başka bir şahit aranmamıştır.
Açıklama: Değerlendirme için B002807, B004049, NM2217 nolu hadislerin açıklama bölümüne bakılabilir.