11698 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zürey', ona Saîd, ona da Katade, Enes’in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) dokuz hanımı vardı ve bir gecede onların hepsini dolaşırdı.
(Bu hadisi yine) bana Halife, ona Yezîd b. Zürey', ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes (bu hadisi) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Bize Yahya b. Kazea, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris, ona Alkame b. Vakkâs, ona da Ömer b. Hattab'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
“Kişinin ameli niyetine göredir. Herkes için sadece niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Dolayısıyla kimin hicreti Allah (cc) ve Rasulu içinse, onun hicreti Allah’a ve Rasulunedir. Kimin hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı ise, onun hicreti de ne için hicret etmişse onadır.”.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir:
Abdurrahmân b. Avf Medine'ye hicret ettiğinde Peygamber (sav) onunla Sa'd b.Rabî el-Ensârî arasında kardeşlik akdi yaptı. Sa'd'ın iki eşi vardı. Ailesinin ve malının yarısını Abdurrahman'a sundu. Abdurrahman da “Allah, ehlini ve malını sana bereket ihsan eylesin. Sen bana çarşının yolunu göster” dedi. Ardından Abdurrahman, çarşıya gitti, keş ve yağ ticaretinden çok kazandı. Günler sonra Hz. Peygamber (sav) Abdurrahman'ı ziyaret ettiğinde, onun üzerinde gerdeğe girenlere mahsus kokulu, sarı boya izleri gördü. Peygamber (sav) ona "bu halin nedir ey Abdurrahman?" diye sordu. Abdurrahman “ey Allah'ın Rasulü, ben Ensâr'dan bir kadınla evlendim” dedi. Rasulullah "o kadına ne kadar mehir verdin?" buyurdu. O da “bir çekirdek ağırlığında altın” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) ona "bir koyunla da olsa düğün yemeği ver" buyurdu.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ şöyle rivayet etmiştir:
Serif’te İbn Abbas ile birlikte Meymune'nin cenazesinde bulunduk. İbn Abbas: "Bu, Nebi'nin (sav) zevcesidir. Naaşını kaldırırken sakın onu sallamayın ve sarsmayın; sakin olun. Nebi'nin (sav) nikahı altında dokuz hanımı vardı. Günleri sekizi arasında paylaştırır birisine pay ayırmazdı".
Açıklama: Hz. Peygamber'in pay ayırmadığı eşi Sevde bnt. Zem'a olup o kendi payını Hz. Aişe'ye vermişti.
Bize Ali, ona Hassân b. İbrahim, ona Yunus b. Yezîd, ona da Zuhrî şöyle rivayet etmiştir:
Urve b. Zübeyir Âişe'ye "Eğer yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helâl olan diğer kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâh edin ve eğer bu şekilde de adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane seçin yahut sahip olduğunuz cariyelerle yetinmeniz adâletten çıkmamanıza daha yakındır." (Nisâ, 3) ayeti hakkında sordu. Âişe şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, bu yetim kız, velisinin himaye ve terbiyesi altında bulunur, derken o veli, yetim kızın güzelliğine ve malına rağbet eder, ama kızın, mihrini akranlarının mihrinin en alt sınırından vermek ister. İşte bu ayette böyle velilerin, velayetleri altındaki yetim kızlarla, mihrlerini tam vermeden evlenmeleri yasaklanmış ve başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir.
Bize Amr b. Hafs b. Gıyas, ona babası (Hafs b. Gıyas en-Nehaî), ona el-A’meş, ona Umare, ona da Abdurrahman b. Yezid şöyle demiştir:
"Alkame ve Esved ile birlikte Abdullah (b. Mes'ûd'un) yanına girdim. Abdullah şöyle dedi: Bizler maddi imkanı olmayan birtakım gençler olarak Nebi (sav) ile birlikte bulunuyorduk. Rasulullah (sav) bize “Ey gençler topluluğu! İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü evlenmek, gözü harama (bakmaktan) daha iyi saklar, iffeti de daha iyi korur. Evlenmeye gücü yetmeyen de oruç tutsun. Çünkü oruç şehveti kırar” buyurdu."
Bize Ali b. Hakem el-Ensârî, ona Ebu Avâne, ona Rakabe, ona Talha el-Yâmî, ona da Saîd b. Cübeyr şöyle demiştir:
İbn Abbâs bana “evlendin mi?” diye sordu. Ben de “hayır evlenmedim” dedim. İbn Abbâs “evlen, çünkü bu ümmetin en hayırlısı, eşleri daha çok olanlardır” dedi.