11698 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim, ona Ebu Osman –ki adı Ca‘d’dır-, ona da Enes söyle rivayet etti:
"Rifâaoğullarının mescidinde iken Enes bizim yanımıza geldi. Kendisinden şunları duydum 'Ne zaman Nebî (sav), Ümmü Süleym’in Enes b. Mâlik'in annesi tarafına yolu düşse, onun yanına gider ve ona selam verirdi.' Sonra Enes, şöyle dedi 'Peygamber (sav) Zeynep ile evlenip güvey olmuştu. Ümmü Süleym bana 'Keşke Rasulullah’a (sav) bir hediye verebilsek', deyince ben ona 'Ver o zaman' dedim. O da hurma, saf yağ ve keş tedarik ederek bir çömlek içerisinde hayse yemeği yaptı ve benimle Ona (sav) gönderdi. Ben de onu Rasulullah’a (sav) götürdüm. Kendisi bana 'Yemeği koy!' buyurdu. Sonra (adlarını sıraladığı kişileri kastederek) bana 'Şu şu adamları ve yolda karşılaştığın kim varsa davet et!' talimatı verdi. Emrini yerine getirip geri döndüm. Bir de baktım ev gelenlerle dolup taşmış. Sonrasında şunları gözlemledim 'Nebî (sav) iki elini haysenin üzerine koydu ve Allah'ın söylemesini murad ettiği bazı kelimeleri söyledi. Sonra davetlileri onar onar sofraya çağırmaya başladı. Gelenler yemeğe koyuldular. Rasulullah (sav) onlara 'Allah’ın adıyla başlayın ve herkes önünden yesin!' buyuruyordu. Sonunda yemekten hepsi kalktı ve gidecekler evden çıktılar. Birkaç kişi kalıp sohbete daldılar. Bu arada ben de sıkılmaya başladım. Sonra Nebî (sav) hanımlarının odalarına doğru çıktı. Ben de peşinden çıkıp 'Gittiler!' dedim. Bunun üzerine dönüp eve girdi ve evin perdesini sarkıttı. O (sav) şu ayetleri okurken ben de odada idim 'Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağrılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez.' (Ahzâb, 33/53).
Ebu Osman dedi ki 'Enes Rasulullah’a (sav) on yıl hizmet ettiğini söyledi.'
Açıklama: Hadiste geçen "hayse", çekirdeği çıkarılmış hurmayı safi yağ ve keşe katıp içine kavrulmuş un ilave edilerek yapılan bir Arap yemeğidir bkz. Asım Efendi, Kâmus Tercemesi, İstanbul: Matbaatü’l-Osmaniye, 1305, III, 230.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Süfyan, ona Muhammed b. el-Münkedir, ona da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) "etrafı saçaklı oda döşemeler edindiniz mi?" buyurdu. Ben de “ey Allah’ın Rasulü, bizim böyle döşemelerimiz nereden olsun ki?” dedim. O "yakında olacaktır" buyurdu.
Bize Alî b. Abdullah, ona Sufyân, ona Yahya b. Saîd, ona Buşeyr, ona da Sehl b. Ebu Hasme şöyle rivayet etmiştir:
Rasûlullah (sav) (Ağaçtaki) yaş hurmayı kuru hurma karşılığında satmayı yasaklamış, ariyye satışında ise satın alanların yaş hurma yemeleri için, miktarını tahmin ederek, yaş hurmanın kuru hurma karşılığında satışına onay vermiştir. Bir başka rivayetinde Süfyân: Hz. Peygamber (sav) ariyye satışında, miktarını tahmin etmek suretiyle, sadece alıcıların yaş hurma yemeleri için ağaçtaki yaş hurmayı kuru hurma karşılığında satmalarına ruhsat verdi, demiştir. Buhârî der ki: Sufyân'ın bu iki sözü lafzen farklı olsa da, mana bakımından aynıdır.
Süfyân der ki: Ben gençken Yahya b. Saîd el-Ensârî'ye "Mekke ahalisi, Hz. Peygamber'in (sav) kendileri için (herhangi bir kayıt olmaksızın) ariyye satışına ruhsat verdi diyorlar" dedim. Yahya "Mekke ahalisi bunu nereden biliyor" diye sordu. Ben "onlar bunu Cabir'den aktarıyorlar" dedim. Bunun üzerine Yahya sükût etti.
Süfyân der ki: Ben Yahya'ya söylediğim bu sözümle ancak Cabir'in Medîneli olduğunu (ve Mekkelilerin bu hadisi Cabir'den rivayet ettiklerini) ifade etmek istedim.
Süfyân'a "bu hadiste olgunluğu belirinceye kadar yaş meyveyi satma yasağı yok" denildi.
Süfyân "hayır, yok." dedi.
Açıklama: Ariyye satışı: Sadece yemek üzere ağaçtaki taze hurmanın aynı miktardaki kuru hurma karşılığında satılması İhtiyaç sahibi bazı kimseler Hz. Peygamber’e gelerek taze hurmaların olgunlaştığını, ancak paraları olmadığı için satın alamadıklarını, sadece ihtiyaç fazlası kuru hurmaları bulunduğunu yakınarak anlattılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber ellerindeki kuru hurma karşılığında tahminî bir ölçekle taze hurma satın alabileceklerini söyledi (daha geniş bilgi için DİA - Diyanet İslam Ansiklopedisi'nde Araya maddesine bakılabilir.)
Bize Sa'd b. Hafs, ona Şeybân, ona Mansûr, ona Sâlim b. Ebu Ca'd, ona Küreyb, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bir kimse hanımıyla birlikte olacağında “Bismillah! Allah'ım, şeytanı benden ve bize bahşedeceğin çocuktan uzak tut” der de sonra da bu birliktelikten onlara çocuk bahşedilir ya da takdir edilirse, şeytan, ona asla zarar vermez."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler Projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ جَنِّبْنِى الشَّيْطَانَ ، وَجَنِّبِ الشَّيْطَانَ مَا رَزَقْتَنَا
Bize Muhammed, ona Abdullah, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona İbn Ömer, ona da Zeyd b. Sabit (r.anhum) şöyle rivayet etemiştir:
Hz. Peygamber (sav) göz kararı ölçerek ariyye satışı yapılmasına izin vermiştir.
Musa b.Ukbe der ki: Ariyyeler ayrılmış bir takım hurma ağaçlarıdır ki, sen gelip, onların üstündeki yaş hurmayı kuru hurma karşılığında satın alırsın.
Bize Leys, ona Ebu’z-Zinâd, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona Harise oğullarından Sehl b. Ebu Hasme el-Ensarî, ona da Zeyd b. Sabit (ra) rivayet etmiştir:
"İnsanlar Rasulullah (sav) zamanında (henüz olgunlaşmadan) meyvelerin alım satımını yaparlardı. İnsanlar mahsulleri devşirip, borçlarını ödeme zamanı gelince, bu sefer satın alan, mahsul küflenip kararmış, mahsul hastalanmış, mahsul artık olgunlaşamaz hale gelmiş –bunlar itiraz için ileri sürdükleri hastalıklardı-, derlerdi. Bu hususta, huzuruna getirilen davalar çoğalınca, Rasulullah (sav): Madem böyle yapamıyorsunuz, o halde mahsulün olgunlaşacağı ortaya çıkmadıkça alıp satmayınız' buyurdu."
(Zeyd b. Sabit devamla dedi ki): Bu, Onun bu husustaki davalaşmaların çokluğundan ötürü, istişâre olarak gösterdiği bir yoldu.
Ayrıca bana Harice b. Zeyd b. Sabit’in haber verdiğine göre Zeyd b. Sabit, Süreyya yıldızı doğup, sararan hurma kızarandan açıkça seçilmedikçe arazisindeki mahsulleri satmazdı.
Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: Bunu Ali b. Bahr rivayet etmiştir. Bize Hakkâm, ona Anbese, ona Zekeriyya, ona Ebu’z-Zinâd, ona Urve, ona Sehl, o da Zeyd’den rivayet etmiştir.
Bize Fadl b. Yakub, ona Muhammed b. Sâbık, ona İsrâil, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve), ona da Âişe (r.anhâ) şöyle nakletmiştir:
"Bir kadını Ensar'dan bir adamla evlendirdik. Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle dedi: 'Ey Âişe, (merasimde) eğlence yok muydu! Zira Ensar, eğlenceyi sever."