11698 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona Mâlik, ona da Nâfi, şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Ömer (r.anhuma) Rasulullah (sav) zamanında karısını hayızlı iken boşamıştı. Ömer b. Hattâb bunun hükmünü Rasulullah'a (sav) sordu, Hz. Peygamber (sav) de şu cevabı verdi: "ona söyle, karısına geri dönsün, kadın hayızdan temizlenip tekrar hayız görünceye, sonra tekrar temizleninceye kadar onu yanında tutsun. İkinci hayzından temizlendikten sonra dilerse o kadını nikahında tutsun, dilerse ilişkiye girmeden onu boşasın. işte Allah'ın, kadınları boşamak için emrettiği iddet şekli budur."
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Enes b. Sîrîn, şöyle demiştir:
İbn Ömer karısını hayızlı iken boşadı, Ömer de bunu Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdullah karısına dönsün!" buyurdu. Ben İbn Ömer'e “bu bir boşama sayılır mı?” dedim. İbn Ömer “sorman bile gereksiz (elbette sayılır)” dedi.
Katâde bu hadisi Yunus b. Cubeyr'den, o İbn Umer'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. peygamber (sav) Ömer'e "Abdullah'a söyle de karısına dönsün" buyurdu. Yunus b. Cubeyr der ki: Ben İbn Ömer'e “Bu bir boşama sayılır mı?” diye sordum. İbn ömer “Söyle bakalım, adam acziyet göstermiş ve ahmakça davranmışsa bu boşamanın geçerli olmasına engel midir?” dedi.
Bize Müsedded, ona Hüşeym, ona Seyyar, ona Şa'bî, ona da Cabir şöyle demiştir:
Bir gazada Rasulullah (sav) ile birlikteydik. Dönüşte ben yavaş giden bir deveye binmiş aceleyle gitmeye çalışıyordum. O sırada arkamdan bir süvari yetişti. Dönüp baktım ki bana yetişen Rasulullah (sav) imiş. Bana "neye acele ediyorsun ya Cabir" dedi. ben de “Ya Rasulullah, ben yeni evlendim” dedim. "Bakire ile mi evlendin, dul ile mi?" diye sordu. “Dul ile” dedim. "Bakire alsaydın ya! Sen onunla, o seninle oynaşırdınız" buyurdu. Rasulullah (sav) "acele etmeyin, şehre geceleyin yâni yatsı zamanı girelim ki, (eşlerinizden) saçları dağınık olan taransın, kasıklarını tıraş edecek olan etsin" buyurdu.
Râvî Huşeym der ki: Bana güvenilir bir adamın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) "ailenle ilişkiye gir" Yani çocuk yap "ey Cabir" buyurmuştur.
Bize Muhammed b. Velîd, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Seyyâr, ona Şa'bî, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav), Tebûk seferinden döndüğü zaman "Geceleyin Medine'ye girdiğin zaman hemen ailenin yanına girme ki kocasından ayrı düşen kadın kasıklarını traş etsin ve dağınık saçlarını tarasın" buyurdu. Cabir der ki: Rasulullah (sav) bana "eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye" dedi.
Ubeydullah'ın, Vehb'den, onun Cabir'den onun da Hz. Peygamer'den (sav) rivayetinde, Übeydullah "الْكَيْسِ" ifadesinde Şa'bî'ye mutâbaat etmiştir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Süfyân, ona da Ebu Hâzım şöyle demiştir:
Uhud günü, Rasulullah'ın (sav) yarasının hangi şeyle tedavi edildiği hususunda insanlar ihtilâfa düştü ve bunu, Medine'de, hayatta kalan son sahâbî olan, Sehl b. Sa'd es-Sâidî'ye sordular. Sehl (ra) şu cevabı verdi: Bunu insanlar arasında benden daha iyi bilen kimse kalmadı. Fâtıma (as) Rasulullah'ın yüzünden kanı yıkıyor, Ali b. Ebu Tâlib de kalkanı üzerinde su getiriyordu. Sonra bir hasır parçası alınıp yakılarak yarasına basıldı.