11698 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona da Enes b. Sîrîn, şöyle demiştir:
İbn Ömer karısını hayızlı iken boşadı, Ömer de bunu Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdullah karısına dönsün!" buyurdu. Ben İbn Ömer'e “bu bir boşama sayılır mı?” dedim. İbn Ömer “sorman bile gereksiz (elbette sayılır)” dedi.
Katâde bu hadisi Yunus b. Cubeyr'den, o İbn Umer'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. peygamber (sav) Ömer'e "Abdullah'a söyle de karısına dönsün" buyurdu. Yunus b. Cubeyr der ki: Ben İbn Ömer'e “Bu bir boşama sayılır mı?” diye sordum. İbn ömer “Söyle bakalım, adam acziyet göstermiş ve ahmakça davranmışsa bu boşamanın geçerli olmasına engel midir?” dedi.
Açıklama: Rivayette yer alan ve 'Allah'ın andını doğru çıkaracak az bir müddet' şeklinde tercüme ettiğimiz تَحِلَّةَ الْقَسَمِ ifadesi ile Hz. Peygamber'in (sav) Meryem suresi yetmiş birinci ayeti kastettiği kaydedilmiştir. Hadisi nakleden İmam Buhari'nin de rivayetin sonunda zikrettiği ayeti kerimede "Hepiniz muhakkak oraya (cehenneme) geleceksiniz" buyrulmakta, herkesin ahirette cehennemi göreceği haber verilmektedir. Üç çocuğu vefat eden Müslüman her ne kadar affa nail olsa da bu haberin tahakkuk edeceği kadar bir miktar cehenneme gireceği yahut orayı göreceği ifade edilmiştir. Bkz. Ayni, Umdetü'l-Kari, VIII, 33.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî şöyle rivayet etmiştir:
Ben İbn Ömer'e (r.anhuma) hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "yemeye elverişli hale gelinceye kadar hurmanın satışı ve basılmış gümüş paranın veresiye olarak peşin altınla satışı yasaklandı" dedi. İbn Abbâs'a da hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek veya sahibi yiyecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Ben "tartılacak olan nedir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılır)" diye sordum. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi.
Bize Muhammed b. Velîd, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Seyyâr, ona Şa'bî, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav), Tebûk seferinden döndüğü zaman "Geceleyin Medine'ye girdiğin zaman hemen ailenin yanına girme ki kocasından ayrı düşen kadın kasıklarını traş etsin ve dağınık saçlarını tarasın" buyurdu. Cabir der ki: Rasulullah (sav) bana "eşinle ilişkiye girmeye bak, eşinle ilişkiye" dedi.
Ubeydullah'ın, Vehb'den, onun Cabir'den onun da Hz. Peygamer'den (sav) rivayetinde, Übeydullah "الْكَيْسِ" ifadesinde Şa'bî'ye mutâbaat etmiştir.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be ve Hemmâm, onlara Katâde, ona İkrime, ona da İbn Abbâs, Berîre'nin kocasını (Mugîs'i) kast ederek “ben onu bir köle olarak gördüm” demiştir.