Giriş

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Yakûb b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir:
"Biz Cuma günü gelince çok sevinirdik. Bir yaşlı hanım vardı, Cuma günleri pazı köklerini toplar, bir tencereye koyar, üzerine biraz arpa tanesi katıp pişirirdi. Namazı kıldıktan sonra onu ziyaret ederdik, o da bize bu yemeği ikram ederdi. Bunun için Cuma günlerini çok sevinirdik. Cuma namazından sonra yemek yer ve öğlen uykusunu da Cuma namazından sonra uyurduk. Vallahi, bu yemeğin içinde ne iç yağı ne de et yağı vardı."


    Öneri Formu
16896 B005403 Buhari, Et'ıme, 17


    Öneri Formu
16890 B005398 Buhari, Et'ıme, 13


    Öneri Formu
16891 B005399 Buhari, Et'ıme, 13

Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir:

Nebi’nin (sav) ashabından ve Ensar arasından Bedir’de hazır bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik Rasulullah’a (sav) gitti ve “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor, kavmime de ben namaz kıldırıyorum, yağmur yağdığı ve benimle onlar arasındaki vadide seller aktığı zaman onların mescidine varıp onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü, arzu ederim ki sen gelip evimde namaz kılasın ben de orayı namazgâh edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İnşallah yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Ertesi günü sabah, Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir es-Sıddık güneşin yükseldiği bir vakitte geldiler, Rasulullah (sav) izin istedi. Ben de içeri girmesi için izin verdim. Oturmadan evin içine girdi sonra "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtbân) der ki: Ben ona evin bir tarafını işaret ettim, Rasulullah (sav) kalkıp tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk ve (bize) iki rekât namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. (İtbân devamla) der ki: Biz de kendisi için hazırlamış olduğumuz hazîr denilen bir yemek için onu alıkoyduk. Hane halkından bir takım kimseler de gelip etrafımıza toplandı ve evde çok sayıda adam bir araya geldi. İçlerinden birisi “Malik b. Duhşum nerede?” dedi. Bir diğeri “O münafık birisidir, Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Böyle deme, sen onun Allah’ın rızasını arzulayarak Lâ ilâhe illallah dediğini görmüyor musun?" buyurdu. Adam “Allah ve Rasulü elbette en iyi bilir” dedi. (İtbân) der ki: Biz “Onun teveccüh ve samimiyetinin münafıklara olduğunu görüyoruz” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Allah’ın rızasını isteyerek Lâ ilâhe illallah diyen kimseye Allah cehennem ateşini haram kılmıştır" buyurdu.

İbn Şihab der ki: Daha sonra ben Mahmud'un bu rivayetini Salim oğullarının ileri gelenlerinden birisi olan Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye sordum, o da, bu rivayetini tasdik etti.


    Öneri Formu
16893 B005401 Buhari, Et'ıme, 15

Bize Ali b. Abdullah, ona Hişam b. Yusuf, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebu Umâme b. Sehl, ona İbn Abbas, ona Hâlid b. Velîd şöyle demiştir:

Peygamber'e (sav) kı­zartılmış keler eti getirildi. Peygamber (sav) ondan yemeye yeltendi, ama kendisine etin keler eti olduğu söy­lenmesi üzerine elini geri çekti. Hâlid “bu haram mıdır?” diye sordu. Peygamber (sav) "hayır, fakat o benim memleketimin arazisinde bulunmaz, onun için ben kendimi ondan hoşlanmıyor hissettim" buyurdu. Hâlid, Rasulullah bakıp dururken o keleri yedi.

Mâlik, İbn Şihâb'dan rivayetinde "Meşviyyin" yerine "Mahnûzin" ifadesini kullanmıştır.


    Öneri Formu
16892 B005400 Buhari, Et'ıme, 14


    Öneri Formu


    Öneri Formu
16895 B005402 Buhari, Et'ıme, 16


    Öneri Formu
16897 B005404 Buhari, Et'ıme, 18


    Öneri Formu
16898 B005405 Buhari, Et'ıme, 18


    Öneri Formu
16899 B005406 Buhari, Et'ıme, 19