Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hilas ve Ebu Hassan, onlara Abdullah b. Utbe b. Mesud rivayet etmiştir: "(Mehir tespit etmeden bir kadınla evlenen, ama zifafa girmeden vefat eden) bir adam hakkında (görüşünü almak üzere) bir ay boyunca –veya defalarca dedi- İbn Mesud'a gidip geldiler. Sonunda İbn Mesud (ra) şöyle dedi: Ben bu konuda şöyle düşünüyorum: O kadın, aynen kendi durumundaki kadınların mehrini alır, bundan ne fazla ne de eksik! Mirastan da pay alır. Ayrıca iddet beklemesi de gerekir. Eğer benim bu görüşüm isabetli ise, bu Allah'tandır. Şayet hatalı ise benden ve şeytandandır, Allah ve Rasulü bundan berîdirler. Bunun üzerine Eşcâ kabilesinden el-Cerrâh ve Ebu Sinan gibi bazı adamlar kalkıp; Ey İbn Mesud! Berva' bt. Vâşık hakkında da Rasulullah'ın (sav) bizim aramızda aynen senin söylediğin gibi hükmettiğine bizler şâhidiz. Onun kocası Hilâl b. Mürre el-Eşcaî idi dediler. Bunun üzerine Abdullah, verdiği fetvanın, Allah Rasulü'nün fetvasına uygun düştüğü için son derece sevindi."
Açıklama: Bu mesele fukaha arasında tartışmalıdır. Nikâhı kıyılan, ama gerdeğe girmeden kocası ölen bir kadının mehir alıp almayacağı meselesinde ulemanın çoğunluğu mehr-i misil verilmesi gerektiği kanâatindedir. İbn Mes’ûd, İbn Ebî Leylâ, Ebû Hanîfe, Süfyan Sevrî, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler. Bir kısım ulema ise Beyhakî’nin Zeyd b. Sâbit’ten naklettiği “…mehir alamaz” rivâyetine dayanarak, mehri tespit edilmeden evlenen ve gerdeğe girmeden kocası ölen bir kadının mehir almaya hakkı olmadığını söylemişlerdir. Hz. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer, Zührî, Mâlik, Leys ve Evzâî de bu kanâattedir.
Bu tartışma, sadece zifaftan önce kocası ölen kadınla ilgilidir. Zifaftan önce kocası tarafından boşanan kadına ise mehrin yarısının verilmesi gerektiği, âyet-i kerîme ile sabittir. Nikâhı kıyılan, ama gerdeğe girmeden kocası ölen kadının, kocasının mirasından pay alması gerektiği konusunda ise ihtilaf yoktur. Aynı durumda kadın ölse, kocası da onun malından pay alır. Çünkü nikâh akdi ile onlar resmen karı-koca olmuşlardır.
Gerdeğe girmeden kocası ölen kadının iddet beklemesi gerektiği, her ne kadar hadîste ifade ediliyorsa da, tartışmaya açık bir konudur. İlişki olmadan iddetin anlamsız olacağını söyleyenlere, bunun bir nevi yas anlamına gelen vefat iddeti olduğu şeklinde cevap verilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12159, D002116
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ خِلاَسٍ وَأَبِى حَسَّانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ "أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ أُتِىَ فِى رَجُلٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَاخْتَلَفُوا إِلَيْهِ شَهْرًا أَوْ قَالَ مَرَّاتٍ قَالَ فَإِنِّى أَقُولُ فِيهَا إِنَّ لَهَا صَدَاقًا كَصَدَاقِ نِسَائِهَا لاَ وَكْسَ وَلاَ شَطَطَ وَإِنَّ لَهَا الْمِيرَاثَ وَعَلَيْهَا الْعِدَّةُ فَإِنْ يَكُ صَوَابًا فَمِنَ اللَّهِ وَإِنْ يَكُنْ خَطَأً فَمِنِّى وَمِنَ الشَّيْطَانِ وَاللَّهُ وَرَسُولُهُ بَرِيئَانِ. فَقَامَ نَاسٌ مِنْ أَشْجَعَ فِيهِمُ الْجَرَّاحُ وَأَبُو سِنَانٍ فَقَالُوا يَا ابْنَ مَسْعُودٍ نَحْنُ نَشْهَدُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَاهَا فِينَا فِى بِرْوَعَ بِنْتِ وَاشِقٍ وَإِنَّ زَوْجَهَا هِلاَلُ بْنُ مُرَّةَ الأَشْجَعِىُّ كَمَا قَضَيْتَ. قَالَ فَفَرِحَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ فَرَحًا شَدِيدًا حِينَ وَافَقَ قَضَاؤُهُ قَضَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hilas ve Ebu Hassan, onlara Abdullah b. Utbe b. Mesud rivayet etmiştir: "(Mehir tespit etmeden bir kadınla evlenen, ama zifafa girmeden vefat eden) bir adam hakkında (görüşünü almak üzere) bir ay boyunca –veya defalarca dedi- İbn Mesud'a gidip geldiler. Sonunda İbn Mesud (ra) şöyle dedi: Ben bu konuda şöyle düşünüyorum: O kadın, aynen kendi durumundaki kadınların mehrini alır, bundan ne fazla ne de eksik! Mirastan da pay alır. Ayrıca iddet beklemesi de gerekir. Eğer benim bu görüşüm isabetli ise, bu Allah'tandır. Şayet hatalı ise benden ve şeytandandır, Allah ve Rasulü bundan berîdirler. Bunun üzerine Eşcâ kabilesinden el-Cerrâh ve Ebu Sinan gibi bazı adamlar kalkıp; Ey İbn Mesud! Berva' bt. Vâşık hakkında da Rasulullah'ın (sav) bizim aramızda aynen senin söylediğin gibi hükmettiğine bizler şâhidiz. Onun kocası Hilâl b. Mürre el-Eşcaî idi dediler. Bunun üzerine Abdullah, verdiği fetvanın, Allah Rasulü'nün fetvasına uygun düştüğü için son derece sevindi."
Açıklama:
Bu mesele fukaha arasında tartışmalıdır. Nikâhı kıyılan, ama gerdeğe girmeden kocası ölen bir kadının mehir alıp almayacağı meselesinde ulemanın çoğunluğu mehr-i misil verilmesi gerektiği kanâatindedir. İbn Mes’ûd, İbn Ebî Leylâ, Ebû Hanîfe, Süfyan Sevrî, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel bu görüştedirler. Bir kısım ulema ise Beyhakî’nin Zeyd b. Sâbit’ten naklettiği “…mehir alamaz” rivâyetine dayanarak, mehri tespit edilmeden evlenen ve gerdeğe girmeden kocası ölen bir kadının mehir almaya hakkı olmadığını söylemişlerdir. Hz. Ali, İbn Abbas, İbn Ömer, Zührî, Mâlik, Leys ve Evzâî de bu kanâattedir.
Bu tartışma, sadece zifaftan önce kocası ölen kadınla ilgilidir. Zifaftan önce kocası tarafından boşanan kadına ise mehrin yarısının verilmesi gerektiği, âyet-i kerîme ile sabittir. Nikâhı kıyılan, ama gerdeğe girmeden kocası ölen kadının, kocasının mirasından pay alması gerektiği konusunda ise ihtilaf yoktur. Aynı durumda kadın ölse, kocası da onun malından pay alır. Çünkü nikâh akdi ile onlar resmen karı-koca olmuşlardır.
Gerdeğe girmeden kocası ölen kadının iddet beklemesi gerektiği, her ne kadar hadîste ifade ediliyorsa da, tartışmaya açık bir konudur. İlişki olmadan iddetin anlamsız olacağını söyleyenlere, bunun bir nevi yas anlamına gelen vefat iddeti olduğu şeklinde cevap verilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Nikah 32, /490
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Utbe el-Hüzelî (Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Ğâfil b. Habib)
3. Hilas b. Amr el-Heceri (Hilas b. Amr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
7. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Nikah, mehir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270526, D002116-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ خِلاَسٍ وَأَبِى حَسَّانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ "أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ أُتِىَ فِى رَجُلٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَاخْتَلَفُوا إِلَيْهِ شَهْرًا أَوْ قَالَ مَرَّاتٍ قَالَ فَإِنِّى أَقُولُ فِيهَا إِنَّ لَهَا صَدَاقًا كَصَدَاقِ نِسَائِهَا لاَ وَكْسَ وَلاَ شَطَطَ وَإِنَّ لَهَا الْمِيرَاثَ وَعَلَيْهَا الْعِدَّةُ فَإِنْ يَكُ صَوَابًا فَمِنَ اللَّهِ وَإِنْ يَكُنْ خَطَأً فَمِنِّى وَمِنَ الشَّيْطَانِ وَاللَّهُ وَرَسُولُهُ بَرِيئَانِ. فَقَامَ نَاسٌ مِنْ أَشْجَعَ فِيهِمُ الْجَرَّاحُ وَأَبُو سِنَانٍ فَقَالُوا يَا ابْنَ مَسْعُودٍ نَحْنُ نَشْهَدُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَاهَا فِينَا فِى بِرْوَعَ بِنْتِ وَاشِقٍ وَإِنَّ زَوْجَهَا هِلاَلُ بْنُ مُرَّةَ الأَشْجَعِىُّ كَمَا قَضَيْتَ. قَالَ فَفَرِحَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ فَرَحًا شَدِيدًا حِينَ وَافَقَ قَضَاؤُهُ قَضَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hilas ve Ebu Hassan, onlara Abdullah b. Utbe b. Mesud rivayet etmiştir: "(Mehir tespit etmeden bir kadınla evlenen, ama zifafa girmeden vefat eden) bir adam hakkında (görüşünü almak üzere) bir ay boyunca –veya defalarca dedi- İbn Mesud'a gidip geldiler. Sonunda İbn Mesud (ra) şöyle dedi: Ben bu konuda şöyle düşünüyorum: O kadın, aynen kendi durumundaki kadınların mehrini alır, bundan ne fazla ne de eksik! Mirastan da pay alır. Ayrıca iddet beklemesi de gerekir. Eğer benim bu görüşüm isabetli ise, bu Allah'tandır. Şayet hatalı ise benden ve şeytandandır, Allah ve Rasulü bundan berîdirler. Bunun üzerine Eşcâ kabilesinden el-Cerrâh ve Ebu Sinan gibi bazı adamlar kalkıp; Ey İbn Mesud! Berva' bt. Vâşık hakkında da Rasulullah'ın (sav) bizim aramızda aynen senin söylediğin gibi hükmettiğine bizler şâhidiz. Onun kocası Hilâl b. Mürre el-Eşcaî idi dediler. Bunun üzerine Abdullah, verdiği fetvanın, Allah Rasulü'nün fetvasına uygun düştüğü için son derece sevindi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Nikah 32, /490
Senetler:
1. Cerrah b. Ebu Cerrah el-Eşce'î (Cerrah b. Ebu Cerrah)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Utbe el-Hüzelî (Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Ğâfil b. Habib)
3. Hilas b. Amr el-Heceri (Hilas b. Amr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
7. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Nikah, mehir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270527, D002116-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ خِلاَسٍ وَأَبِى حَسَّانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ "أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ أُتِىَ فِى رَجُلٍ بِهَذَا الْخَبَرِ قَالَ فَاخْتَلَفُوا إِلَيْهِ شَهْرًا أَوْ قَالَ مَرَّاتٍ قَالَ فَإِنِّى أَقُولُ فِيهَا إِنَّ لَهَا صَدَاقًا كَصَدَاقِ نِسَائِهَا لاَ وَكْسَ وَلاَ شَطَطَ وَإِنَّ لَهَا الْمِيرَاثَ وَعَلَيْهَا الْعِدَّةُ فَإِنْ يَكُ صَوَابًا فَمِنَ اللَّهِ وَإِنْ يَكُنْ خَطَأً فَمِنِّى وَمِنَ الشَّيْطَانِ وَاللَّهُ وَرَسُولُهُ بَرِيئَانِ. فَقَامَ نَاسٌ مِنْ أَشْجَعَ فِيهِمُ الْجَرَّاحُ وَأَبُو سِنَانٍ فَقَالُوا يَا ابْنَ مَسْعُودٍ نَحْنُ نَشْهَدُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَاهَا فِينَا فِى بِرْوَعَ بِنْتِ وَاشِقٍ وَإِنَّ زَوْجَهَا هِلاَلُ بْنُ مُرَّةَ الأَشْجَعِىُّ كَمَا قَضَيْتَ. قَالَ فَفَرِحَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْعُودٍ فَرَحًا شَدِيدًا حِينَ وَافَقَ قَضَاؤُهُ قَضَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Yezid b. Zürey', ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katade, ona Hilas ve Ebu Hassan, onlara Abdullah b. Utbe b. Mesud rivayet etmiştir: "(Mehir tespit etmeden bir kadınla evlenen, ama zifafa girmeden vefat eden) bir adam hakkında (görüşünü almak üzere) bir ay boyunca –veya defalarca dedi- İbn Mesud'a gidip geldiler. Sonunda İbn Mesud (ra) şöyle dedi: Ben bu konuda şöyle düşünüyorum: O kadın, aynen kendi durumundaki kadınların mehrini alır, bundan ne fazla ne de eksik! Mirastan da pay alır. Ayrıca iddet beklemesi de gerekir. Eğer benim bu görüşüm isabetli ise, bu Allah'tandır. Şayet hatalı ise benden ve şeytandandır, Allah ve Rasulü bundan berîdirler. Bunun üzerine Eşcâ kabilesinden el-Cerrâh ve Ebu Sinan gibi bazı adamlar kalkıp; Ey İbn Mesud! Berva' bt. Vâşık hakkında da Rasulullah'ın (sav) bizim aramızda aynen senin söylediğin gibi hükmettiğine bizler şâhidiz. Onun kocası Hilâl b. Mürre el-Eşcaî idi dediler. Bunun üzerine Abdullah, verdiği fetvanın, Allah Rasulü'nün fetvasına uygun düştüğü için son derece sevindi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Nikah 32, /490
Senetler:
1. Ma'kıl b. Sinan el-Eşca'î (Ma'kıl b. Sinan b. Müzahhir b. Areki b. Fityan)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Utbe el-Hüzelî (Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Ğâfil b. Habib)
3. Hilas b. Amr el-Heceri (Hilas b. Amr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
7. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Nikah, mehir