حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثنا عمرو بن الحارث قال حدثنا عبد الله بن سالم عن محمد الزبيدي قال حدثنا سليم بن عامر أن غطيف بن الحارث أخبره : أن رجلا أتى أبا عبيدة بن الجراح وهو وجع فقال كيف أمسى أجر الأمير فقال هل تدرون فيما تؤجرون به فقال بما يصيبنا فيما نكره فقال إنما تؤجرون بما أنفقتم في سبيل الله واستنفق لكم ثم عد أداة الرحل كلها حتى بلغ عذار البرذون ولكن هذا الوصب الذي يصيبكم في أجسادكم يكفر الله به من خطاياكم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164691, EM000491
Hadis:
حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثنا عمرو بن الحارث قال حدثنا عبد الله بن سالم عن محمد الزبيدي قال حدثنا سليم بن عامر أن غطيف بن الحارث أخبره : أن رجلا أتى أبا عبيدة بن الجراح وهو وجع فقال كيف أمسى أجر الأمير فقال هل تدرون فيما تؤجرون به فقال بما يصيبنا فيما نكره فقال إنما تؤجرون بما أنفقتم في سبيل الله واستنفق لكم ثم عد أداة الرحل كلها حتى بلغ عذار البرذون ولكن هذا الوصب الذي يصيبكم في أجسادكم يكفر الله به من خطاياكم
Tercemesi:
Ğutayf Îbnü'l-Haris anlattığına göre, Ebû Ubeyde İbnü'l-Cerrah hasta iken, ona bir adam şöyle dedi:
— Kumandan nasıl geceleyip ecir aldı? Ebû Ubeyde dedi ki:
— Hoşumuza gitmeyen musibetlerimizden, dedi. Ebû Ubeyde şöyle dedi:
— Allah yolunda harcadıklarınızdan mükâfatlandırılırsınız. Ben (bir ordu kumandanı olmam hasebiyle) sizin için harcarım. Sonra Ebû Ubeyde bütün hayvanlara ait nakliye alet ve malzemelerini saydı; atın yularına varıncaya kadar... (Bunların hepsinde, Allah yolunda harcama oldukları için ecir = sevab vardır). Fakat bu bedenlerinize isabet eden meşakkat sebebiyle Allah günahlarınızı örter.958
Ebû Ubeyde'nîn ifadesinden anlaşılıyor ki, rıza ve sabır gösteril-meksizin sırf musibetin gelmesinden insan ecir kazanmaz, ancak günahlarından bir kısmını düşürür ve günahları örter. Buna hastantn keffareti denir. Halbuki bazı hadîs-i şerifler açık olarak hastalık gibi musibetlerden sabır olsun veya olmasın, ecir kazanılacağını beyan etmektedirler. Şu muhakkak ki, sabır ve rıza olduğu takdirde, sevab ve mükâfat daha fazla olur. Nitekim merfu olarak rivayet edilen bir hadîs-i şerîf şöyledir:
«— Mümine İsabet eden bir belâ ve ağrıdan dolayı Allah ondan bir derece yükseltir ve bir günahını düşürür.»
Mutlak olarak bu hadîs-i şerîf müminden bir derece yükseltip günahlarından düşüreceğini ispat etmektedir.
(Bu esen İmam Ahmed tahriç etmiştir. Fadlu'llah: C. 1, s. 579-582)
Ubeyde Ibnö'I-Cerrah kimdir?:
Ashabı Kiramdan ve İslâm'ın cesur mücahidlerinden olup, nesebi yedi batın yukarda «Fihr»de Hz. Peygamber'in nesebi ile birleşir. Adı Amir1-dİr, fakat Ebû Ubeyde künyesi ile şöhret bulmuştur. Annesinin adı D m ey m e olup, islâm'ı kabul etmiş; ancak babası Abdullah İslâm'ı kabul etmemiş ve Bedir savaşında müşrikler safında bulunarak oğlu Ebû Ubeyde tarafından öldürülmüştü. Ebû Ubeyde, babasına değil de dedesi Cerrah'a nispet edİür; yani Cerrah'in oğlu olarak söylenir. İlk İslâm'a giren on kişiden biri olup, Habeşistan'a iki defa hicret etmiş, Bedir ve ondan sonraki bütün savaşlarda bulunmuştur.
Uhud savaşında Hz. Peygamber'in yüzüne isabet eden çelik zırh gömleğin İki halkasını dişleriyle çekip çıkaran ve iki dişini düşüren . Ebû Ubeyde'dİr. Ayrıca Cennet'le Hz. Peygamber'in müjdelediği on kişiden biridir. Hz. Peygamber onun hakkında şöyle buyurmuştur:
«— Her ümmetin bir emîni vardır; bu ümmetin emîni de Ebû Ubeyde İbnu'I-Cerrah'dir.»
Ebû Ubeyde'yi ordu kumandanı olarak Şam'a göndermiş ve Şam'ın büyük bîr kismı onun kumandanlığında fethedilmişti. Mühim savaşlarda bulunmuş, bazan Baş Kumandan ve bazan da Hz. H a I i d I b n i V e ! i d 'in maiyetinde olarak savaşmış, büyük boşarHarda bulunmuştu. Adalet ve hakseverliği ile Rumları dahi hayrete düşürmüştü.
Şam'ın fethi sıralarında Ta'un hastalığı çıktığından, Hz. Dm er askerleri geri çekmeyi emredince; Ebû Ubeyde:
«— Allah'ın kaderinden mi kaçıyoruz?» diye halifeye hitap etmiş ve Hz. Ömer ona şu hakimane cevabı vermişti.
«— Ey Ebû Ubeyde! Bu sözü senden başkası soyliyeydi!.. Evet, Allah'en kaderinden yine Allah'ın kaderine kaçıyoruz.»
Ebû Ubeyde 'nİn Hz. Ömer gibi bir halifeye bu şekilde bir ifadede bulunması da onun cesaretine delil teşkil eder. Ebû Ubeyde nahif vücutlu, uzunca boylu, seyrek sakallı, yüzü kemikli ve ön dişleri düşük İdİ.
Hicretin 18. yılında 58 yaşında olduğu halde Ürdün arazisinde vefat etti. Allah ondan razı olsun.959
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 491, /391
Senetler:
()
Konular:
Hastalık, Sıkıntı, günahlara kefarettir
İnfak, Allah yolunda