Giriş

Bize Affân, ona Hemmâm, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona da Muaviye b. Hakem Hz. Peygamber'den (sav) alıp ezberlediği üç hadisi şöyle rivayet etmiştir:

"Ben Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizler yakın zamana kadar cahiliyye döneminde yaşamaktaydık. Sonunda Allah, İslâm'ı getirdi. Bizden bazı kimseler var, çizgiler çizerek (falcılık) yapıyorlar' dedim, bana 'Peygamberlerden biri de çizgiler çizerdi. Kimin çizgi ve falları peygamberin çizgisine denk gelirse, işte doğru olan odur' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Bizden bir kısmı uğursuzluk ve uğur işine inanıyorlar' dedim. Bunun üzerine Peygamber (sav) 'Bu (uğur ve uğursuzluk) insanların içlerinde bulunan bir kuruntudur. Dolayısıyla bu, onları bazı şeyleri yapmaktan alıkoymasın' buyurdu. Ben 'Bizden bazıları kahinlere giderek onların söylediklerine inanıyorlar' dedim. Rasulullah (sav) 'Onlara gitmeyin' buyurdu. "

Bir başka hadiste Ravi der ki: "Benim Uhud taraflarında Cevvaniye denilen yerde, cariyemin güttüğü koyunlarım vardı. Bir gün gittiğimde bir de ne göreyim, kurt sürüden bir koyun götürmüş. İnsan olmamız dolayısıyla herkes gibi ben de üzüldüm ve cariyeyi tokatladım. Sonra Rasulullah'ın (sav) yanına gelerek durumu ona haber verdim. Peygamber (sav), bu yaptığımın çok ağır bir şey olduğunu söyledi. Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu hürriyetine kavuşturayım mı?' dedim Rasulullah da (sav) 'Onu bana çağır' buyurdu. Ben de çağırdım cariye gelince, Rasulullah (sav), Ona 'Aziz ve Celil olan Allah nerededir?' dedi. Cariye de 'Göktedir' dedi. 'Ben kimim' diye sordu, cariye 'Sen, Allah'ın gönderdiği peygambersin' dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) bana 'O mü'min bir cariyedir onu hürriyetine kavuştur' buyurdu."

"İşte iki hadis budur. (Üçüncü hadis de şudur:) Rasulullah'ın (sav) arkasında namaz kılıyordum, cemaatten biri hapşırdı. Ben de 'Yerhamükallah' dedim. Bunun üzerine cemaat bana sert bir şekilde baktı. Ben de 'Analarınız yokluğunuza yansın, ne oldu da bakıyorsunuz' dedim. Bu sefer hepsi ellerini uyluklarına vurdular. Beni susturmak istediklerini anladım ve ben de sustum. Rasulullah (sav), namazını bitirince beni çağırdı. Anam, babam onun yoluna feda olsun, Ben hayatım boyunca onun gibi bir öğretici görmedim. Bana ne vurdu ne azarladı ne de kızdı. Bana 'Bizim bu kıldığımız namazda dünyalık sözler söylenmez. O namaz; tesbih, tekbir ve Kur'an okumaktan ibarettir' buyurdu. Yahut Hz. Peygamber'in buyurduğu ifadeyle bu üç hadisi bana rivayet etti."


    Öneri Formu
72554 HM024168 İbn Hanbel, V, 448