Giriş

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona Ma’mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Üsame b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir:

Birgün Hz. Peygamber bir merkebe bindi. Merkebin üzerinde bir palan, palanın altında Fedek dokuması saçaklı bir örtü vardı. Efendimiz (sav) terkisine de Üsame b. Zeyd’i bindirip hasta olan Sa'd b. Ubade’yi ziyaret amacıyla Hâris b. Hazrec oğulları mahallesine gitti. Bu Bedir Gazvesi önceydi. Yolda giderken, beraberce oturan bir gruba rast geldi. Bunların kimisi Müslüman, kimisi puta tapan müşrik, kimisi de Yahudi'ydi. İçlerinde Abdullah b. Übey b. Selûl ile Abdullah b. Revâhâ da vardı. Hz. Peygamber’in bindiği merkebin kaldırdığı toz bulutu ortalığı kaplayınca Abdullah b. Übey ridası ile burnunu kapadı ve “öf! Ne diye ortalığı toza buladınız” diye homurdandı. Sonra Hz. Peygamber (sav) onlara selam verdi ve merkebini durdurup indi. Kendilerini Allah’a davet etti ve bir miktar Kuran okudu. Bunun üzerine Abdullah b. Übey “Ey kişi! Eğer bu söylemekte olduğun sözler hak ise, bunlardan daha güzeli olamaz. Ama sen yine de bizi şu meclisimizde rahatsız etme. Git kendi oturduğun yere, içimizden sana gelenlere ne anlatacaksan orada anlat!” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Revaha “Evet ya Rasulallah! Sen bununla (Kur’an’la) meclislerimizi doldur. Çünkü biz bunu seviyoruz” dedi. Bunun üzerine Müslümanlarla müşrikler ve Yahudiler birbirlerine hakaretamiz sözler söylemeye başladılar. Hatta neredeyse birbirlerine gireceklerdi. Rasul-i Ekrem de onları yatıştırmaya çalışıyordu. (Ortaklık yatışınca) Hz. Peygamber tekrar merkebine binip yola çıkıp Sa’d b. Ubade’nin evine gitti. Eve varınca "Ey Sa’d! Duydun mu Ebu Hubâb neler söyledi neler?" dedi ve olup biteni anlattı. Allah Rasulü, Ebu Hubab künyesi ile Abdullah b. Ubeyy’i kast ediyordu. Sa’d b. Ubade de “Yâ Rasulullah! Sen onu affet ve kusurunu mazur gör! Yemin ederim ki, Allah sana verdiğini vermiştir. Halbuki bundan önce şu şehirdeki (Medine) herkes onu başlarına reis tayin edip kendisine taç giydirmek üzere anlaşmışlardı. Allah, sana ihsan eylediği hak (peygamberlik) ile onların bu anlaşmaları geçersiz kalınca, İbn Ubeyy hasetten deliye döndü. İşte bu yüzden gördüğün o çirkin harekette bulunmuştur!” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber Abdullah b. Übeyy’i affetti.


    Öneri Formu
22174 B006254 Buhari, İsti'zan, 20


    Öneri Formu
38759 DM000674 Darimi, Mukaddime, 56

Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona İbn Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:

Yahudiler, "eşine arkasından yaklaşarak (ön taraftan) ilişki kuran kimsenin çocuğu şaşı gözlü olur" demişlerdi. Bunun üzerine "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın" ayeti inmiştir.


    Öneri Formu
31645 B004528 Buhari, Tefsir, (Bakara), 39

Bana Yakub b. İbrahim, ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir:

İbn Abbâs "Kurân'ı parça parça ayıranlar" (Hicr, 91) hakkında “onlar ehl-i kitaptır. Kitâb'ı parça parça kısımlara ayırarak, bir kısmına iman edip bir kısmını inkar ettiler” demiştir.


    Öneri Formu
32225 B004705 Buhari, Tefsir, (Hicr) 4

Bize Ahmed b. Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Muhammed b. Munkedir, ona da Câbir b. Abdullah şöyle demiştir:

Yahudiler, Müslümanlara "eşine arkasından yaklaşarak (ön taraftan) ilişki kuran kimsenin çocuğu şaşı gözlü olur" demişlerdi. Bunun üzerine yüce Allah "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın" ayetini indirmiştir.


    Öneri Formu
39859 DM001172 Darimi, Taharet, 112


    Öneri Formu
33242 D004460 Ebu Davud, Hudud, 27


    Öneri Formu
33753 D004763 Ebu Davud, Sünne, 27, 28


    Öneri Formu
33536 D004632 Ebu Davud, Sünne, 8


    Öneri Formu
28352 N003487 Nesai, Talak, 33


    Öneri Formu
36797 DM000191 Darimi, Mukaddime, 22