Öneri Formu
Hadis Id, No:
4347, M001199
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو جَعْفَرٍ مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - وَتَقَارَبَا فِى لَفْظِ الْحَدِيثِ - قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ حَجَّاجٍ الصَّوَّافِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ هِلاَلِ بْنِ أَبِى مَيْمُونَةَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ الْحَكَمِ السُّلَمِىِّ قَالَ بَيْنَا أَنَا أُصَلِّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ عَطَسَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقُلْتُ يَرْحَمُكَ اللَّهُ. فَرَمَانِى الْقَوْمُ بِأَبْصَارِهِمْ فَقُلْتُ وَاثُكْلَ أُمِّيَاهْ مَا شَأْنُكُمْ تَنْظُرُونَ إِلَىَّ. فَجَعَلُوا يَضْرِبُونَ بِأَيْدِيهِمْ عَلَى أَفْخَاذِهِمْ فَلَمَّا رَأَيْتُهُمْ يُصَمِّتُونَنِى لَكِنِّى سَكَتُّ فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبِأَبِى هُوَ وَأُمِّى مَا رَأَيْتُ مُعَلِّمًا قَبْلَهُ وَلاَ بَعْدَهُ أَحْسَنَ تَعْلِيمًا مِنْهُ فَوَاللَّهِ مَا كَهَرَنِى وَلاَ ضَرَبَنِى وَلاَ شَتَمَنِى قَالَ "إِنَّ هَذِهِ الصَّلاَةَ لاَ يَصْلُحُ فِيهَا شَىْءٌ مِنْ كَلاَمِ النَّاسِ إِنَّمَا هُوَ التَّسْبِيحُ وَالتَّكْبِيرُ وَقِرَاءَةُ الْقُرْآنِ." أَوْ كَمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى حَدِيثُ عَهْدٍ بِجَاهِلِيَّةٍ وَقَدْ جَاءَ اللَّهُ بِالإِسْلاَمِ وَإِنَّ مِنَّا رِجَالاً يَأْتُونَ الْكُهَّانَ. قَالَ "فَلاَ تَأْتِهِمْ." قَالَ وَمِنَّا رِجَالٌ يَتَطَيَّرُونَ. قَالَ "ذَاكَ شَىْءٌ يَجِدُونَهُ فِى صُدُورِهِمْ فَلاَ يَصُدَّنَّهُمْ." قَالَ ابْنُ الصَّبَّاحِ "فَلاَ يَصُدَّنَّكُمْ." قَالَ قُلْتُ وَمِنَّا رِجَالٌ يَخُطُّونَ. قَالَ "كَانَ نَبِىٌّ مِنَ الأَنْبِيَاءِ يَخُطُّ فَمَنْ وَافَقَ خَطَّهُ فَذَاكَ." قَالَ وَكَانَتْ لِى جَارِيَةٌ تَرْعَى غَنَمًا لِى قِبَلَ أُحُدٍ وَالْجَوَّانِيَّةِ فَاطَّلَعْتُ ذَاتَ يَوْمٍ فَإِذَا الذِّيبُ قَدْ ذَهَبَ بِشَاةٍ مِنْ غَنَمِهَا وَأَنَا رَجُلٌ مِنْ بَنِى آدَمَ آسَفُ كَمَا يَأْسَفُونَ لَكِنِّى صَكَكْتُهَا صَكَّةً فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَعَظَّمَ ذَلِكَ عَلَىَّ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ أُعْتِقُهَا قَالَ "ائْتِنِى بِهَا." فَأَتَيْتُهُ بِهَا فَقَالَ لَهَا "أَيْنَ اللَّهُ." قَالَتْ فِى السَّمَاءِ. قَالَ "مَنْ أَنَا." قَالَتْ أَنْتَ رَسُولُ اللَّهِ. قَالَ "أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ."
Tercemesi:
Bize Ebu Cafer b. Muhammed b. Sabbah ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –hadisi lafzen rivayetleri birbirine yakındır-, ikisine İsmail b. İbrahim, ona Haccac es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Hilal b. Ebu Meymune, ona Ata b. Yesar, ona Muaviye b. el-Hakem es Sülemi'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben Rasulullah (sav) ile namaz kılmakta iken, cemaatten birisi hapşırdı. Ben de yerhamukellah dedim. Herkes gözlerini dikip bana bakınca ben; hay anam beni kaybedesice, bu haliniz ne? Bana böyle niye bakıyorsunuz? deyince, bu sefer elleriyle uyluklarına vurmaya başladılar. Onların beni susturmak istediklerini gördüm, ben de sustum. Rasulullah (sav) namazını bitirince babam, anam ona feda olsun ne ondan önce ne ondan sonra, öğreticiliği ondan daha güzel olan bir öğretmen görmedim. Vallahi ne beni azarladı ne dövdü ne de ağır sözler söyledi. Sadece; "hiç şüphesiz, bu namaz esnasında insan sözlerinden bir şeyin söylenmesi uygun değildir. Onda söylenecekler ancak tesbih etmek, tekbir getirmek ve Kur'an okumaktan ibarettir" buyurdu. -Yahut da Rasulullah (sav) nasıl buyurduysa öyle dedi.- Ben; ey Allah'ın Rasulü! Ben cahiliye döneminden henüz yeni kurtuldum. Allah İslam'ı gönderdi, bizden kâhinlere giden kimseler de var dedim. O; "sen onlara gitme!" buyurdu. Bizden birtakım şeyleri uğursuz sayanlar da var dedim. O; "bu onların içlerinde hissettikleri bir duygudur. Sakın bu, onları yapmak istediklerinden alıkoymasın" buyurdu.
İbnu’s Sabbah ise rivayetinde; "sakın sizi alıkoymasın" dedi.- Ben; bizden çizgi çizen birtakım kimseler var dedim. O; "Nebilerden birisi çizgi çizerdi. Kimin çizmesi uygun düşerse işte bu isabet etmiş olur" buyurdu. Dedi ki: Benim Uhud ve el-Cevâniyye taraflarında koyunlarımı otlatan bir cariyem vardı. Bir gün, kurt onun koyunlarından birisini alıp götürmüş, ben de Adem oğullarından bir adamım. Onların üzüldükleri gibi ben de üzülürüm fakat ben ona bir tokat attım. Arkasından Rasulullah'ın (sav) huzuruna vardım. Yaptığım bu işin pek büyük bir iş olduğunu bana anlattı. Ben de ey Allah'ın Rasulü, onu azat edeyim mi? dedim. Allah Rasulü; "onu yanıma getir" buyurdu. Cariyeyi onun yanına götürdüm. Ona; "Allah nerede?" dedi. Cariye; semada dedi. "Ben kimim?" dedi. Cariye; Sen Allah'ın Rasulü'sün dedi. O; "Sen bunu azat et, çünkü o mümine bir cariyedir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1199, /215
Senetler:
1. Muaviye b. Hakem es-Sülemi (Muaviye b. Hakem b. Malik b. Halid b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Salt Haccac b. Ebû Osman es-Savvâf (Haccac b. Meysera)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Sabbah ed-Dûlâbî (Muhammed b. Sabbah)
Konular:
cahiliye, âdetleri
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Hz. Peygamber döneminde bilgi (nesep, arrafe, kıyafe, şiir, vb.)
Kahin, Kehanet, kahine gitmek veya inanmak
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
KTB, NAMAZ,
Namaz, mahiyeti
Namaz, namaz
Namaz, namazda iken yapılan hareketler