Öneri Formu
Hadis Id, No:
1430, M004265
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو الرَّبِيعِ الْعَتَكِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - يَعْنِى ابْنَ زَيْدٍ - عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ وَعَنِ الْقَاسِمِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ زَهْدَمٍ الْجَرْمِىِّ - قَالَ أَيُّوبُ وَأَنَا لِحَدِيثِ الْقَاسِمِ أَحْفَظُ مِنِّى لِحَدِيثِ أَبِى قِلاَبَةَ - قَالَ كُنَّا عِنْدَ أَبِى مُوسَى فَدَعَا بِمَائِدَتِهِ وَعَلَيْهَا لَحْمُ دَجَاجٍ فَدَخَلَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى تَيْمِ اللَّهِ أَحْمَرُ شَبِيهٌ بِالْمَوَالِى فَقَالَ لَهُ هَلُمَّ. فَتَلَكَّأَ فَقَالَ هَلُمَّ فَإِنِّى قَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْكُلُ مِنْهُ. فَقَالَ الرَّجُلُ إِنِّى رَأَيْتُهُ يَأْكُلُ شَيْئًا فَقَذِرْتُهُ فَحَلَفْتُ أَنْ لاَ أَطْعَمَهُ فَقَالَ هَلُمَّ أُحَدِّثْكَ عَنْ ذَلِكَ إِنِّى أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى رَهْطٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ نَسْتَحْمِلُهُ فَقَالَ: "وَاللَّهِ لاَ أَحْمِلُكُمْ وَمَا عِنْدِى مَا أَحْمِلُكُمْ عَلَيْهِ." فَلَبِثْنَا مَا شَاءَ اللَّهُ فَأُتِىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِنَهْبِ إِبِلٍ فَدَعَا بِنَا فَأَمَرَ لَنَا بِخَمْسِ ذَوْدٍ غُرِّ الذُّرَى قَالَ فَلَمَّا انْطَلَقْنَا قَالَ بَعْضُنَا لِبَعْضٍ أَغْفَلْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَمِينَهُ لاَ يُبَارَكُ لَنَا. فَرَجَعْنَا إِلَيْهِ فَقُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَتَيْنَاكَ نَسْتَحْمِلُكَ وَإِنَّكَ حَلَفْتَ أَنْ لاَ تَحْمِلَنَا ثُمَّ حَمَلْتَنَا أَفَنَسِيتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ: "إِنِّى وَاللَّهِ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا إِلاَّ أَتَيْتُ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ وَتَحَلَّلْتُهَا فَانْطَلِقُوا فَإِنَّمَا حَمَلَكُمُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ."
Tercemesi:
Bana Ebu Rabî' el-Attekî, ona Hammad b.Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kilabe, ona Kasım b. Âsım, ona da Zehdem el-Cermî şöyle rivayet etti. Eyyüb; ben Kasım'ın hadisini Ebû Kilabe'nin hadisinden daha iyi bellemişimdir demiş ve şunları söylemiş: Ebu Musa'nın yanında idik. Sofrasını getirtti. Üzerinde tavuk eti vardı. Derken Benî Teymillâh (kabilesin) den kırmızı renkli âzadlılara benzeyen bir adam girdi. Ebu Musa ona buyur etti. Adam durakladı. Ebu Musa yine buyur etti ve ben Rasulullah'ı (sav) bundan yerken gördüm dedi. Adam; ben bu hayvanın bir şey yediğini gördüm de iğrendim. Bir daha ondan yememeye yemin ettim dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şunları söyledi: Gel sana bundan bahsedeyim! Ben Eş'arîlerden bir cemaat içinde yük devesi istemek üzere Rasulullah'a (sav) gittim: "Vallahi size yük devesi veremem; zaten bende size verecek binek hayvanı yok" buyurdu. Biz de Allah'ın dilediği kadar durduk. Nihayet Rasulullah'a (sav) ganimet develeri getirdiler. Müteakiben bizi çağırdı ve bize beş tane beyaz hörgüçlü deve verilmesini emir buyurdu. Yola revân olduğumuz vakit birbirimize; Rasulullah (sav) yemininde gaflete düşürdük. Başımıza iyi hayır gelmez dedik ve hemen kendisine dönerek; ya Rasulullah! Biz yük devesi istemek üzere sana geldik. Sen bize yük devesi veremeyeceğine yemin ettin; sonra da verdin! Unuttun mu ya Rasulullah dedik: "Vallahi beni, Allah diler de bir şeye yemin eder ve başkasını o yeminden daha hayırlı görürsem o hayırlı işi yapar; yeminimi de (kefaretle) helal kılarım. Çekilin gidin! Size ancak Allah (ac) binek devesi verdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Eymân 4265, /693
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Yargı, keffaret
Yemin, yeminle istenileni vermek