1 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr b. Şümeyl, ona Süleyman b. el-Muğîra, ona Sabit, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona Mikdad şöyle demiştir:
İki arkadaşımla birlikte yoldan gelmiştik. Açlıktan ve yorgunluktan bir şey duyamaz, bir şey göremez olmuştuk. Rasulullah'ın (sav) ashabından bizi misafir etmelerini istemeye başladık. Hiç kimse bizi kabul etmedi. Hz. Peygamber'e (sav) geldik. Bizi evine götürdü. Üç tane keçi vardı. Hz. Peygamber (sav) "Şu keçilerin sütünü sağın da aramızda pay edin" buyurdu. Biz keçileri sağıyor, her birimiz nasibimizi içiyorduk. Hz. Peygamber'e (sav) de payını veriyorduk. Geceleyin bize gelip öyle selam veriyordu ki uyuyanı uyandırmıyor, uyanık olana sesini duyuruyordu. Sonra mescide gelip namaz kılıyor ardından gelip sütünü içiyordu. Bir gece şeytan aklıma girdi. Payıma düşen sütü de içmiştim. Şeytan; Muhammed ensara gidiyor, Ona ikram ediyorlar. Onun buradan içeceği bir yudum süte ihtiyacı yok dedi. Ben de sütün başına gelip onu içtim. Süt mideme inip çıkarmaya çare olmadığını anlayınca şeytan bana pişmanlık verdi ve yazıklar olsun sana! Ne yaptın? Muhammed'in içeceğini içtin. Birazdan gelip onu bulamayınca sana beddua eder hem dünyan hem ahiretin helak olur dedi. Üzerimde örtündüğüm bir örtü vardı. Ayaklarıma koyduğumda başım, başıma koyduğumda ayaklarım ortaya çıkıyordu. Uyumaya çalıştım ama uykum gelmiyordu. İki arkadaşım ise benim yaptığımı yapmadıklarından dolayı gönül rahatlığıyla uyumuşlardı. Biraz sonra Hz. Peygamber (sav) geldi ve önceki gibi selam verdi. Ardından mescide geçti. Namaz kıldı. Sonra içeceğini almak için geldi. İçeceği tası açınca onda bir şey bulamadı. Başını gökyüzüne kaldırdı. Şimdi bana beddua ediyor, helak olacağım dedim. "Allah'ım beni doyuranı sen de doyur. Bana içecek verene sen de ver" diye dua etti. Örtümü aldım üzerime çektim. Bıçağı alıp keçilerin yanına gittim. Hangisi semiz ise onu Rasulullah (sav) için kesecektim. Bir de baktım ki keçilerin sütü toplanmış. Hz. Peygamber'in (sav) ailesine ait bir tası aldım. Aslında onun içine süt sağmazlardı. Ama o tasa sütü sağdım. Hatta sütün üzerine köpük çıktı. Rasulullah'a (sav); bu gece sütünüzü içtiniz mi diye sordum. Ben; ey Allah'ın Rasulü, iç dedim. İçti ve bana verdi. Ben; ey Allah'ın Rasulü, iç dedim. Hz. Peygamber'in (sav) süte kandığını ve Onun (sav) duasına nail olduğumu anlayınca güldüm, öyle ki yere düştüm. Hz. Peygamber (sav); "bu senin yaramazlıklarından (biridir) ey Mikdad" buyurdu. Ben; ey Allah'ın Rasulü! Şöyle şöyle yaptım diye yaptıklarımı anlattım. Hz. Peygamber (sav); "bu, Allah'ın rahmetinden başka bir şey değildir. Sen benden izin istesen de arkadaşlarımızı uyandırsak. Onlar da bu sütten nasiplenselerdi ya" buyurdu. Ben; seni hak din ile gönderen Allah'a yemin olsun ki! O sütten seninle nasiplendim ya, başkalarının nasiplenmesiyle ilgilenmem artık dedim.
Açıklama: "Bu, Allah'ın rahmetinden başka bir şey değildir" sözünden murâd "Bu sütü vakitsiz halk edip âdeti hilâfına biriktirmesi Allah'ın bir rahmetidir" demektir.