1 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bana Mâlik, ona Ebu Bekir b. Nâfi, ona da babası şöyle rivayet etmiştir:
Safiyye bt. Ebu Ubeyd’in kardeşinin kızı, Müzdelife’de lohusa olmuştu. Bunun üzerine hem o, hem de Safiyye geri kaldılar ve Kurban Bayramı günü (Yevmü’n-Nahr) güneş battıktan sonra Mina’ya gelebildiler. Abdullah b. Ömer, onlara geldikleri zaman cemreyi (büyük şeytanı) atmaları emrini verdi ve bu gecikmeden dolayı onlara bir ceza (fidye) gerekmediğini söyledi.
Yahya der ki: Mâlik’e, Mina günlerinden birisinde, cemrelerden birisini akşam oluncaya kadar unutan kimsenin durumu soruldu, o da şöyle cevap verdi: Tıpkı bir namazı vaktinde kılmayı unutan bir kimsenin onu gece ya da gündüz hatırladığı zaman kıldığı gibi, o da gece ya da gündüz olsun, hangi vakit hatırlarsa taşlarını atsın. Eğer bunu Mekke’ye döndükten sonra ve Mekke’de iken yahut Mekke’den çıktıktan sonra hatırlayacak olursa ona bir hediyelik kurban gerekir.