Bize Kuteybe, ona Ebu Avâne, ona Osman b. Muğîre, ona Ali b. Rabîa, ona Esmâ b. Hakem el-Fezârî, ona da Ali şöyle rivayet etmiştir:
Ben Rasulullah'tan (sav) bir hadis duyduğumda, Allah Teâlâ o hadisle bana ne fayda murat ettiyse, o şekilde faydalanmaya çalışan bir adamdım. Sahabeden biri bana hadis rivayet ettiğinde ondan yemin ister, eğer yemin ederse onu doğrulardım. Ebu Bekir -ki doğru sözlüdür- bana hadis rivayet etti ve işittiğine göre Rasulullah'ın (sav) "Bir kimse günah işler, sonra (pişman olarak) kalkıp abdest alır, ardından namaz kılar sonunda da Allah'tan bağışlanma dilerse Allah, onu mutlaka bağışlar." buyurdu, ardından "Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir" ayetini okudu.
Bu konuda İbn Mesud, Ebu Derdâ, Enes, Ebu Ümâme, Muâz, Vâsile ve Ebu Yeser Ka'b b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ali hadisi, hasen bir hadis olup onu, sadece bu tarikten Osman b. Muğire'nin rivayeti ile bilmekteyiz. Ondan Şu'be ve daha pek çok kimse rivayette bulunmuş ve Ebu Avâne hadisinde olduğu gibi rivayeti merfû olarak aktarmıştır. Süfyân es-Sevrî ve Mis'ar da ondan rivayette bulunmuş ancak hadisi mevkûf olarak rivayet edip Hz. Peygamber'e nisbet etmemişlerdir. Aynı şekilde bu hadis, merfû olarak da Mis'ar'dan nakledilmiştir. Bu hadis dışında Esmâ b. Hakem'den rivayet edilen merfû bir hadis bilmiyoruz.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12211, T000406
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بْنِ الْحَكَمِ الْفَزَارِىِّ قَالَ سَمِعْتُ عَلِيًّا يَقُولُ: إِنِّى كُنْتُ رَجُلاً إِذَا سَمِعْتُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَدِيثًا نَفَعَنِى اللَّهُ مِنْهُ بِمَا شَاءَ أَنْ يَنْفَعَنِى بِهِ وَإِذَا حَدَّثَنِى رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِهِ اسْتَحْلَفْتُهُ فَإِذَا حَلَفَ لِى صَدَّقْتُهُ وَإِنَّهُ حَدَّثَنِى أَبُو بَكْرٍ وَصَدَقَ أَبُو بَكْرٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَا مِنْ رَجُلٍ يُذْنِبُ ذَنْبًا ثُمَّ يَقُومُ فَيَتَطَهَّرُ ثُمَّ يُصَلِّى ثُمَّ يَسْتَغْفِرُ اللَّهَ إِلاَّ غَفَرَ اللَّهُ لَهُ » . ثُمَّ قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ ( وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُوا أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُوا اللَّهَ فَاسْتَغْفَرُوا لِذُنُوبِهِمْ وَمَنْ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللَّهُ وَلَمْ يُصِرُّوا عَلَى مَا فَعَلُوا وَهُمْ يَعْلَمُونَ ) . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَأَبِى الدَّرْدَاءِ وَأَنَسٍ وَأَبِى أُمَامَةَ وَمُعَاذٍ وَوَاثِلَةَ وَأَبِى الْيَسَرِ وَاسْمُهُ كَعْبُ بْنُ عَمْرٍو . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ عَلِىٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ مِنْ حَدِيثِ عُثْمَانَ بْنِ الْمُغِيرَةِ . وَرَوَى عَنْهُ شُعْبَةُ وَغَيْرُ وَاحِدٍ فَرَفَعُوهُ مِثْلَ حَدِيثِ أَبِى عَوَانَةَ . وَرَوَاهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَمِسْعَرٌ فَأَوْقَفَاهُ وَلَمْ يَرْفَعَاهُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَقَدْ رُوِىَ عَنْ مِسْعَرٍ هَذَا الْحَدِيثُ مَرْفُوعًا أَيْضًا . وَلاَ نَعْرِفُ لأَسْمَاءَ بْنِ الْحَكَمِ حَدِيثًا مَرْفُوعًا إِلاَّ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Ebu Avâne, ona Osman b. Muğîre, ona Ali b. Rabîa, ona Esmâ b. Hakem el-Fezârî, ona da Ali şöyle rivayet etmiştir:
Ben Rasulullah'tan (sav) bir hadis duyduğumda, Allah Teâlâ o hadisle bana ne fayda murat ettiyse, o şekilde faydalanmaya çalışan bir adamdım. Sahabeden biri bana hadis rivayet ettiğinde ondan yemin ister, eğer yemin ederse onu doğrulardım. Ebu Bekir -ki doğru sözlüdür- bana hadis rivayet etti ve işittiğine göre Rasulullah'ın (sav) "Bir kimse günah işler, sonra (pişman olarak) kalkıp abdest alır, ardından namaz kılar sonunda da Allah'tan bağışlanma dilerse Allah, onu mutlaka bağışlar." buyurdu, ardından "Yine onlar, çirkin bir iş yaptıkları, yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenler -ki Allah'tan başka günahları kim bağışlar- ve bile bile, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmeyenlerdir" ayetini okudu.
Bu konuda İbn Mesud, Ebu Derdâ, Enes, Ebu Ümâme, Muâz, Vâsile ve Ebu Yeser Ka'b b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa der ki: Ali hadisi, hasen bir hadis olup onu, sadece bu tarikten Osman b. Muğire'nin rivayeti ile bilmekteyiz. Ondan Şu'be ve daha pek çok kimse rivayette bulunmuş ve Ebu Avâne hadisinde olduğu gibi rivayeti merfû olarak aktarmıştır. Süfyân es-Sevrî ve Mis'ar da ondan rivayette bulunmuş ancak hadisi mevkûf olarak rivayet edip Hz. Peygamber'e nisbet etmemişlerdir. Aynı şekilde bu hadis, merfû olarak da Mis'ar'dan nakledilmiştir. Bu hadis dışında Esmâ b. Hakem'den rivayet edilen merfû bir hadis bilmiyoruz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 181, 2/257
Senetler:
1. Ebu Bekir es-Sıddîk (Abdullah b. Osman b. Amir b. Amr b. Ka'b)
2. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Hassan Esma b. Hakem el-Fezari (Esma b. Hakem)
4. Ebu Muğira Ali b. Rabî'a el-Valibi (Ali b. Rabi'a b. Nadle)
5. Ebu Muğira Osman b. Muğira es-Sekafî (Osman b. Muğira)
6. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
7. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Sahâbe, sahabiler ve hadîs