Giriş

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya b. Said, ona Hişam b. Ebu Abdullah, ona Katade, ona da Hasan, İmran b. Husayn’ın (ra) şöyle anlattığını nakletti:

Bir yolculukta Nebi (sav) ile beraberdik. Rasulullah (sav) ile ashabı arasında yürüyüşte bir fark meydana gelmişti. Bunun üzerine Rasulullah (sav), şu iki ayeti yüksek sesle okudu. “Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kıyamet sarsıntısı gerçekten büyük bir olaydır. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutacak, her gebe kadın karnındaki çocuğu düşürecektir. Ve insanları sarhoş olmadıkları halde sarhoş gibi göreceksin; çünkü Allah’ın azabı (kıyametin dehşeti) çok çetindir! (Hac, 22/1, 2). Sahabiler bunu duyunca yürüyüşlerini hızlandırdılar ve Rasulullah’ın (sav) bir söz söylemek üzere olduğunu anladılar. Rasulullah (sav) "O günün nasıl bir gün olacağını biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab “Allah ve Rasûlü daha iyi bilir” dediler. Rasulullah (sav) "O gün öyle bir gündür ki Allah Adem’i çağıracak ve 'Cehennemin payını Cehenneme gönder' buyuracak. Adem de şöyle diyecek: 'Ey Rabbim! Cehennemin payı ne kadardır?' Allah şöyle buyuracak: Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu Cehennemlik, biri ise Cennetliktir." Bunun üzerine orada bulunanlar o kadar ümitsizliğe düştüler ki yüzlerinde tebessüm izi bile kalmadı. Rasulullah (sav), ashabının bu halini görünce şöyle buyurdu: "Çalışınız ve iyimser olunuz. Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin olsun ki sizler mahlukattan öyle iki grupla birliktesiniz ki onlar, kimlerle beraber olurlarsa onları (n sayılarını) çoğaltırlar: Ye’cüc ve Me’cüc ve Adem ve iblisin soyundan olup ölmüş olanlar." Bunu duyunca halkın sıkıntıları gider gibi oldu. Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çalışın ve iyimser olun! Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler tüm insanlar arasında devenin bir yanındaki ben gibisiniz veya (binit) hayvanlarının ön ayaklarındaki bir iz gibisiniz (sayınız tüm insanlara nispetle çok azdır)."

Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir.


    Öneri Formu
19069 T003169 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 22