Giriş

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona da Hakem (b. Uteybe), Abdulah b. Nâfi’in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Ebu Musa el-Eş’ari, Hz. Ali’nin oğlu Hasan’ın hasta ziyaretine gitmişti. Ali ona 'Hasta ziyareti için mi yoksa normal ziyaret için mi geldin?' diye sorunca, Ebu Musa 'Hayır, bilakis hasta ziyareti için geldim' diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: 'Hasta ziyaretinde bulunan her bir Müslümanla birlikte yetmiş bin melek de yola çıkar. Bu meleklerin tamamı, ziyaret sabah yapılmışsa akşama kadar ona dua ve istiğfar ederler. Onun için ayrıca cennette bir bahçe vardır. Ziyareti akşam yapmışsa, onunla birlikte yetmiş bin melek yola çıkar ve bunların tümü sabaha kadar ona dua ve istiğfarda bulunurlar. Onun için de cennette bir bahçe vardır.


    Öneri Formu
35761 HM000976 İbn Hanbel, I, 121


    Öneri Formu
35864 HM002390 İbn Hanbel, I, 266


    Öneri Formu
35624 DM000019 Darimi, Mukaddime,4


    Öneri Formu
35970 MU000754 Muvatta, Hacc, 13

Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Katade, ona Hasan, ona İmran b. Husayn, ona da İbn Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir:

"Bir gece Hz. Peygamber'in (sav) yanında çokça konuşmuştuk. Sonra sabah erkenden onun yanına gittik. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Bu gece bana ümmetleri ile birlikte peygamberler gösterildi. Bir peygamber yanında üç kişi ile, diğer bir peygamber yanında beş on kişi ile, bir başkası yanında bir grup ile, bir diğer peygamber yanında kimse olmadan geçti. Sonunda Musa (as), beraberinde İsrail oğullarından bir cemaat ile yanımdan geçti. Onların (çokluğu) hoşuma gitti. 'Bunlar kimdir?' diye sordum, bana 'Beraberinde o İsrailoğulları ile birlikte geçen, kardeşin Musa'dır' diye cevap verildi. Bunu üzerine 'Benim ümmetim nerede?' diye sordum. Bana 'Sağ tarafa bak' denildi. Bir de baktım ki insanlarla dolu küçük bir tepe. Sonra 'Sol tarafa bak' denildi. Baktım ki ufuk insanlarla dolu. 'Bana razı oldun mu?' diye soruldu. Ben de 'Razı oldum Ya Rabbi, razı oldum Ya Rabbi' diye karşılık verdim. Ayrıca bana, 'Bunlarla birlikte yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer' denildi. Peygamber (sav), 'Anam babam size feda olsun, güç yetirebilirseniz yetmiş bin kişi içinde yer almaya çalışın, eğer başaramazsanız küçük tepedeki topluluk içinde yer alın, onu da yapamazsanız ufuktaki insanlar içinde yer alın. Ben orada birbirini iten insanlar gördüm' dedi. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mıhsan ayağa kalktı ve 'Beni yetmiş bin kişi içinde kılması için Allah'a dua et' dedi. Rasulullah (sav) dua etti. Sonra başka bir adam kalktı ve o da 'Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Bu hususta Ukkâşe seni geçti' buyurdu. Sonra biz kendi aramızda 'Bu yetmiş bin kişi kimdir?' diye konuştuk. Onların Müslüman olarak doğmuş ve şirk koşmadan ölen kimseler olduğunu söyledik. Bizim bu sözümüz Peygamber'e (sav) ulaşınca 'Onlar, ateşle dağlama yapmayan, rukye yapmayan ve uğursuzluk telakkisine inanmayan, onlar ancak rablerine tevekkül edenlerdir' buyurdu."


Açıklama: Rukye okuyup üfleyerek şifa ummaktır. Bu hadisin son kısmında tedavi için kullanılan şeylerin doğrudan etki sahibi değil, vasıta olduğuna işaret vardır. Hastalığı da, musibeti de, uğursuzluğu da asıl yaratan Allah'tır. Mümin tedavi olurken asıl şifayı Allah'tan bekler ve ona tevekkül eder. Yoksa kasıt tedaviyi reddetmek değildir.

    Öneri Formu
35788 HM003806 İbn Hanbel, I, 402


    Öneri Formu
35629 DM000022 Darimi, Mukaddime,4


    Öneri Formu
35812 HM000990 İbn Hanbel, I, 123


    Öneri Formu
35821 HM002377 İbn Hanbel, I, 265


    Öneri Formu
36037 MU000821 Muvatta, Hacc, 38


    Öneri Formu
35874 HM001008 İbn Hanbel, I, 124