Giriş

Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Hz. Âişe şöyle demiştir:

"Ben kendimi bildim bileli, annem ve babam Müslümandı. Hiçbir gün geçmezdi ki, Rasulullah (sav) bize iki vakit —sabah ve akşam— uğramamış olsun. Müslümanlar imtihan ve baskıya uğrayınca, Ebu Bekir Habeşistan tarafına hicret etmek üzere yola çıktı. Birkü’l-Gımâd denilen yere ulaştığında, Kârre kabilesinin reisi olan İbn Duğunne ile karşılaştı. İbn Duğunne ona 'Ey Ebu Bekir! Nereye gidiyorsun?' diye sordu. Ebu Bekir, 'Kavmim beni (yurdumdan) çıkardı' dedi. (...) Ravi hadisin devamını anlattı, sonra da şöyle dedi: Rasulullah (sav) Müslümanlara 'Ben, sizin hicret edeceğiniz yeri gördüm. Bana, iki siyah taşlık (harre) arasında, Hurma ağaçlarının bulunduğu tuzlu/çorak düzlük (sebha) gösterildi' buyurdu. Bunun üzerine Medine’ye hicret edecek olanlar yola çıktı. Daha önce Habeşistan’a hicret etmiş bazı Müslümanlar da Medine’ye döndü. Ebu Bekir de hicret hazırlığına başladı. Ancak Rasulullah (sav) ona 'Acele etme, çünkü bana izin verilmesini umuyorum' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun, bunu umuyor musun?' diye sordu. Rasulullah (sav) ona 'Evet' dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir, Rasulullah'a (sav) arkadaşlık edebilmek için beklemeye başladı ve dört ay boyunca, elinde bulunan iki bineğini (devesini), semur ağacının yapraklarıyla besledi."

Zuhrî der ki: Urve’nin aktardığına gör Hz. Âişe şöyle demiştir: "Bir gün öğle sıcağında evimizde oturuyorduk. Ebu Bekir’e iki kişi gelerek 'İşte Rasulullah (sav) başını örtmüş (tekkanni etmiş) olarak, üstelik alışık olmadığımız bir vakitte bize geliyor' dediler. Ebu Bekir 'Babam ve anam Ona feda olsun! Eğer bu saatte gelmişse mutlaka önemli bir iş vardır' dedi. Rasulullah (sav) geldi, izin istedi, ona izin verildi. İçeri girince Ebu Bekir’e 'Yanındakileri dışarı çıkar' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam ve anam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Yabancı yok.) Onlar ancak senin ailendir' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Bana (hicret için) çıkmama izin verildi' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! (Bu yolculukta) sana arkadaşlık (edecek miyim?)' dedi. Rasulullah (sav) 'Evet' buyurdu. Ebu Bekir 'Babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü! Şu iki deveden birini al' dedi. Rasulullah (sav) 'Bedelini ödeyerek (alırım)' buyurdu. Âişe der ki: Biz onlara en iyi şekilde yol azığı hazırladık. Bir azık torbasına yiyecek koyduk. Ebu Bekir’in kızı Esmâ, kuşağını ikiye ayırdı, bir parçasıyla torbayı bağladı. Bu sebeple ona 'Zâtü’n-Nitâkeyn' (iki kuşak sahibi) lakabı verildi. Sonra Rasulullah (sav) ile Ebu Bekir, Sevr adlı dağdaki bir mağaraya ulaştılar ve orada üç gece kaldılar."


    Öneri Formu
75653 HM026144 İbn Hanbel, VI, 197

Bize Ebu Âmir, ona Züheyr b. muhammed, ona Yezîd b. Yezîd b. Câbir, ona Hâlid b. Laclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş, ona da Sahabede bazıları şöyle rivayet etmiştir:

"Rasulullah (sav) bir sabah yanımıza çıktı. Yüzü parlak, gönlü huzurlu, sevinçliydi. Biz 'Ey Allah’ın Rasulü, bugün seni ne kadar neşeli ve yüzü nurlu görüyoruz' dedik, şöyle buyurdu: Beni (böyle olmaktan) ne alıkoyabilir ki! Bu gece Rabbim bana en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed!' buyurdu. Ben 'Buyur Rabbim, emrine amadeyim' dedim. 'Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. 'Bilmiyorum, ey Rabbim' dedim. Bunu iki veya üç kez sordu. Sonra avuçlarını iki omzumun arasına koydu; serinliğini göğsümde hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde ne varsa bana ayan oldu. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'İşte böylece, kesin iman edenlerden olsun diye, İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik.' En'âm, 6/75 ayetini okudu. Ardından şöyle buyurdu: Rabbim bana 'Ey Muhammed,Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. Ben 'Kefaretler konusunda' dedim. 'Kefaretler nedir?' buyurdu. Ben 'Cemaatle namaza yürüyerek gitmek, Namazlardan sonra mescitte oturmak, zorluklara rağmen abdesti tam almak. Kim bunları yaparsa hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve günahlarından annesinin kendisini doğurduğu gün gibi arınmış olur. Dereceler ise şunlardır: Güzel söz söylemek, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak' dedim. Rabbim bana 'Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden iyi şeyleri yapmayı, kötü şeyleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve tevbemi kabul etmeni dilerim. Eğer kulların arasında bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına al."


Açıklama: Hadis ızdırabdan dolayı zayıftır.

    Öneri Formu
73975 HM023597 İbn Hanbel, V, 378


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
74949 HM023915 İbn Hanbel, V, 416


Açıklama: Hadis inkıtadan dolayı zayıftır.

    Öneri Formu
73871 HM024407 İbn Hanbel, VI, 14


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte hasendir.

    Öneri Formu
73878 HM024409 İbn Hanbel, VI, 14


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.

    Öneri Formu
76269 HM027086 İbn Hanbel, VI, 299


    Öneri Formu
74503 HM024597 İbn Hanbel, VI, 38


    Öneri Formu
74635 HM025720 İbn Hanbel, VI, 154


    Öneri Formu
75099 HM025905 İbn Hanbel, VI, 173


    Öneri Formu
75618 HM024994 İbn Hanbel, VI, 78