(İshak b. Râhûye anlatıyor:) Ebû Üsâme’ye dedim ki: Size Ebû Hayyân, Ebû Zur’a vasıtasıyla Ebû Hureyre’den (ra) naklen, sabah namazı sırasında Rasûlullah’ın (sav) Bilâl’e (ra) şöyle söylediğini rivâyet etti mi?
“- Ya Bilâl! İslâm’da yapmış olduğun amellerden sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisi olduğunu bana söyler misin? Çünkü dün gece ben, cennette senin ayak seslerini önümde işittim.”
Bilâl şöyle karşılık verdi:
“- Bana fayda sağlayacağını ümit ettiğim amelim, benim nazarımda şudur: Ben, gece veya gündüz herhangi bir saatte tam olarak abdest aldığım her seferde, rabbim için mutlaka benim hakkında takdir buyurulduğu kadar namaz kılarım.”
Ebû Üsâme bu rivâyeti tasdik etti ve “Evet” dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
217447, İRM174
Hadis:
174 - قُلْتُ لِأَبِيَ أُسَامَةَ أَحَدَّثَكُمْ أَبُو حَيَّانَ، عَنْ أَبِي زُرْعَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِبِلَالٍ عِنْدَ صَلَاةِ الْفَجْرِ: «يَا بِلَالُ حَدِّثْنِي بِأَرْجَى عَمَلٍ عَمِلْتَهُ عِنْدَكَ مَنْفَعَةً فِي الْإِسْلَامِ، فَإِنِّي سَمِعْتُ اللَّيْلَةَ خَشْفَ نَعْلَيْكَ بَيْنَ يَدَيَّ فِي الْجَنَّةِ» قَالَ: مَا عَمَلٌ عَمِلْتُهُ أَرْجَى عِنْدِي إِلَّا إِنِّي لَمْ أَتَطَهَّرْ طُهُورًا تَامًّا فِي سَاعَةٍ مِنْ لَيْلٍ أَوْ نَهَارٍ إِلَّا صَلَّيْتُ لِرَبِّي مَا قُدِّرَ لِي أَنْ أُصَلِّيَ، فَأَقَرَّ بِهِ أَبُو أُسَامَةَ، وَقَالَ: «نَعَمْ» .
Tercemesi:
(İshak b. Râhûye anlatıyor:) Ebû Üsâme’ye dedim ki: Size Ebû Hayyân, Ebû Zur’a vasıtasıyla Ebû Hureyre’den (ra) naklen, sabah namazı sırasında Rasûlullah’ın (sav) Bilâl’e (ra) şöyle söylediğini rivâyet etti mi?
“- Ya Bilâl! İslâm’da yapmış olduğun amellerden sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisi olduğunu bana söyler misin? Çünkü dün gece ben, cennette senin ayak seslerini önümde işittim.”
Bilâl şöyle karşılık verdi:
“- Bana fayda sağlayacağını ümit ettiğim amelim, benim nazarımda şudur: Ben, gece veya gündüz herhangi bir saatte tam olarak abdest aldığım her seferde, rabbim için mutlaka benim hakkında takdir buyurulduğu kadar namaz kılarım.”
Ebû Üsâme bu rivâyeti tasdik etti ve “Evet” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İshak b. Rahuye, Müsned-i İshak b. Rahuye, Müsned-i Ebu Hureyre 174, 1/218
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
Konular:
Abdest, abdest ve namaza teşvik
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ile Musa b. Abdurrahman el-Meşrûkî, onlara Ebû Üsâme, Ebû Hayyân'dan rivâyet etti. ed-Devrakî, (tahdis sigasını kullanarak) bize Ebû Hayyân rivâyet etti, dedi. (Y) Yine bize Abde b. Abdullah el-Huzâî, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), bir sabah namazında Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle dediğini rivâyet etti:
"- Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece cennette, önümde senin ayak seslerini duydum." Bilâl şöyle dedi: "- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da yaptığım ve bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka o abdestle rabbimin benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
219552, İHM001208
Hadis:
ثنا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ، وَمُوسَى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْمَسْرُوقِيُّ قَالَا: ثنا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ أَبِي حَيَّانَ، وَقَالَ الدَّوْرَقِيُّ: قَالَ: ثنا أَبُو حَيَّانَ، ح وَثنا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْخُزَاعِيُّ، أَخْبَرَنَا مُحَمَّدٌ يَعْنِي ابْنَ بِشْرٍ، ثنا أَبُو حَيَّانَ، نا أَبُو زُرْعَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ نَبِيُّ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِبِلَالٍ عِنْدَ صَلَاةِ الْفَجْرِ: «يَا بِلَالُ حَدِّثْنِي بِأَرْجَى عَمَلٍ عَمِلْتَهُ عِنْدَكَ مَنْفَعَةً فِي الْإِسْلَامِ، فَإِنِّي قَدْ سَمِعْتُ اللَّيْلَةَ خَشْفَ نَعْلَيْكَ بَيْنَ يَدَيَّ فِي الْجَنَّةِ» ، فَقَالَ: مَا عَمِلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِي الْإِسْلَامِ عِنْدِي عَمَلًا أَرْجَى مَنْفَعَةً مِنْ أَنِّي لَمْ أَتَطَهَّرْ طَهُورًا تَامًّا قَطُّ فِي سَاعَةٍ مِنْ لَيْلٍ أَوْ نَهَارٍ إِلَّا صَلَّيْتُ بِذَلِكَ الطَّهُورِ لِرَبِّي مَا كَتَبَ لِي أَنْ أُصَلِّيَ
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ile Musa b. Abdurrahman el-Meşrûkî, onlara Ebû Üsâme, Ebû Hayyân'dan rivâyet etti. ed-Devrakî, (tahdis sigasını kullanarak) bize Ebû Hayyân rivâyet etti, dedi. (Y) Yine bize Abde b. Abdullah el-Huzâî, ona Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre (ra), bir sabah namazında Rasûlullah'ın (sav) Bilâl'e (ra) şöyle dediğini rivâyet etti:
"- Ya Bilâl! İslâm'da yapmış olduğun ve sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisidir? Çünkü ben bu gece cennette, önümde senin ayak seslerini duydum." Bilâl şöyle dedi: "- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da yaptığım ve bana en çok fayda vereceğini ümit ettiğim amelim şu olabilir: Ben gece veya gündüz tam olarak temizlenip abdest aldığım her seferde, mutlaka o abdestle rabbimin benim için takdir buyurduğu kadar namaz kılarım."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Salât 1208, 2/55
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Ebu Hayyan Yahya b. Saîd et-Teymî (Yahya b. Saîd b. Hayyan)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Bişr el-Abdî (Muhammed b. Bişr b. Fürâfisa b. Muhtar b. Rudeyh)
5. Ebu Sehl Abde b. Abdullah el-Huzâî (Abde b. Abdullah b. Abde)
Konular:
Abdest, abdest ve namaza teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213493, İHS000832
Hadis:
832 - أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَمْدَانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا عَبْدُ الْجَبَّارِ بْنُ الْعَلَاءِ، قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، مَوْلَى آلِ طَلْحَةَ عَنْ كُرَيْبٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ إِلَى صَلَاةِ الصُّبْحِ، وَجُوَيْرِيَةُ جَالِسَةٌ فِي الْمَسْجِدِ، فَرَجَعَ حِينَ تَعَالَى النَّهَارُ، فَقَالَ: «لَنْ تَزَالِي جَالِسَةً بَعْدِي؟ »، قَالَتْ: نَعَمْ، قَالَ: «لَقَدْ قُلْتُ أَرْبَعَ كَلِمَاتٍ لَوْ وُزِنَتْ بِهِنَّ لَوَزَنَتْهُنَّ، سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ عَدَدَ خَلْقِهِ، وَمِدَادَ كَلِمَاتِهِ، وَرِضَا نَفْسِهِ، وَزِنَةَ عَرْشِهِ».
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: جُوَيْرِيَةُ هِيَ بِنْتُ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ عَمِّ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.
Tercemesi:
Bize Ömer İbn Muhammed el-Hemdânî haber verdi: Bize Abdulcebbâr İbnu'l-Alâ anlattı: Süfyân bize, Talha Ailesi'nin azatlı kölesi Muhammed İbn Abdurrahmân'dan, o da Küreyb'den, o da İbn Abbâs'tan anlattı:
Peygamber (s.a.v.) sabah namazına çıktı; Cüveyriye de namaz kıldığı yerde oturmaktaydı. Güneş yükselince Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) döndüğünde şöyle dedi: Ben gittiğimden beri hala oturuyor musun? Evet, dedi. Buyurdu ki: Ben dört kelime söyledim; bu kelimelerle seninkiler tartılsaydı bunlar ağır basardı: Yaratıkları sayısınca, kelimelerinin mürekkebi miktarınca, nefsinin hoşnutluğu kadar ve arşının ağırlığınca Allâh'a hamd ederek Onu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân) (r.a.): Buradaki Cüveyriye, Peygamber (s.a.v.)'in amcası el-Hâris İbn Abdülmuttalib'in kızıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 832, 3/113
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Zikir, fazileti, sevabı
Zikir, lafızları, şekli
Öneri Formu
Hadis Id, No:
224578, İHM002558
Hadis:
ثنا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، ثنا أَبُو النُّعْمَانِ، ثنا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ حُمَيْدٍ، عَنْ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ، عَنْ أَبِي قَتَادَةَ: «أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ إِذَا عَرَّسَ بِلَيْلٍ اضْطَجَعَ عَلَى يَمِينِهِ، وَإِذَا عَرَّسَ قَبِيلَ الصُّبْحِ نَصَبَ ذِرَاعَيْهِ نَصْبًا، وَوضَعَ رَأْسَهُ عَلَى كَفَّيْهِ»
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Ebu Numan (Muhammed b. Fadl), ona Hammad b. Seleme, ona Humeyd (b. Ebu Humeyd), ona Bekir b. Abdullah b. Rebah, ona da Ebu Katâde şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) yolculuktayken gece konakladığında sağ tarafı üzerine uzanırdı. Sabah vaktinden hemen önce konakladığında ise kollarını (başına doğru kaldırıp) diker ve başını avucuna koyardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Menâsik 2558, 3/134
Senetler:
1. Ebu Katade Haris b. Rib'î es-Sülemî (Haris b. Rib'î b. Beldeme es-Sülemî)
2. Bekir b. Abdullah b. Bukeyr (Bekir b. Abdullah b. Bukeyr)
3. Ebu Ubeyde Humeyd b. Ebu Humeyd et-Tavîl (Humeyd b. Tarhan)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Adab, yatma-kalkma adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
224105, İHM002171
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى الصَّنْعَانِيُّ، حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، حَدَّثَنِي عُمَارَةُ بْنُ غَزِيَّةَ قَالَ: سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِبْرَاهِيمَ يُحَدِّثُ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اعْتَكَفَ الْعَشْرَ الْأُوَلَ مِنْ رَمَضَانَ، ثُمَّ اعْتَكَفَ الْعَشْرَ الْوَسَطَ فِي قُبَّةٍ تُرْكِيَّةٍ عَلَى سُدَّتِهَا قِطْعَةٌ مِنْ حَصِيرٍ قَالَ: فَأَخَذَ الْحَصِيرَ بِيَدِهِ، فَنَحَّاهَا فِي نَاحِيَةِ الْقُبَّةِ، ثُمَّ أَطْلَعَ رَأْسَهُ، فَكَلَّمَ النَّاسَ، فَدَنَوْا مِنْهُ، فَقَالَ: " إِنِّي اعْتَكَفْتُ الْعَشْرَ الْأُوَلَ أَلْتَمِسُ هَذِهِ اللَّيْلَةَ، ثُمَّ اعْتَكَفْتُ الْعَشْرَ الْوَسَطَ، ثُمَّ أَتَيْتُ، فَقِيلَ لِي: إِنَّهَا فِي الْعَشْرِ الْأَوَاخِرِ، فَمَنْ أَحَبَّ مِنْكُمْ أَنْ يَعْتَكِفَ فَلْيَعْتَكِفْ " فَاعْتَكَفَ النَّاسُ مَعَهُ قَالَ: «وَإِنِّي أُرِيتُهَا لَيْلَةَ وِتْرٍ، وَإِنِّي أَسْجُدُ صَبِيحَتِهَا فِي طِينٍ وَمَاءٍ» ، فَأَصْبَحَ فِي لَيْلَةِ إِحْدَى وَعِشْرِينَ، وَقَدْ قَامَ إِلَى الصُّبْحِ، فَمَطَرَتِ السَّمَاءُ، فَوَكَفَ الْمَسْجِدُ، فَأَبْصَرْتُ الطِّينَ وَالْمَاءَ فَخَرَجَ حِينَ فَرَغَ مِنْ صَلَاةِ الصُّبْحِ، وَجَبْهَتُهُ وَأَنْفُهُ فِي الْمَاءِ وَالطِّينِ، وَإِذَا هِيَ لَيْلَةُ إِحْدَى وَعِشْرِينَ فِي الْعَشْرِ الْأَوَاخِرِ «هَذَا حَدِيثٌ شَرِيفٌ شَرِيفٌ»
Tercemesi:
Bize Muhammad b. Abdula'lâ es-San'anî, ona Mu'temir b. Süleyman, ona Umâre b. Ğaziyye, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Ramazan'ın ilk on (gününde) itikâfa girdi. Sonra (Ramazan'ın) ortasındaki on (günde) kapısında hasır olan bir Türk çadırında itikâfa girdi. Nebî (sav) hasırı eliyle tutup çadırın kenarını açtı. Ardından başını çıkarıp insanlarla konuştu. (İnsanlar) da ona yaklaştı. Hz. Peygamber (sav), "Ben bu (Kadir) Gecesi'ni aramak için ilk on (gün) itikâfa girdim. Ardından (Ramazan'ın) ortasındaki on (gün) itikâfa girdim. Daha sonra bana o (gecenin) son on (günde olduğu) söylendi. Sizden kim itikâfa girmek isterse girsin" buyurdu. İnsanlar da onunla (sav) beraber itikâfa girdiler. (Sonra) Hz. Peygamber (sav), "Ben (Kadir Gecesi'nin rüyamda) tekli gecede olduğunu ve o gecenin sabahında çamur ve su içinde secde ettiğimi gördüm" buyurdu. Yirmi bir(inci) gün olduğunda Hz. Peygamber (sav), sabah namazını kıldırdı. Alnında ve burnunun ucunda çamur vardı. (İşte) o (Ramazan'ın) son on gününde, yirmi birinci günün gecesi idi.
Bu değerli bir hadisi şeriftir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Sıyâm 2171, 2/394
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
İtikaf, Ramazanda İtikaf
Kadir Gecesi, fazileti ve zamanı
Bize Ahmed b. Said ed-Dârimî ve Muhammed b. Osman el-İclî, onlara Abdullah b. Musa, Ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Esved, ona da Hz. Âişe (r.anhâ)şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'in (sav) üç müezzini vardı: Bilâl, Ebu Mahzûre ve Amr b. Ümmü Mektûm. Rasulullah (sav) 'Amr ezan okuduğunda, o gözleri görmeyen bir kimsedir; bu sizi yanıltmasın. Bilâl ezan okuduğunda ise, artık (imsak vakti girmiştir) kimse bir şey yemesin' buyurdu."
Ebu Bekir der ki: Ebu İshâk’ın, Esved’den, onun da Âişe’den rivayet ettiği bu haberde bir şüphe vardır. Çünkü Ebu İshâk’ın, bu hadisi, gerçekten Esved’den işitip işitmediğini kesin olarak bilmiyoruz. Ancak Hişâm b. Urve’nin rivayeti sahih bir senedle sabittir ve bu rivayet, Sâlim’in İbn Ömer’den, ayrıca Kasım’ın da Âişe’den naklettiği rivayetlerle çelişmez. Zira mümkündür ki Peygamber (sav), gece ezanını Bilâl ile İbn Ümmü Mektûm arasında nöbetleşe olarak taksim etmişti. Şöyle ki: Bazı gecelerde Bilâl’e gece ezanı nöbeti verilmişti. O ezan okuyunca inip dinlenir, ardından sabah olunca İbn Ümmü Mektûm ikinci ezanı (gündüz ezanını) okurdu. Sonraki gecelerde ise sıra İbn Ümmü Mektûm’a gelirdi; o gece ezanını okur, sabah olduğunda Bilâl ikinci ezanı okurdu. Dolayısıyla Nebî (sav) bu duruma göre 'Bilâl gece ezanı okur, bu sizi yanıltmasın; yiyip içmeye devam edin. İbn Ümmü Mektûm ezan okuduğunda ise artık yemek ve içmekten sakının' buyurmuştur. Yani Hz. Peygamber (sav), her iki vakitte insanlara açıklama yaparak, birinci ezanın geceye, ikinci ezanın ise sabah vaktine ait olduğunu bildirmiştir. Böylece, birinci ezanın (gece ezanı) oruca mani olmadığını, ikinci ezanın (sabah ezanı) ise yeme içmeyi yasakladığını ifade etmiştir. Âişe’nin 'Onlar, fecir doğmadan önce ezan okumazlardı' şeklindeki rivayeti ise iki anlamdan birini taşır: 1. 'Hepsi birlikte ezan okumazdı' demektir. — yani aynı anda değil, sırayla okurlardı. Çünkü Rasulullah (sav) şöyle 'Amr ezan okuduğunda (yiyip için), Bilâl ezan okuduğunda (artık yemeyin)' buyurmuştur. Eğer Amr fecir doğduktan sonra ezan okusaydı, onun ezanından sonra yemek ve içmek oruçluya haram olurdu. 2. Ya da Âişe 'Ezan, birinci fecir (fecr-i evvel) doğduktan sonra okunurdu, ama ikinci fecir (fecr-i sâdık) doğmadan önce. Bu durumda, o vakit hâlâ gece sayılır ve yiyip içmek helâldir. Daha sonra gelen ikinci ezan ise, fecr-i sâdık (sabahın aydınlanması) vaktinde okunur; artık o vakitte yeme ve içme yasak olur, çünkü artık gündüz girmiştir. Doğrusunu Allah bilir.
"Hz. Peygamber'in (sav) üç müezzini vardı: Bilâl, Ebu Mahzûre ve Amr b. Ümmü Mektûm. Rasulullah (sav) 'Amr ezan okuduğunda, o gözleri görmeyen bir kimsedir; bu sizi yanıltmasın. Bilâl ezan okuduğunda ise, artık (imsak vakti girmiştir) kimse bir şey yemesin' buyurdu."
Ebu Bekir der ki: Ebu İshâk’ın, Esved’den, onun da Âişe’den rivayet ettiği bu haberde bir şüphe vardır. Çünkü Ebu İshâk’ın, bu hadisi, gerçekten Esved’den işitip işitmediğini kesin olarak bilmiyoruz. Ancak Hişâm b. Urve’nin rivayeti sahih bir senedle sabittir ve bu rivayet, Sâlim’in İbn Ömer’den, ayrıca Kasım’ın da Âişe’den naklettiği rivayetlerle çelişmez. Zira mümkündür ki Peygamber (sav), gece ezanını Bilâl ile İbn Ümmü Mektûm arasında nöbetleşe olarak taksim etmişti. Şöyle ki: Bazı gecelerde Bilâl’e gece ezanı nöbeti verilmişti. O ezan okuyunca inip dinlenir, ardından sabah olunca İbn Ümmü Mektûm ikinci ezanı (gündüz ezanını) okurdu. Sonraki gecelerde ise sıra İbn Ümmü Mektûm’a gelirdi; o gece ezanını okur, sabah olduğunda Bilâl ikinci ezanı okurdu. Dolayısıyla Nebî (sav) bu duruma göre 'Bilâl gece ezanı okur, bu sizi yanıltmasın; yiyip içmeye devam edin. İbn Ümmü Mektûm ezan okuduğunda ise artık yemek ve içmekten sakının' buyurmuştur. Yani Hz. Peygamber (sav), her iki vakitte insanlara açıklama yaparak, birinci ezanın geceye, ikinci ezanın ise sabah vaktine ait olduğunu bildirmiştir. Böylece, birinci ezanın (gece ezanı) oruca mani olmadığını, ikinci ezanın (sabah ezanı) ise yeme içmeyi yasakladığını ifade etmiştir. Âişe’nin 'Onlar, fecir doğmadan önce ezan okumazlardı' şeklindeki rivayeti ise iki anlamdan birini taşır: 1. 'Hepsi birlikte ezan okumazdı' demektir. — yani aynı anda değil, sırayla okurlardı. Çünkü Rasulullah (sav) şöyle 'Amr ezan okuduğunda (yiyip için), Bilâl ezan okuduğunda (artık yemeyin)' buyurmuştur. Eğer Amr fecir doğduktan sonra ezan okusaydı, onun ezanından sonra yemek ve içmek oruçluya haram olurdu. 2. Ya da Âişe 'Ezan, birinci fecir (fecr-i evvel) doğduktan sonra okunurdu, ama ikinci fecir (fecr-i sâdık) doğmadan önce. Bu durumda, o vakit hâlâ gece sayılır ve yiyip içmek helâldir. Daha sonra gelen ikinci ezan ise, fecr-i sâdık (sabahın aydınlanması) vaktinde okunur; artık o vakitte yeme ve içme yasak olur, çünkü artık gündüz girmiştir. Doğrusunu Allah bilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Huzeyme, Sahih-i İbn Huzeyme, Salât 408, 1/181
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
209788, İHS000351
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَمْدَانِيُّ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْمِقْدَامِ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عَلِيٍّ الْمُقَدَّمِيُّ، قَالَ: سَمِعْتُ مَعْنَ بْنَ مُحَمَّدٍ، قَالَ: سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ أَبِي سَعِيدٍ يُحَدِّثُ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ: أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «إِنَّ هَذَا الدِّينَ يُسْرٌ وَلَنْ يُشَادَّ الدِّينَ أَحَدٌ إِلَّا غَلَبَهُ، فَسَدِّدُوا وَقَارِبُوا وَأَبْشِرُوا وَاسْتَعِينُوا بِالْغَدْوَةِ وَالرَّوَاحِ وَشَيْءٍ مِنَ الدُّلْجَةِ».
Tercemesi:
Bize Ömer b. Muhammed el-Hemedânî, ona Ahmed b. el-Mikdam, ona Ömer b. Ali el-Mukaddemî, ona Ma'ne b. Muhammed, ona Said b. Ebu Said, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bu din kolaylıktır. Bir kişi takatinin üstünde ibadete kalkışırsa din karşısında aciz kalır. Bunun için aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutun ve (salih amellerden alacağınız mükafattan ötürü) sevinin. Sabah, akşam ve gecenin bir kısmında (dinç olduğunuz vakitlerden) yararlanın (ki taat ve ibadetinize devam edin)."
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
الدِّينَ يُسْرٌ
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Birr ve'l-İhsan 351, 2/63
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Amel, amellerde itidali elden bırakmamak, aşırı gitmemek
KTB DİN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213513, İHS000852
Hadis:
852 - أَخْبَرَنَا ابْنُ الْجُنَيْدِ بِبُسْتَ، قَالَ: حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو ضَمْرَةَ، عَنْ أَبِي مَوْدُودٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ، عَنْ أَبَانَ بْنِ عُثْمَانَ، عَنْ عُثْمَانَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «مَنْ قَالَ حِينَ يُصْبِحُ: بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ، ثَلَاثَ مَرَّاتٍ، لَمْ تَفْجَأْهُ فَاجِئَةُ بَلَاءٍ حَتَّى يُمْسِيَ، وَإِنْ قَالَهَا حِينَ يُمْسِي لَمْ تَفْجَأْهُ فَاجِئَةُ بَلَاءٍ حَتَّى يُصْبِحَ»
Tercemesi:
Bize İbnü'l-Cüneyd, Büst'te haber verdi: Bize Kuteybe anlattı: Ebû Damra bize, Ebû Mevdûd'dan, o da Muhammed İbn Ka'b'dan, o da Ebân İbn Osmân'dan, o da Osmân'dan, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Her kim sabahladığında üç defa: Allâh'ın adıyla başlarım; Onun adıyle oldukça ne yerde ne de gökte hiçbir şey zarar veremez, O herşeyi işiten ve bilendir, derse, akşam oluncaya kadar onun başına hiçbir bela gelmez; eğer bunu akşamleyin söylerse, sabah oluncaya kadar onun başına hiçbir bela gelmez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 852, 3/132
Senetler:
1. Ebu Said Ebân b. Osman el-Ümevî (Ebân b. Osman b. Affân)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213522, İHS000861
Hadis:
861 - أَخْبَرَنَا ابْنُ قُتَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ مَوْهَبٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلَالٍ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، وَهُوَ رَبِيعَةُ الرَّأْيِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَنْبَسَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «مَنْ قَالَ حِينَ يُصْبِحُ: اللَّهُمَّ مَا أَصْبَحَ بِي مِنْ نِعْمَةٍ، أَوْ بِأَحَدٍ مِنْ خَلْقِكَ، فَمِنْكَ وَحْدَكَ لَا شَرِيكَ لَكَ، فَلَكَ الْحَمْدُ وَلَكَ الشُّكْرُ، فَقَدْ أَدَّى شُكْرَ ذَلِكَ الْيَوْمَ»
Tercemesi:
Bize İbn Kuteybe haber verdi: Bize Yezîd İbn Mevheb anlattı: İbn Vehb bize, Süleymân İbn Bilâl'dan, o da Rabîa İbn Ebû Abdurrahmân yani Rabîatü'r-Ra'y'den, o da Abdullâh İbn Anbese'den, o da İbn Abbâs'tan, Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Her kim sabahladığında: Allâh'ım, bu sabah bende bulunan ya da yarattıklarından herhangi birinde bulunan nimetlerin hepsi yalnız sendendir; senin hiçbir ortağın yoktur; Övgü ve şükür sana yaraşır, derse o günün şükrünü yerine getirmiş olur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 861, 3/142
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213523, İHS000862
Hadis:
862 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، مَوْلَى ثَقِيفٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ عِيسَى، يَعْنِي الْبِسْطَامِيَّ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ، عَنْ أَبِي مَوْدُودٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِيِّ، عَنْ أَبَانَ بْنِ عُثْمَانَ، عَنْ عُثْمَانَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَنْ قَالَ حِينَ يُصْبِحُ ثَلَاثَ مَرَّاتٍ: بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لَا يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الْأَرْضِ وَلَا فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ، لَمْ تَفْجَأْهُ فَاجِئَةُ بَلَاءٍ حَتَّى يُمْسِيَ، وَمَنْ قَالَهَا حِينَ يُمْسِي لَمْ تَفْجَأْهُ فَاجِئَةُ بَلَاءٍ حَتَّى يُصْبِحَ».
وَقَدْ كَانَ أَصَابَهُ الْفَالِجُ فَقِيلَ لَهُ: أَيْنَ مَا كُنْتَ تُحَدِّثُنَا بِهِ؟، قَالَ: إِنَّ اللَّهَ حِينَ أَرَادَ بِي مَا أَرَادَ أَنْسَانِيهَا
Tercemesi:
Bize Sakîf'in azatlı kölesi Muhammed İbn İshâk İbn İbrâhîm haber verdi: Bize el-Hasen İbn Îsâ, yani el-Bistâmî anlattı: Enes İbn Iyâd bize, Ebû Mevdûd'dan, o da Muhammed İbn Ka'b el-Kurazî'den, o da Ebân İbn Osmân'dan, o da Osmân'dan anlattı:
Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Her kim sabahladığında üç defa: Allâh'ın adıyla başlarım; Onun adıyle oldukça ne yerde ne de gökte hiçbir şey zarar veremez, O herşeyi işiten ve bilendir, derse, akşam oluncaya kadar onun başına hiçbir bela gelmez; eğer bunu akşamleyin söylerse, sabah oluncaya kadar onun başına hiçbir bela gelmez.
Ebân felç olunca kendisine şöyle denildi: Bize anlattığın hadise ne oldu? Şöyle cevap verdi: Allah bana yapmak istediğini murat edince, o duayı bana unutturdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 862, 3/144
Senetler:
1. Ebu Amr Osman b. Affân (Osman b. Affân b. Ebu Âs b. Ümeyye b. Abdüşems)
Konular:
Dua, faziletlisi
Dua, sabah/akşam okunacak