Bana Abdurrahman b. Bişr el-Abdî, ona Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyâz b. Hımâr, Rasulullah'ın (sav) bir gün hutbe irad ettiğini söyledi ve hadisi nakletti: Buna göre Rasulullah (sav) bir gün hitabında şunları söyledi: "Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş" buyurdu. Sonra şöyle devam etti: "Cennetlikler üç kısımdır:
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, çoluk çocuk sahibi infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çaldığı kimseye hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Ebu Ğassân hadisinde: "Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım" cümlesini rivayet etmedi.
Ve ravi hadisi naklederek sonunda şöyle söylemiştir: Yahya, Şu'be'den, o Katâde'den o da Mutarrif'ten bu hadisi nakletmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14252, M007209
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ بِشْرٍ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ هِشَامٍ - صَاحِبِ الدَّسْتَوَائِىِّ - حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَطَبَ ذَاتَ يَوْمٍ . وَسَاقَ الْحَدِيثَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَاتَ يَوْمٍ فِى خُطْبَتِهِ " أَلاَ إِنَّ رَبِّى أَمَرَنِى أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِى يَوْمِى هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عَبْدًا حَلاَلٌ وَإِنِّى خَلَقْتُ عِبَادِى حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمُ الشَّيَاطِينُ فَاجْتَالَتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِى مَا لَمْ أُنْزِلْ بِهِ سُلْطَانًا وَإِنَّ اللَّهَ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَرَبَهُمْ وَعَجَمَهُمْ إِلاَّ بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِىَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لاَ يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانَ وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ رَبِّ إِذًا يَثْلَغُوا رَأْسِى فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً قَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ وَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جَيْشًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ" . قَالَ: "وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلاَثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِى قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَعَفِيفٌ مُتَعَفِّفٌ ذُو عِيَالٍ - قَالَ - وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِى لاَ زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا لاَ يَتْبَعُونَ أَهْلاً وَلاَ مَالاً وَالْخَائِنُ الَّذِى لاَ يَخْفَى لَهُ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلاَّ خَانَهُ وَرَجُلٌ لاَ يُصْبِحُ وَلاَ يُمْسِى إِلاَّ وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ . وَذَكَرَ الْبُخْلَ أَوِ الْكَذِبَ وَالشِّنْظِيرُ الْفَحَّاشُ . وَلَمْ يَذْكُرْ أَبُو غَسَّانَ فِى حَدِيثِهِ وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ " وَقَالَ فِى آخِرِهِ قَالَ يَحْيَى قَالَ شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ سَمِعْتُ مُطَرِّفًا فِى هَذَا الْحَدِيثِ .
Tercemesi:
Bana Abdurrahman b. Bişr el-Abdî, ona Yahya b. Said, ona Hişâm, ona Katâde, ona Mutarrif, ona İyâz b. Hımâr, Rasulullah'ın (sav) bir gün hutbe irad ettiğini söyledi ve hadisi nakletti: Buna göre Rasulullah (sav) bir gün hitabında şunları söyledi: "Muhakkak ki Rabbim (cc) bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. Kullarıma verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini Hanif/Müslüman olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip onları dinlerinden saptırarak hakkında delil indirmediğim ve benim helal kıldığım şeyi haram kıldılar ve bana ortak koşmalarını onlara emrettiler. Sonra Allah (cc) yeryüzü ehline baktı, onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetti. Yalnız Ehl-i kitaptan bir takım kişiler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye gönderdim. Sana suyun silip yıkayamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i yakmamı emretti. Ben: Ya Rabbi! O zaman benim başımı ezip onu bir ekmeğe çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları yurtlarından çıkar. Onlara savaş aç ki, savaşta senle savaşarak sana yardım edelim. Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım! Sen bir ordu gönder ki, biz de onun beş katını gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş" buyurdu. Sonra şöyle devam etti: "Cennetlikler üç kısımdır:
1- Güç ve kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve başarılı olanlar,
2- Tüm Müslümanlara ve akrabalara karşı ince kalpli, merhametli kişi,
3- İffetli, çoluk çocuk sahibi infakı seven fakir kişi.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Mal ve aile edinmeyen, size tabi olarak içinizde bulunan, haram işlemeye zaafı olan kişiler,
2- Tamahkarlığı gizli olmayan, kapısını çaldığı kimseye hainlik eden kişi,
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan kişi,
4- Cimri ve yalancı kişi,
5- Çok ahlaksız kişi."
Ebu Ğassân hadisinde: "Onlara karşı harcama yap ki, biz de sana lütuf ve ihsanda bulunalım" cümlesini rivayet etmedi.
Ve ravi hadisi naklederek sonunda şöyle söylemiştir: Yahya, Şu'be'den, o Katâde'den o da Mutarrif'ten bu hadisi nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7209, /1174
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kalplere tasarrufu
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14030, T000680
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ بَيَانِ بْنِ بِشْرٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لأَنْ يَغْدُوَ أَحَدُكُمْ فَيَحْتَطِبَ عَلَى ظَهْرِهِ فَيَتَصَدَّقَ مِنْهُ فَيَسْتَغْنِىَ بِهِ عَنِ النَّاسِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَسْأَلَ رَجُلاً أَعْطَاهُ أَوْ مَنَعَهُ ذَلِكَ فَإِنَّ الْيَدَ الْعُلْيَا أَفْضَلُ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَالزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ وَعَطِيَّةَ السَّعْدِىِّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَمَسْعُودِ بْنِ عَمْرٍو وَابْنِ عَبَّاسٍ وَثَوْبَانَ وَزِيَادِ بْنِ الْحَارِثِ الصُّدَائِىِّ وَأَنَسٍ وَحُبْشِىِّ بْنِ جُنَادَةَ وَقَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ وَسَمُرَةَ وَابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ يُسْتَغْرَبُ مِنْ حَدِيثِ بَيَانٍ عَنْ قَيْسٍ .
Tercemesi:
Bize Hennâd (b. Serî et-Temîmî), ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), Beyan b. Bişr, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini duydum: "Birinizin sabah vakti gidip odun toplayıp sırtına yüklemesi, onun yani ondan kazandığının bir kısmını sadaka olarak vermesi ve böylece insanlara muhtaç olmaması, o kişi için -versin ya da vermesin- birinden bir şeyler istemesinden daha hayırlıdır. Muhakkak ki veren el, alan elden daha üstündür. Sadaka vermeye nafakasını sağlamakla mükellef olduğun kişilerden başla."
Tirmizi şöyle demiştir:
Bu konuda Hakîm b. Hizâm, Ebu Said el-Hudrî, Zübeyr b. Avvâm, Atiyye es-Sa'dî, Abdullah b. Mesud, Mesdu b. Amr, (Abdullah) b.Abbas, Sevbân, Ziyâd b. Hâris es-Sudânî, Enes b. Malik, Hubşî b. CCünâde, Kabîsa b. Muhârik, Semüre ve (Abdullah) b. Ömer'den de rivayet bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) ayrıca şöyle demiştir:
Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiği hadis, hasen sahih garib bir hadistir. Garib olması, Beyan b. Kays rivayeti sebebiyledir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 38, 3/64
Senetler:
()
Konular:
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
İnfak, Veren el olmak
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَيُوسُفُ بْنُ عِيسَى قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا أَبُو هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَوَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَجُلٍ مِنْ بَنِى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ قَالَ:
أَغَارَتْ عَلَيْنَا خَيْلُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم، فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُهُ يَتَغَدَّى، فَقَالَ ادْنُ فَكُلْ. فَقُلْتُ إِنِّى صَائِمٌ. فَقَالَ ادْنُ أُحَدِّثْكَ عَنِ الصَّوْمِ أَوِ الصِّيَامِ. إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى وَضَعَ عَنِ الْمُسَافِرِ الصَّوْمَ وَشَطْرَ الصَّلاَةِ وَعَنِ الْحَامِلِ أَوِ الْمُرْضِعِ الصَّوْمَ أَوِ الصِّيَامَ. وَاللَّهِ لَقَدْ قَالَهُمَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كِلْتَيْهِمَا أَوْ إِحْدَاهُمَا. فَيَا لَهْفَ نَفْسِى أَنْ لاَ أَكُونَ طَعِمْتُ مِنْ طَعَامِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ. قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ الْكَعْبِىِّ حَدِيثٌ حَسَنٌ، وَلاَ نَعْرِفُ لأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ هَذَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ الْوَاحِدِ. وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ. وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ الْحَامِلُ وَالْمُرْضِعُ تُفْطِرَانِ وَتَقْضِيَانِ وَتُطْعِمَانِ، وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ وَمَالِكٌ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ. وَقَالَ بَعْضُهُمْ تُفْطِرَانِ وَتُطْعِمَانِ وَلاَ قَضَاءَ عَلَيْهِمَا، وَإِنْ شَاءَتَا قَضَتَا وَلاَ إِطْعَامَ عَلَيْهِمَا، وَبِهِ يَقُولُ إِسْحَاقُ.
Bize Ebu Kureyb ve Yusuf b. İsa, onlara Vekî, ona Ebu Hilal, ona da Abdullah b. Sevâde, Abdullah b. Ka‘b oğullarından Enes b. Malik'in (el-Ka'bî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize Rasulullah’ın (sav) atlı birlikleri baskın yapmıştı. Bunun üzerine ben Rasulullah’ın (sav) yanına vardım. Onu sabah kahvaltısını yaparken buldum. Hemen 'Gel, sen de ye' buyurdu. Ben oruçlu olduğumu söyledim. 'O halde gel sana oruç hakkında bazı şeyler söyleyeyim' dedi ve 'Şüphesiz Allah teâlâ yolculardan, oruç tutma mükellefiyetiyle namazların yarısını kaldırmıştır. Hamile yahut süt emziren kadınlardan da oruç mükellefiyetini kaldırmıştır' buyurdu. Vallahi Nebi (sav) ya her ikisini de söyledi (hamile ile emzikli kadını) veya onlardan sadece birisini söyledi. O gün Rasulullah’ın (sav) yemeğinden yemediğime çok pişmanım."
Tirmizi, bu konuda Ebu Umeyye’den de rivayetin geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Tirmizî bu rivayet hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Enes b. Malik el-Ka‘bî rivayeti hasen bir hadistir. Enes b. Mâlik'in Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi dışında rivayet ettiği başka bir hadisini de bilmiyoruz. İlim ehli nezdinde uygulama (amel) bu hadise göredir. Ancak ilim ehlinden bazısı, hamile ve süt emziren kadınların oruç tutmayıp hem kazasını yapacaklarını hem de fakirlere (fidye olarak) yemek yedireceklerini söylemiştir ki Süfyan, Mâlik, Şâfiî ve Ahmed (b. Hanbel) bu kanaattedir. Bazısı da oruç tutmazlarsa, ya dilerlerse sadece fakirlere yemek yedirir oruçlarını kaza etmezler. Dilerlerse de oruçlarının kazasını tutar ama fakirleri doyurmazlar. İshak (b. Râhûye) da bu görüştedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14114, T000715
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَيُوسُفُ بْنُ عِيسَى قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا أَبُو هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَوَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَجُلٍ مِنْ بَنِى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ قَالَ:
أَغَارَتْ عَلَيْنَا خَيْلُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم، فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدْتُهُ يَتَغَدَّى، فَقَالَ ادْنُ فَكُلْ. فَقُلْتُ إِنِّى صَائِمٌ. فَقَالَ ادْنُ أُحَدِّثْكَ عَنِ الصَّوْمِ أَوِ الصِّيَامِ. إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى وَضَعَ عَنِ الْمُسَافِرِ الصَّوْمَ وَشَطْرَ الصَّلاَةِ وَعَنِ الْحَامِلِ أَوِ الْمُرْضِعِ الصَّوْمَ أَوِ الصِّيَامَ. وَاللَّهِ لَقَدْ قَالَهُمَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كِلْتَيْهِمَا أَوْ إِحْدَاهُمَا. فَيَا لَهْفَ نَفْسِى أَنْ لاَ أَكُونَ طَعِمْتُ مِنْ طَعَامِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم."
قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى أُمَيَّةَ. قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ الْكَعْبِىِّ حَدِيثٌ حَسَنٌ، وَلاَ نَعْرِفُ لأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ هَذَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ هَذَا الْحَدِيثِ الْوَاحِدِ. وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ. وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ الْحَامِلُ وَالْمُرْضِعُ تُفْطِرَانِ وَتَقْضِيَانِ وَتُطْعِمَانِ، وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ وَمَالِكٌ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ. وَقَالَ بَعْضُهُمْ تُفْطِرَانِ وَتُطْعِمَانِ وَلاَ قَضَاءَ عَلَيْهِمَا، وَإِنْ شَاءَتَا قَضَتَا وَلاَ إِطْعَامَ عَلَيْهِمَا، وَبِهِ يَقُولُ إِسْحَاقُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Kureyb ve Yusuf b. İsa, onlara Vekî, ona Ebu Hilal, ona da Abdullah b. Sevâde, Abdullah b. Ka‘b oğullarından Enes b. Malik'in (el-Ka'bî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize Rasulullah’ın (sav) atlı birlikleri baskın yapmıştı. Bunun üzerine ben Rasulullah’ın (sav) yanına vardım. Onu sabah kahvaltısını yaparken buldum. Hemen 'Gel, sen de ye' buyurdu. Ben oruçlu olduğumu söyledim. 'O halde gel sana oruç hakkında bazı şeyler söyleyeyim' dedi ve 'Şüphesiz Allah teâlâ yolculardan, oruç tutma mükellefiyetiyle namazların yarısını kaldırmıştır. Hamile yahut süt emziren kadınlardan da oruç mükellefiyetini kaldırmıştır' buyurdu. Vallahi Nebi (sav) ya her ikisini de söyledi (hamile ile emzikli kadını) veya onlardan sadece birisini söyledi. O gün Rasulullah’ın (sav) yemeğinden yemediğime çok pişmanım."
Tirmizi, bu konuda Ebu Umeyye’den de rivayetin geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Tirmizî bu rivayet hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Enes b. Malik el-Ka‘bî rivayeti hasen bir hadistir. Enes b. Mâlik'in Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi dışında rivayet ettiği başka bir hadisini de bilmiyoruz. İlim ehli nezdinde uygulama (amel) bu hadise göredir. Ancak ilim ehlinden bazısı, hamile ve süt emziren kadınların oruç tutmayıp hem kazasını yapacaklarını hem de fakirlere (fidye olarak) yemek yedireceklerini söylemiştir ki Süfyan, Mâlik, Şâfiî ve Ahmed (b. Hanbel) bu kanaattedir. Bazısı da oruç tutmazlarsa, ya dilerlerse sadece fakirlere yemek yedirir oruçlarını kaza etmezler. Dilerlerse de oruçlarının kazasını tutar ama fakirleri doyurmazlar. İshak (b. Râhûye) da bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Savm 21, 3/94
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Abdullah b. Sevade el-Kuşeyri (Abdullah b. Sevade b. Hanzala)
3. Ebu Hilal Muhammed b. Süleym er-Rasibî (Muhammed b. Süleym)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Yusuf b. İsa ez-Zührî (Yusuf b. İsa b. Dinar)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
KTB, ORUÇ
Namaz, seferde namazları kısaltmak
Oruç Olgusu
Oruç, hamile ve emzirenlerin orucu
Oruç, kaza ve keffareti
Oruç, seferde
Teşvik edilenler, Fidye vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14255, M007211
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ أَحَدَكُمْ إِذَا مَاتَ عُرِضَ عَلَيْهِ مَقْعَدُهُ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِىِّ إِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَمِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَإِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَمِنْ أَهْلِ النَّارِ يُقَالُ هَذَا مَقْعَدُكَ حَتَّى يَبْعَثَكَ اللَّهُ إِلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona Nâfi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Sizden biri vefat ettiğinde sabah-akşam varacağı yer kendisine gösterilir. Cennetliklerdense cennetliklerden, cehhenemliklerdense de cehennemliklerden! "Bu, Kıyamet günü Allah'ın seni diriltmesine dek varacağın yerdir!" denilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7211, /1174
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Ölü, ahiretteki yerinin gösterilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14256, M007212
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِذَا مَاتَ الرَّجُلُ عُرِضَ عَلَيْهِ مَقْعَدُهُ بِالْغَدَاةِ وَالْعَشِىِّ إِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَالْجَنَّةُ وَإِنْ كَانَ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَالنَّارُ » . قَالَ « ثُمَّ يُقَالُ هَذَا مَقْعَدُكَ الَّذِى تُبْعَثُ إِلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Biri öldüğünde varacağı yer sabah-akşam kendisine gösterilir. Cennetliklerdense cennet, cehennemliklerdense de cehennem! "Bu, Kıyamet günü yeniden dirilmene dek varacağın yer" denilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7212, /1174
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Ölü, ahiretteki yerinin gösterilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14076, İM001358
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ ح وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ أَبِى بَكْرٍ - قَالَتْ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى مَا بَيْنَ أَنْ يَفْرُغَ مِنْ صَلاَةِ الْعِشَاءِ إِلَى الْفَجْرِ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً يُسَلِّمُ فِى كُلِّ اثْنَتَيْنِ وَيُوتِرُ بِوَاحِدَةٍ وَيَسْجُدُ فِيهِنَّ سَجْدَةً بِقَدْرِ مَا يَقْرَأُ أَحَدُكُمْ خَمْسِينَ آيَةً قَبْلَ أَنْ يَرْفَعَ رَأْسَهُ فَإِذَا سَكَتَ الْمُؤَذِّنُ مِنَ الأَذَانِ الأَوَّلِ مِنْ صَلاَةِ الصُّبْحِ قَامَ فَرَكَعَ رَكْعَتَيْنِ خَفِيفَتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Şebâbe, ona İbn Ebu Zi’b, ona ez-Zührî, ona Urve, ona Âişe rivayet etmiştir; (T) yine Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dimeşkî, ona el-Velid, ona el-Evzaî, ona ez-Zührî, ona Urve’nin rivayet ettiğine göre o, Âişe’den –ki bu zikredeceğimiz Ebu Bekir’in hadisi rivayetidir- şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nebi (sav) yatsı namazını bitirdikten sonra tan yeri ağarıncaya kadar on bir rekât namaz kılardı. Her iki rekâtta selam verir ve vitir olarak bir rekât kılardı. Kıldığı bu rekâtlarında secdeyi sizden herhangi birinizin elli ayet okuyacak kadar bir süre başını kaldırmadan secde ederdi. Müezzin sabah namazı için okunan birinci ezanı okuyup sustu mu, o da kalkar, hafif iki rekât kılardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 181, /219
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Amr Şebabe b. Sevvar el-Fezarî (Şebabe b. Sevvar)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
KTB, NAMAZ,
Nafile ibadet, geceleyin
Nafile ibadet, Hz. Peygamber'in
Namaz, gece namazı ve kılınışı
Namaz, secde, okunacak dualar vs,
Vitir Namazı, Vitir namazı
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ مَخْرَمَةَ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ نَامَ عِنْدَ مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - وَهِىَ خَالَتُهُ - قَالَ فَاضْطَجَعْتُ فِى عَرْضِ الْوِسَادَةِ وَاضْطَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَهْلُهُ فِى طُولِهَا فَنَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا انْتَصَفَ اللَّيْلُ أَوْ قَبْلَهُ بِقَلِيلٍ أَوْ بَعْدَهُ بِقَلِيلٍ اسْتَيْقَظَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ يَمْسَحُ النَّوْمَ عَنْ وَجْهِهِ بِيَدِهِ ثُمَّ قَرَأَ الْعَشْرَ آيَاتٍ مِنْ آخِرِ سُورَةِ آلِ عِمْرَانَ ثُمَّ قَامَ إِلَى شَنٍّ مُعَلَّقَةٍ فَتَوَضَّأَ مِنْهَا فَأَحْسَنَ وُضُوءَهُ ثُمَّ قَامَ يُصَلِّى . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ فَقُمْتُ فَصَنَعْتُ مِثْلَ مَا صَنَعَ ثُمَّ ذَهَبْتُ فَقُمْتُ إِلَى جَنْبِهِ فَوَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى رَأْسِى وَأَخَذَ أُذُنِى الْيُمْنَى يَفْتِلُهَا فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ أَوْتَرَ . ثُمَّ اضْطَجَعَ حَتَّى جَاءَهُ الْمُؤَذِّنُ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ خَفِيفَتَيْنِ ثُمَّ خَرَجَ إِلَى الصَّلاَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14085, İM001363
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ مَخْرَمَةَ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ نَامَ عِنْدَ مَيْمُونَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - وَهِىَ خَالَتُهُ - قَالَ فَاضْطَجَعْتُ فِى عَرْضِ الْوِسَادَةِ وَاضْطَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَهْلُهُ فِى طُولِهَا فَنَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَتَّى إِذَا انْتَصَفَ اللَّيْلُ أَوْ قَبْلَهُ بِقَلِيلٍ أَوْ بَعْدَهُ بِقَلِيلٍ اسْتَيْقَظَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلَ يَمْسَحُ النَّوْمَ عَنْ وَجْهِهِ بِيَدِهِ ثُمَّ قَرَأَ الْعَشْرَ آيَاتٍ مِنْ آخِرِ سُورَةِ آلِ عِمْرَانَ ثُمَّ قَامَ إِلَى شَنٍّ مُعَلَّقَةٍ فَتَوَضَّأَ مِنْهَا فَأَحْسَنَ وُضُوءَهُ ثُمَّ قَامَ يُصَلِّى . قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبَّاسٍ فَقُمْتُ فَصَنَعْتُ مِثْلَ مَا صَنَعَ ثُمَّ ذَهَبْتُ فَقُمْتُ إِلَى جَنْبِهِ فَوَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى رَأْسِى وَأَخَذَ أُذُنِى الْيُمْنَى يَفْتِلُهَا فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ أَوْتَرَ . ثُمَّ اضْطَجَعَ حَتَّى جَاءَهُ الْمُؤَذِّنُ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ خَفِيفَتَيْنِ ثُمَّ خَرَجَ إِلَى الصَّلاَةِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Hallâd el-Bahilî, ona Ma‘n b. İsa, ona Malik b. Enes, ona Mahreme b. Süleyman, ona İbn u Abbas’ın azatlısı Kureyb, ona İbn Abbas’ın haber verdiğine göre o, bir gece teyzesi olan Nebi’nin zevcesi Meymune’nin yanında kaldı. (İbn Abbas) dedi ki: Ben yastığın üzerine enine yattım. Rasulullah (sav) ve hanımı da boyuna yattılar. Nebi (sav) gece yarısı yahut ondan biraz önce ya da biraz sonrasına kadar uyuduktan sonra uyandı, eliyle yüzünden uykunun etkisini silmeye başladı. Sonra Âli İmran suresinin sonundaki o on (bir) ayeti okudu. Daha sonra bir parça eskimiş asılı duran bir kırbaya kalktı, ondan güzelce bir abdest aldı sonra kalkıp namaza durdu. Abdullah b. Abbas dedi ki: Ben de kalkıp onun yaptığının bir benzerini yaptım. Sonra gidip onun yan tarafında ayakta durdum. Rasulullah (sav) sağ elini başımın üzerine koyarak, sağ kulağımı tutup büktü (ve beni sağ tarafına durdurdu), iki rekât namaz kıldıktan sonra iki rekât daha, sonra iki rekât daha, sonra iki rekât daha, sonra iki rekât daha, sonra iki rekât daha kıldı, arkasından tek bir rekât (vitir) kıldı. Sonra yanı üzerine uzanıp yattı. Nihayet müezzin ona (sabah namazına çağırmak için) gelince hafif iki rekât kıldı, sonra da (sabah) namaz(ı) için çıktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 181, /220
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. Mahreme b. Süleyman el-Esedi (Mahreme b. Süleyman)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
6. Muhammed b. Hallad el-Bahili (Muhammed b. Hallad b. Kesir)
Konular:
İbadet, Gece ibadeti
KTB, NAMAZ,
Nafile ibadet, geceleyin
Namaz, gece namazı ve kılınışı
Namaz, nafile ibadet, cemaatle
Namaz, Teheccüt namazı
Vitir Namazı, Vitir namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14248, M007207
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو غَسَّانَ الْمِسْمَعِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارِ بْنِ عُثْمَانَ - وَاللَّفْظُ لأَبِى غَسَّانَ وَابْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ الْمُجَاشِعِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ذَاتَ يَوْمٍ فِى خُطْبَتِهِ « أَلاَ إِنَّ رَبِّى أَمَرَنِى أَنْ أُعَلِّمَكُمْ مَا جَهِلْتُمْ مِمَّا عَلَّمَنِى يَوْمِى هَذَا كُلُّ مَالٍ نَحَلْتُهُ عَبْدًا حَلاَلٌ وَإِنِّى خَلَقْتُ عِبَادِى حُنَفَاءَ كُلَّهُمْ وَإِنَّهُمْ أَتَتْهُمُ الشَّيَاطِينُ فَاجْتَالَتْهُمْ عَنْ دِينِهِمْ وَحَرَّمَتْ عَلَيْهِمْ مَا أَحْلَلْتُ لَهُمْ وَأَمَرَتْهُمْ أَنْ يُشْرِكُوا بِى مَا لَمْ أُنْزِلْ بِهِ سُلْطَانًا وَإِنَّ اللَّهَ نَظَرَ إِلَى أَهْلِ الأَرْضِ فَمَقَتَهُمْ عَرَبَهُمْ وَعَجَمَهُمْ إِلاَّ بَقَايَا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَقَالَ إِنَّمَا بَعَثْتُكَ لأَبْتَلِيَكَ وَأَبْتَلِىَ بِكَ وَأَنْزَلْتُ عَلَيْكَ كِتَابًا لاَ يَغْسِلُهُ الْمَاءُ تَقْرَؤُهُ نَائِمًا وَيَقْظَانَ وَإِنَّ اللَّهَ أَمَرَنِى أَنْ أُحَرِّقَ قُرَيْشًا فَقُلْتُ رَبِّ إِذًا يَثْلَغُوا رَأْسِى فَيَدَعُوهُ خُبْزَةً قَالَ اسْتَخْرِجْهُمْ كَمَا اسْتَخْرَجُوكَ وَاغْزُهُمْ نُغْزِكَ وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ وَابْعَثْ جَيْشًا نَبْعَثْ خَمْسَةً مِثْلَهُ وَقَاتِلْ بِمَنْ أَطَاعَكَ مَنْ عَصَاكَ . قَالَ وَأَهْلُ الْجَنَّةِ ثَلاَثَةٌ ذُو سُلْطَانٍ مُقْسِطٌ مُتَصَدِّقٌ مُوَفَّقٌ وَرَجُلٌ رَحِيمٌ رَقِيقُ الْقَلْبِ لِكُلِّ ذِى قُرْبَى وَمُسْلِمٍ وَعَفِيفٌ مُتَعَفِّفٌ ذُو عِيَالٍ - قَالَ - وَأَهْلُ النَّارِ خَمْسَةٌ الضَّعِيفُ الَّذِى لاَ زَبْرَ لَهُ الَّذِينَ هُمْ فِيكُمْ تَبَعًا لاَ يَتْبَعُونَ أَهْلاً وَلاَ مَالاً وَالْخَائِنُ الَّذِى لاَ يَخْفَى لَهُ طَمَعٌ وَإِنْ دَقَّ إِلاَّ خَانَهُ وَرَجُلٌ لاَ يُصْبِحُ وَلاَ يُمْسِى إِلاَّ وَهُوَ يُخَادِعُكَ عَنْ أَهْلِكَ وَمَالِكَ » . وَذَكَرَ الْبُخْلَ أَوِ الْكَذِبَ « وَالشِّنْظِيرُ الْفَحَّاشُ » . وَلَمْ يَذْكُرْ أَبُو غَسَّانَ فِى حَدِيثِهِ « وَأَنْفِقْ فَسَنُنْفِقَ عَلَيْكَ » .
Tercemesi:
Bana Ebu Ğassân (Malik b. Abdulvahid) el-Mismeî', Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr B. Osman -Bu hadisin metninin lafzı Ebu Ğassân'a ve İbn Müsennâya aittir.-, onlara Muaz b. Hişam, ona babası (Hişam b. Ebu Abdullah), ona Katade (b. Diame), ona Mutarrif b. Abdullah b. Şihhîr, ona da İyaz b. Himar el-Mücâşi'î, Rasulullah'ın (sav) bir gün hutbesinde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Dikkat edin ki, Rabbim bana öğrettiklerinden bilmediklerinizi bugün size öğretmemi emretti. (Buyurdu ki :)Bir kula verdiğim her mal helaldir. Ben kullarımın hepsini müslüman olarak yarattım. Ama onlara (insanlardan-cinlerden) şeytanlar gelerek kendilerini dinlerinden alıp götürdüler. Benim kendilerine helal kıldıklarımı, onlara haram ettiler. Benim hakkında delil indirmediğim bir şeyi, bana şerik koşmalarını emrettiler.
Şüphesiz ki, Allah yer halkına bakarak onların Arabına ve Acemine şiddetle buğzetmiştir. Yalnız ehl-i kitabtan bir takım kişler hariç! (Allah buyurdu:) Ben seni ancak imtihan edeyim ve seninle başkalarını imtihan edeyim diye (peygamber olarak) gönderdim. Sana (sahifelere yazılı olan yıkanıp silinse de kalplerdekini) suyun (silinip) yıkamayacağı bir kitap indirdim. Onu uyurken, uyanıkken okursun. Gerçekten Allah bana Kureyş'i cayır cayır yakmamı emretti. Ben : Yâ Rabbi! O halde benim başımı yararlar, onu bir ekmek parçasına çevirirler, dedim. Onlar seni nasıl çıkardılarsa sen de onları çıkar. Onlara savaş aç ki, sana yardım edelim. İnfakta bulun, biz de sana lütuf ve keremde bulunalım! Sen bir ordu gönder. Biz onun beş mislini gönderelim! Sana itaat edenlerle birlikte isyan edenlere karşı savaş, buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır :
1- Kuvvet sahibi, adaletli, insanlara iyilikte bulunan ve bu isteğine muvaffak kılınan!
2- Her akrabaya ve Müslümana karşı ince kalpli, merhametli bir adam!
3- Bir de iffetli (haram olan şeylerden kaçınan), dilenmeyen (rızkı için Allah'a tevekkülden vazgeçmeyen), çoluk çocuk sahibi (olup kimseden yardım istemeyen), buyurdu.
Cehennemlikler ise beş kısımdır :
1- Aklı (veya malı) olmayan kişidir. Böyleleri sizin aranızda size bağlı bulunurlar (haram işlemekten kaçınmazlar). Hiç bir aile ve mal edinmezler.
2- İsteğini yüze vurmayan hain, kapıyı çalsa (en ufak bir fırsatta) ona hıyanet eder.
3- Akşam-sabah ailen ve malın hakkında seni aldatmaya çalışan adam, buyurdu.
4 Cimriliği yahut yalanı da zikretmiştir.
5- Bir de kötü huylu küfürbaz.
Ebu Ğassân kendi hadisinde: 'İnfak et, biz de sana infak edeceğiz...' cümlesini rivayet etmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7207, /1173
Senetler:
1. Iyaz b. Himar el-Mücaşi'i (Iyaz b. Himar b. Ebu Himar)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
KTB, CİHAD
KTB, YARATILIŞ
Şeytan, aldatıcılığı
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Yaratılış, fıtrat üzere doğmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14001, M007151
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَوَّلُ زُمْرَةٍ تَلِجُ الْجَنَّةَ صُوَرُهُمْ عَلَى صُورَةِ الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ لاَ يَبْصُقُونَ فِيهَا وَلاَ يَمْتَخِطُونَ وَلاَ يَتَغَوَّطُونَ فِيهَا آنِيَتُهُمْ وَأَمْشَاطُهُمْ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَمَجَامِرُهُمْ مِنَ الأَلُوَّةِ وَرَشْحُهُمُ الْمِسْكُ وَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمْ زَوْجَتَانِ يُرَى مُخُّ سَاقِهِمَا مِنْ وَرَاءِ اللَّحْمِ مِنَ الْحُسْنِ لاَ اخْتِلاَفَ بَيْنَهُمْ وَلاَ تَبَاغُضَ قُلُوبُهُمْ قَلْبٌ وَاحِدٌ يُسَبِّحُونَ اللَّهَ بُكْرَةً وَعَشِيًّا » .
Tercemesi:
Bize Muhammcd b. Rî\İ¥ rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdürrezzak rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ma'mer, Hemmâm b. MünebUh'-den rivayet etti. Hemmâm : Bize Ebû Hüreyre'nin, Resûlüllah (Sallaitâhii Aleyhi ve Sellem) 'den rivayet ettikleri şunlardır, diyerek bir takım hadîsler zikretmiştir. Onlardan biri de şudur : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem): «Cennete girecek ilk zümrenin suretleri Bedir gecesindeki ay gibi olacaktır. Orada tükürmeyecekler, burun atmayacaklar ve büyük abdest bozmayacaklardır. Kapları ve tarakları altnla gümüşten, buhurdanlıkları öd ağacından olacaktır. Terleri miskdir. Her birine iki zevce verilecektir ki, gözellikten baldırlarının iliği etin arkasından görülecektir. Aralarında anla-şamamazlik ve küsüşme olmayacaktır. Kalbleri bir kalb olacak, sabah akşam Allah'a tesbihde bulunacaklardır.» buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7151, /1165
Senetler:
()
Konular:
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Cennet, Nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14082, T002407
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُوسَى الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ أبي زَيْدٍ عَنْ أَبِى الصَّهْبَاءِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ رَفَعَهُ قَالَ « إِذَا أَصْبَحَ ابْنُ آدَمَ فَإِنَّ الأَعْضَاءَ كُلَّهَا تُكَفِّرُ اللِّسَانَ فَتَقُولُ اتَّقِ اللَّهَ فِينَا فَإِنَّمَا نَحْنُ بِكَ فَإِنِ اسْتَقَمْتَ اسْتَقَمْنَا وَإِنِ اعْوَجَجْتَ اعْوَجَجْنَا » . حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ نَحْوَهُ وَلَمْ يَرْفَعْهُ وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ وَقَدْ رَوَاهُ غَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ وَلَمْ يَرْفَعُوهُ . حَدَّثَنَا صَالِحُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِى الصَّهْبَاءِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أَحْسَبُهُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den merfu olarak rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: “Sabah olduğu zaman bütün organlar dile yalvararak şöyle derler: Bizim için Allah’a karşı sorumluluk bilinci duy biz seninle ayaktayız sen doğru olursan bizde doğru oluruz sen eğilirsen bizde eğiliriz.” Hennâd, Ebû Usame vasıtasıyla Hammad b. Zeyd’den bu hadisin bir benzerini merfu olmaksızın rivâyet etmiştir. Bu rivâyet Muhammed b. Musa’nın rivâyetinden daha sahihtir.Tirmizî: Bu hadis sadece Hammad b. Zeyd’in rivâyetiyle bilmekteyiz. Pek çok kişi bu hadisi Hammad b. Zeyd’den merfu olmaksızın rivâyet etmişlerdir. Salih b. Abdullah, Hammad b. Zeyd’den, Ebû’s Sahba’dan, Saîd b. Cübeyr’den, Ebû Saîd el Hudrî’den rivâyet ederek bu hadisin bir benzerini rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 61, 4/605
Senetler:
()
Konular:
Takva, eline ve diline sahip olmak