حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - بَيْنَا النَّاسُ يُصَلُّونَ الصُّبْحَ فِى مَسْجِدِ قُبَاءٍ إِذْ جَاءَ جَاءٍ فَقَالَ أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قُرْآنًا أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ فَاسْتَقْبِلُوهَا . فَتَوَجَّهُوا إِلَى الْكَعْبَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31400, B004488
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - بَيْنَا النَّاسُ يُصَلُّونَ الصُّبْحَ فِى مَسْجِدِ قُبَاءٍ إِذْ جَاءَ جَاءٍ فَقَالَ أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قُرْآنًا أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ فَاسْتَقْبِلُوهَا . فَتَوَجَّهُوا إِلَى الْكَعْبَةِ .
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esedî), ona (Ebu Said) Yahya (b. Said el-Kattân), ona Süfyan (es-Sevrî), ona da (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Dinar'ın (el-Kuraşî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir: "İnsanlar Kuba Mescid'nde sabah namazını kılıyorken biri çıkageldi ve dedi ki: 'Allah, Kâbe'ye dönülmesi ile ilgili olarak peygamberine bir ayet indirdi. O halde siz de Kâbe'ye doğru dönün.' Bunun üzerine insanlar namaz içerisndeyken, Kâbe'ye doğru döndüler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 14, 2/148
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
KTB, KIBLE
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31402, B004490
Hadis:
حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - بَيْنَمَا النَّاسُ فِى الصُّبْحِ بِقُبَاءٍ جَاءَهُمْ رَجُلٌ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ اللَّيْلَةَ قُرْآنٌ ، وَأُمِرَ أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ أَلاَ فَاسْتَقْبِلُوهَا . وَكَانَ وَجْهُ النَّاسِ إِلَى الشَّأْمِ فَاسْتَدَارُوا بِوُجُوهِهِمْ إِلَى الْكَعْبَةِ .
Tercemesi:
Bize (Ebu Heysem) Halid b. Mahled (el-Katavânî), ona (Ebu Muhammed) Süleyman (b. Bilal el-Kuraşî), ona da (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Dinar'ın (el-Kuraşî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir: "İnsanlar Kuba'da sabah namazını kılarlarken yanlarına bir adam geldi ve 'Bu gece Rasulullah'a (sav) bir ayet nazil oldu ve Kâbe'ye yönelmesi emredildi. O halde siz de Kâbe'ye yönelin.' dedi. O esnada onların yüzleri Şam'a doğru idi. Bunun üzerine hemen Kâbe'ye doğru döndüler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 16, 2/148
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
4. Ebu Heysem Halid b. Mahled el-Katavâni (Halid b. Mahled)
Konular:
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31403, B004491
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ قَزَعَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ بَيْنَا النَّاسُ بِقُبَاءٍ فِى صَلاَةِ الصُّبْحِ إِذْ جَاءَهُمْ آتٍ فَقَالَ إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ اللَّيْلَةَ قُرْآنٌ ، وَقَدْ أُمِرَ أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ فَاسْتَقْبِلُوهَا . وَكَانَتْ وُجُوهُهُمْ إِلَى الشَّأْمِ فَاسْتَدَارُوا إِلَى الْكَعْبَةِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Kaze'a (Kuraşî), ona (Ebu Abdullah) Malik b. Enes (el-Esbahî), ona da (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Dinar'ın (el-Kuraşî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir: "İnsanlar Kuba'da sabah namazını kılarlarken yanlarına biri geldi ve 'Bu gece Rasulullah'a (sav) bir ayet nazil oldu ve Kâbe'ye yönelmesi emredildi. O halde siz de Kâbe'ye yönelin.' dedi. O esnada onların yüzleri Şam'a doğru idi. Bunun üzerine hemen Kâbe'ye doğru döndüler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 17, 2/149
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Yahya b. Kaze'a Kuraşi (Yahya b. Kaze'a)
Konular:
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31405, B004493
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ - رضى الله عنهما - يَقُولُ بَيْنَا النَّاسُ فِى الصُّبْحِ بِقُبَاءٍ إِذْ جَاءَهُمْ رَجُلٌ فَقَالَ أُنْزِلَ اللَّيْلَةَ قُرْآنٌ ، فَأُمِرَ أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ ، فَاسْتَقْبِلُوهَا . وَاسْتَدَارُوا كَهَيْئَتِهِمْ ، فَتَوَجَّهُوا إِلَى الْكَعْبَةِ وَكَانَ وَجْهُ النَّاسِ إِلَى الشَّأْمِ .
Tercemesi:
Bize (Ebu Seleme) Musa b. İsmail (et-Tebûzekî), ona Abdülaziz b. Müslim (el-Kasmelî), ona da (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Dinar'ın (el-Kuraşî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir: "İnsanlar Kuba'da sabah namazını kılarlarken bir adam çıkageldi ve şöyle dedi: 'Bu gece bir ayet indi ve Kâbe'ye yönelinmesi emredildi. O halde Kâbe'ye doğru dönün.' Bunun üzerine hemen Kâbe'ye doğru döndüler. O esnada insanların yüzü, Şam'a dönüktü."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 19, 2/149
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Abdülaziz b. Müslim el-Kasmelî (Abdülaziz b. Müslim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
Kur'an, Nüzul sebebleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31406, B004494
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ بَيْنَمَا النَّاسُ فِى صَلاَةِ الصُّبْحِ بِقُبَاءٍ إِذْ جَاءَهُمْ آتٍ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَدْ أُنْزِلَ عَلَيْهِ اللَّيْلَةَ ، وَقَدْ أُمِرَ أَنْ يَسْتَقْبِلَ الْكَعْبَةَ ، فَاسْتَقْبِلُوهَا . وَكَانَتْ وُجُوهُهُمْ إِلَى الشَّأْمِ فَاسْتَدَارُوا إِلَى الْقِبْلَةِ .
Tercemesi:
Bize (Ebu Recâ) Kuteybe b. Said (es-Sekafî), ona (Ebu Abdullah) Malik (b. Enes el-Esbahî), ona da (Ebu Abdurrahman) Abdullah b. Dinar'ın (el-Kuraşî) rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (r. anhümâ) şöyle demiştir:
İnsanlar Kuba'da sabah namazını kılarlarken yanlarına biri geldi ve 'Bu gece Rasulullah'a (sav) bir ayet nazil oldu ve Kâbe'ye yönelmesi emredildi. O halde siz de Kâbe'ye yönelin.' dedi. O esnada onların yüzleri Şam'a doğru idi. Bunun üzerine hemen Kâbe'ye doğru döndüler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 20, 2/149
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Kıble, Kıblenin değiştirilmesi / tahvili
Kur'an, Nüzul sebebleri
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk.
Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama: Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31316, B004090
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - رضى الله عنه - أَنَّ رِعْلاً وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ اسْتَمَدُّوا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى عَدُوٍّ ، فَأَمَدَّهُمْ بِسَبْعِينَ مِنَ الأَنْصَارِ ، كُنَّا نُسَمِّيهِمُ الْقُرَّاءَ فِى زَمَانِهِمْ ، كَانُوا يَحْتَطِبُونَ بِالنَّهَارِ وَيُصَلُّونَ بِاللَّيْلِ ، حَتَّى كَانُوا بِبِئْرِ مَعُونَةَ قَتَلُوهُمْ ، وَغَدَرُوا بِهِمْ ، فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم ، فَقَنَتَ شَهْرًا يَدْعُو فِى الصُّبْحِ عَلَى أَحْيَاءٍ مِنْ أَحْيَاءِ الْعَرَبِ ، عَلَى رِعْلٍ وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ . قَالَ أَنَسٌ فَقَرَأْنَا فِيهِمْ قُرْآنًا ثُمِّ إِنَّ ذَلِكَ رُفِعَ بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا . وَعَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ حَدَّثَهُ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَنَتَ شَهْرًا فِى صَلاَةِ الصُّبْحِ يَدْعُو عَلَى أَحْيَاءٍ مِنْ أَحْيَاءِ الْعَرَبِ ، عَلَى رِعْلٍ وَذَكْوَانَ وَعُصَيَّةَ وَبَنِى لَحْيَانَ . زَادَ خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسٌ أَنَّ أُولَئِكَ السَّبْعِينَ مِنَ الأَنْصَارِ قُتِلُوا بِبِئْرِ مَعُونَةَ ، قُرْآنًا كِتَابًا . نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bana Abdüa'lâ b. Hammâd, ona Yezîd b. Zürey, ona Saîd, ona Katâde, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabileleri düşmana karşı Allah Rasulü'nden yardım istediler. Rasulullah (sav) da onlara Ensar'dan, sürekli Kur'an okumak ve okutmakla meşgul olan, kendilerine o zaman Kurrâ adını verdiğimiz, gündüzleri odun toplayıp geceleyin namaz kılan Suffa ehlinden yetmiş kişi ile yardım etti. Bunlar Maûne Kuyusu başına varınca, o kabileler ihanet ederek (bu yetmiş kişiyi öldürdüler). Haber Hz. Peygamber'e (sav) ulaştı. Bunun üzerine Peygamber (sav) bir ay sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya ve Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Enes der ki: Biz Kur'an'da bu şehitler hakkında (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) "Bizden iletin kavmimize, bizler kavuştuk Rabbimize, O bizden hoşnut oldu, biz de Rabbimizden" ayetini okurduk.
Katâde Enes b. Mâlik'ten şöyle rivayet etmiştir: Allah Rasulü bir ay boyunca sabah namazında Arap kabilelerinden olan Rı'l, Zekvân, Usayya, Benû Lıhyân kabilelerine beddua ederek kunût yaptı.
Bize Halîfe, ona İbn Zuray, ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve Halife rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Ensar'dan olan bu yetmiş kişi Maûne Kuyusu mevkiinde toptan öldürüldüler. Onlar hakkında kitabı (yani Kur'ân'da yazılı olan ayeti) okuduk.
Açıklama:
Şerhlerde (بَلِّغُوا عَنَّا قَوْمَنَا ، أَنَّا لَقِينَا رَبَّنَا ، فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا ) ifadesinin metni sonradan kaldırılmış ayet olduğu ifade edilmektedir. Nesh için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi "Nesh" maddesi.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 28, 2/69
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
4. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Dua, Kunut, duası ve üzüntü sebebiyle olması
Hz. Peygamber, beddua ettiği kimseler
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Namaz, kunut duası namazlarda
Namaz, Kunut, yapılış şekli
Şehit, Kurra hafızların şehit edilmeleri
Siyer, Bi'r-i Maune faciası
Bize Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
Müşriklerin reisi Âmir b. Tufeyl Peygamber'e gelip, “ya köylüler sana, şehirliler bana tabi olur, yahut hepsi senin olur ama ben senin halefin olurum, yahut ben Gatafân ahalisinden bin doru atlı, bin de doru kısraklı süvari ile sana hücum ederim” diyerek Peygamber'e (sav) üç seçenek sunması üzerine Peygamber (sav), Enes'in dayısı ve Ümmü Süleym'in kardeşi olan (Haram ibn Mılhân'ı) yetmiş süvari içinde Âmir oğullarına gönderdi. Ümmü Fulan'ın evinde veba hastalığına yakalanan ve boynunda hıyara benzer bir şiş ortaya çıkan Âmir “Deve vebasına benzer bir şişlik. Hem de falan aileden bir kadının evinde” diye hayıflandı ve “getirin atımı” dedi, sonra da atının sırtında öldü.
Ümmü Suleym'in erkek kardeşi Haram, beraberinde aksak bir adam ve bir de Benû Fulan'dan adam olduğu halde gittiler. Haram iki arkadaşına “ben, Âmir oğullarının yanına varıncaya kadar yakınımda olun. Eğer onlar bana âmân verirlerse, siz zaten yakındasınız. Yok beni öldürürlerse, siz hemen koşup arkadaşlarınıza haber verirsiniz” dedi, ardından Amir'in kavmine “Rasulullah'ın (sav) mesajını ulaştırmam için bana âmân verir misiniz?” diyerek onlarla konuşmaya başladı. Bu arada, onlar, içlerinden birine işaret verdiler, o da Harâm'ın arkasından dolanarak ona mızrağını sapladı. Hemmâm der ki: Zannederim, saplayan kişi, mızrağı Harâm'ın sırtından vurup göğsünden dışarı çıkardı. Darbeyi alan Haram “Allâhu ekber Allâhu Ekber, Kâbe'nin Rabbine yemin ederim ki, ben kazandım” diye haykırdı. Ardından Harâm'ın diğer arkadaşına yetişip öldürdüler. Bir dağın tepesinde olan, sakat adam hariç hepsini öldürdüler. Bunun üzerine Allah, daha sonra neshedilen "Bizler muhakkak Rabbimize kavuştuk. O bizden hoşnut oldu, bizi de hoşnut etti" ayetini indirdi ve Peygamber (sav), Allah'a ve Rasulü'ne isyan eden Rı'l, Zekvân, Lıhyân oğulları ve Usayya kabileleri aleyhine otuz sabah beddua etti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31319, B004091
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَنَسٌ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بَعَثَ خَالَهُ أَخٌ لأُمِّ سُلَيْمٍ فِى سَبْعِينَ رَاكِبًا ، وَكَانَ رَئِيسَ الْمُشْرِكِينَ عَامِرُ بْنُ الطُّفَيْلِ خَيَّرَ بَيْنَ ثَلاَثِ خِصَالٍ فَقَالَ يَكُونُ لَكَ أَهْلُ السَّهْلِ ، وَلِى أَهْلُ الْمَدَرِ ، أَوْ أَكُونُ خَلِيفَتَكَ ، أَوْ أَغْزُوكَ بِأَهْلِ غَطَفَانَ بِأَلْفٍ وَأَلْفٍ ، فَطُعِنَ عَامِرٌ فِى بَيْتِ أُمِّ فُلاَنٍ فَقَالَ غُدَّةٌ كَغُدَّةِ الْبَكْرِ فِى بَيْتِ امْرَأَةٍ مِنْ آلِ فُلاَنٍ ائْتُونِى بِفَرَسِى . فَمَاتَ عَلَى ظَهْرِ فَرَسِهِ ، فَانْطَلَقَ حَرَامٌ أَخُو أُمِّ سُلَيْمٍ هُوَ { وَ } رَجُلٌ أَعْرَجُ وَرَجُلٌ مِنْ بَنِى فُلاَنٍ قَالَ كُونَا قَرِيبًا حَتَّى آتِيَهُمْ ، فَإِنْ آمَنُونِى كُنْتُمْ ، وَإِنْ قَتَلُونِى أَتَيْتُمْ أَصْحَابَكُمْ . فَقَالَ أَتُؤْمِنُونِى أُبَلِّغْ رِسَالَةَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَجَعَلَ يُحَدِّثُهُمْ وَأَوْمَئُوا إِلَى رَجُلٍ ، فَأَتَاهُ مِنْ خَلْفِهِ فَطَعَنَهُ - قَالَ هَمَّامٌ أَحْسِبُهُ حَتَّى أَنْفَذَهُ - بِالرُّمْحِ ، قَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ فُزْتُ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ . فَلُحِقَ الرَّجُلُ ، فَقُتِلُوا كُلُّهُمْ غَيْرَ الأَعْرَجِ كَانَ فِى رَأْسِ جَبَلٍ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَلَيْنَا ، ثُمَّ كَانَ مِنَ الْمَنْسُوخِ إِنَّا قَدْ لَقِينَا رَبَّنَا فَرَضِىَ عَنَّا وَأَرْضَانَا . فَدَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَيْهِمْ ثَلاَثِينَ صَبَاحًا ، عَلَى رِعْلٍ وَذَكْوَانَ وَبَنِى لَحْيَانَ وَعُصَيَّةَ ، الَّذِينَ عَصَوُا اللَّهَ وَرَسُولَهُ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
Müşriklerin reisi Âmir b. Tufeyl Peygamber'e gelip, “ya köylüler sana, şehirliler bana tabi olur, yahut hepsi senin olur ama ben senin halefin olurum, yahut ben Gatafân ahalisinden bin doru atlı, bin de doru kısraklı süvari ile sana hücum ederim” diyerek Peygamber'e (sav) üç seçenek sunması üzerine Peygamber (sav), Enes'in dayısı ve Ümmü Süleym'in kardeşi olan (Haram ibn Mılhân'ı) yetmiş süvari içinde Âmir oğullarına gönderdi. Ümmü Fulan'ın evinde veba hastalığına yakalanan ve boynunda hıyara benzer bir şiş ortaya çıkan Âmir “Deve vebasına benzer bir şişlik. Hem de falan aileden bir kadının evinde” diye hayıflandı ve “getirin atımı” dedi, sonra da atının sırtında öldü.
Ümmü Suleym'in erkek kardeşi Haram, beraberinde aksak bir adam ve bir de Benû Fulan'dan adam olduğu halde gittiler. Haram iki arkadaşına “ben, Âmir oğullarının yanına varıncaya kadar yakınımda olun. Eğer onlar bana âmân verirlerse, siz zaten yakındasınız. Yok beni öldürürlerse, siz hemen koşup arkadaşlarınıza haber verirsiniz” dedi, ardından Amir'in kavmine “Rasulullah'ın (sav) mesajını ulaştırmam için bana âmân verir misiniz?” diyerek onlarla konuşmaya başladı. Bu arada, onlar, içlerinden birine işaret verdiler, o da Harâm'ın arkasından dolanarak ona mızrağını sapladı. Hemmâm der ki: Zannederim, saplayan kişi, mızrağı Harâm'ın sırtından vurup göğsünden dışarı çıkardı. Darbeyi alan Haram “Allâhu ekber Allâhu Ekber, Kâbe'nin Rabbine yemin ederim ki, ben kazandım” diye haykırdı. Ardından Harâm'ın diğer arkadaşına yetişip öldürdüler. Bir dağın tepesinde olan, sakat adam hariç hepsini öldürdüler. Bunun üzerine Allah, daha sonra neshedilen "Bizler muhakkak Rabbimize kavuştuk. O bizden hoşnut oldu, bizi de hoşnut etti" ayetini indirdi ve Peygamber (sav), Allah'a ve Rasulü'ne isyan eden Rı'l, Zekvân, Lıhyân oğulları ve Usayya kabileleri aleyhine otuz sabah beddua etti
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 28, 2/69
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Dua, Kunut, duası ve üzüntü sebebiyle olması
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Sağlık, Asr-ı saadette Veba
Savaş, barış, eman/güvence vermek
Şehit, Kurra hafızların şehit edilmeleri
Siyer, Bi'r-i Maune faciası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31437, B004509
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ حُصَيْنٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَدِىٍّ قَالَ أَخَذَ عَدِىٌّ عِقَالاً أَبْيَضَ وَعِقَالاً أَسْوَدَ حَتَّى كَانَ بَعْضُ اللَّيْلِ نَظَرَ فَلَمْ يَسْتَبِينَا ، فَلَمَّا أَصْبَحَ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، جَعَلْتُ تَحْتَ وِسَادَتِى . قَالَ « إِنَّ وِسَادَكَ إِذًا لَعَرِيضٌ أَنْ كَانَ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ وَالأَسْوَدُ تَحْتَ وِسَادَتِكَ » .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Husayn, ona da eş-Şa'bî şöyle demiştir: Adiy b. Hâtim bir beyaz bir de siyah iplik almıştı. Geceleyin bu iplere baktı fakat ipler açıkça belli olmuyordu. Sabah olduğunda: Ey Allâh'ın Rasûlü! Ben yastığımın altına iki ip koydum, dedi. Bunun üzerinde Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Öyleyse senin yastığın epeyce genişmiş. Çünkü beyaz iple siyah ip, senin yastığının altında kalmıştır (yani uyuya kalmışsın)."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 28, 2/152
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Oruç, Sahur, İmsak, vakti sahur yemeği
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنِ ابْنِ السَّبَّاقِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَتْنِى مَيْمُونَةُ زَوْجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "إِنَّ جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ كَانَ وَعَدَنِى أَنْ يَلْقَانِىَ اللَّيْلَةَ فَلَمْ يَلْقَنِى." ثُمَّ وَقَعَ فِى نَفْسِهِ جَرْوُ كَلْبٍ تَحْتَ بِسَاطٍ لَنَا فَأَمَرَ بِهِ فَأُخْرِجَ ثُمَّ أَخَذَ بِيَدِهِ مَاءً فَنَضَحَ بِهِ مَكَانَهُ فَلَمَّا لَقِيَهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ قَالَ "إِنَّا لاَ نَدْخُلُ بَيْتًا فِيهِ كَلْبٌ وَلاَ صُورَةٌ." فَأَصْبَحَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِقَتْلِ الْكِلاَبِ حَتَّى إِنَّهُ لَيَأْمُرُ بِقَتْلِ كَلْبِ الْحَائِطِ الصَّغِيرِ وَيَتْرُكُ كَلْبَ الْحَائِطِ الْكَبِيرِ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31494, D004157
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنِ ابْنِ السَّبَّاقِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ حَدَّثَتْنِى مَيْمُونَةُ زَوْجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ "إِنَّ جِبْرِيلَ عَلَيْهِ السَّلاَمُ كَانَ وَعَدَنِى أَنْ يَلْقَانِىَ اللَّيْلَةَ فَلَمْ يَلْقَنِى." ثُمَّ وَقَعَ فِى نَفْسِهِ جَرْوُ كَلْبٍ تَحْتَ بِسَاطٍ لَنَا فَأَمَرَ بِهِ فَأُخْرِجَ ثُمَّ أَخَذَ بِيَدِهِ مَاءً فَنَضَحَ بِهِ مَكَانَهُ فَلَمَّا لَقِيَهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ قَالَ "إِنَّا لاَ نَدْخُلُ بَيْتًا فِيهِ كَلْبٌ وَلاَ صُورَةٌ." فَأَصْبَحَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِقَتْلِ الْكِلاَبِ حَتَّى إِنَّهُ لَيَأْمُرُ بِقَتْلِ كَلْبِ الْحَائِطِ الصَّغِيرِ وَيَتْرُكُ كَلْبَ الْحَائِطِ الْكَبِيرِ.
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona İbn Sebbak, ona İbn Abbas, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Meymune (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav), (bir gün) şöyle buyurdu: "Gerçekten Cibril (as) bu gece benimle görüşeceğini bana vadetmişti ama görüşmedi." Sonra aklına sedirin altındaki köpek eniği geldi ve onu oradan çıkarmalarını) emretti (hayvan oradan çıkarıldı). Sonra eliyle su alarak eniğin yerine serpti. Cibril (as) Hz. Peygamber'in yanına gelince, "Biz, içerisinde köpek ve resim bulunan eve girmeyiz" dedi. Sabah olunca Peygamber (sav) köpeklerin öldürülmesini emretti. Hatta küçük bahçe köpeğinin öldürülmesini emrediyor, büyük bahçe köpeğini bırakıyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Libâs 47, /945
Senetler:
1. Ümmülmüminin Meymune bt. Haris (Meymune bt. Haris b.Cübeyr b. Hazn b. Ruveybe)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ubeyd b. Sebbak es-Sekafi (Ubeyd b. Sebbak)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Melekler, Meleklerin girmeyeceği evler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31553, İM003808
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنَا مِسْعَرٌ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى رِشْدِينَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ جُوَيْرِيَةَ قَالَتْ مَرَّ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ صَلَّى الْغَدَاةَ أَوْ بَعْدَ مَا صَلَّى الْغَدَاةَ وَهِىَ تَذْكُرُ اللَّهَ فَرَجَعَ حِينَ ارْتَفَعَ النَّهَارُ - أَوْ قَالَ انْتَصَفَ - وَهِىَ كَذَلِكَ فَقَالَ « لَقَدْ قُلْتُ مُنْذُ قُمْتُ عَنْكِ أَرْبَعَ كَلِمَاتٍ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ هِىَ أَكْثَرُ وَأَرْجَحُ - أَوْ أَوْزَنُ - مِمَّا قُلْتِ سُبْحَانَ اللَّهِ عَدَدَ خَلْقِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ رِضَا نَفْسِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ زِنَةَ عَرْشِهِ سُبْحَانَ اللَّهِ مِدَادَ كَلِمَاتِهِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona Mis'ar, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona Ebu Rişdîn, ona İbn Abbas, ona Cüveyriye'nin haber verdiğine göre, kendisi Allah'ın zikri ile meşgul iken Rasulullah, sabah namazını kılmak istediği bir an veya sabah namazını kıldıktan sonra ona uğradı. Daha sonra Rasulullah, güneş yükseldiği veya güneş kaydığı zaman onun yanına döndü. Cüveyriye hâlâ o vaziyetteydi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, 'Ben senin yanından kalktığım zamandan beri dört kelimeyi üç defa söyledim. Halbuki o kelimeler senin söylediğinden daha çok, daha ağır veya tartıda daha ağır gelen zikirdir. Bu da şudur: "Sübhânallahi adede halkihi. Sübhânallahi rıdâ nefsihi. Sübhânallahi zinete arşihi. Sübhânallahi midâde kelimâtihi (Ben yaratıkları sayısınca Allah'ı tenzih ederim. Ben rızâsı olacak kadar Allah'ı tenzih ederim. Ben, arşının ağırlığınca Allah'ı tenzih ederim. Ben kelimelerinin sayısı kadar Allah'ı tenzih ederim.)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 56, /610
Senetler:
1. Ümmül Müminin Cüveyriye bt. Haris (Cüveyriye bt. Haris b. Ebu Dırar b. Habib b. Âiz)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
4. Muhammed b. Abdurrahman el-Kuraşi (Muhammed b. Abdurrahman b. Ubeyd)
5. Ebu Seleme Misar b. Kidam el-Âmirî (Misar b. Kidam b. Zuheyr b. Ubeyde b. Haris)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Bişr el-Abdî (Muhammed b. Bişr b. Fürâfisa b. Muhtar b. Rudeyh)
7. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
KTB, ADAB
Zikir, lafızları, şekli
Zikir, zamanı