1718 Kayıt Bulundu.
Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbena leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” Ali İmrân, 128 ayetini indirdi"
Bize Musa b. İsmail, ona İbrahim, ona Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) bir kimseye dua veya beddua etmek istediğinde rükûdan kalktıktan sonra kunut duası yapar ve çoğunlukla "Semiallâhu limen hamideh, Rabbena leke'l-hamd" dedikten sonra "Allah'ım! Velid b. Velid'i kurtar, Seleme b. Hişâm'ı, Ayyaş b. Rabîa'yı kurtar! Allah'ım! Mudar kabilesini zora düşür. İçinde bulundukları bu yılları Yusuf Peygamber'in o şiddetli (kuraklık) yıllarına benzet!" buyurur ve bunu açıktan söylerdi. Yine Rasulullah (sav) bazen sabah namazının bir kısmında "Allah'ım!, Falancaya filancaya lanet et!" diye bazı Arap kabilelerine beddua ederdi. Bunun üzerine Allah "Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur." (Âli İmrân, 128) ayetini indirdi.
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona da Küreyb b. Ebu Müslim, Abdullah b. Abbas'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti:
Ben bir gece teyzem Meymune'nin (r.anha) yanında kaldım. Rasulullah (sav) ailesi ile bir müddet konuştu. Sonra uyudu. Gecenin son üçte biri olunca oturdu da gökyüzüne baktı ve:
"Hakikat göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün arka arkaya gelişinde akıl sahipleri için elbette ibret verici deliller vardır" (Âl-i İmrân 3/190) (ayetini) okudu.
Bundan sonra kalktı ve dişlerini misvâklayarak abdest aldı. Akabinde onbir rekat namaz kıldı. Sonra Bilal (ra) ezan okudu. Rasulullah (sav) evde iki rekat daha kıldı, sonra da çıkıp sabah namazını kıldırdı.
Bize Ali b. Abdullah, ona Ma'n b. İsa, ona Malik, ona Mahreme b. Süleyman, ona İbn Abbas'ın azatlısı Küreyb, on da İbn Abbâs (r.anhuma), teyzesi ve Peygamber'in zevcesi olan Meymûne'nin yanında gecelediğini haber vererek şöyle demiştir:
Ben başımı döşeğin enine koyarak uzandım. Rasulullah ile eşi de döşeğin boyuna başlarını koyarak uzandılar. Rasulullah gece yarısı yahut gece yarısı civarına kadar uyudu, sonra uyanıp uyku mahmurluğunu gidermek üzere eliyle yüzünü silerek oturdu. Sonra Âlu İmrân Sûresi'nin son on ayetini okudu. Ardından kalkıp asılı duran bir küçük kırbaya uzandı, ondan güzelce bir abdest aldı ve namaza durdu. Ben de O'nun yaptığı gibi yaptım ve gidip, yanında namaza durdum. Rasulullah (sav) sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup okşadı. Hz. Peygamber (sav) iki rekâtta bir selam vererek on iki rekat, sonunda da tek rekât vitir kıldı. Ardından müezzin ezan okuyuncaya kadar yine uzandı. Ondan sonra yine kalkıp kısa iki rekât namaz kılıp odasından çıktı ve sabah namazını kıldırdı.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Malik, ona Mahreme b. Süleyman, ona İbn Abbas'ın azatlısı Küreyb, on da İbn Abbâs (r.anhuma), teyzesi ve Peygamber'in zevcesi olan Meymûne'nin yanında gecelediğini haber vererek şöyle demiştir:
Ben başımı döşeğin enine koyarak uzandım. Rasulullah ile eşi de döşeğin boyuna başlarını koyarak uzandılar. Rasulullah gece yarısı yahut gece yarısı civarına kadar uyudu, sonra uyanıp uyku mahmurluğunu gidermek üzere eliyle yüzünü silerek oturdu. Sonra Âlu İmrân Sûresi'nin son on ayetini okudu. Ardından kalkıp asılı duran bir küçük kırbaya uzandı, ondan güzelce bir abdest aldı ve namaza durdu. İbn Abbâs der ki: Ben de kalktım, O'nun yaptığı gibi yaptım ve gidip, yanında namaza durdum. Rasulullah (sav) sağ elini başımın üzerine koydu ve sağ kulağımı tutup okşadı. Hz. Peygamber (sav) iki rekâtta bir selam vererek on iki rekat, sonunda da tek rekât vitir kıldı. Ardından müezzin ezan okuyuncaya kadar yine uzandı. Ondan sonra yine kalkıp kısa iki rekât namaz kılıp odasından çıktı ve sabah namazını kıldırdı.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kâsım, ona da babasının (Kâsım b. Muhammed) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir:
"Biz, Rasulullah'ın (sav) bir seferlerinde O'nunla birlikte yola çıktık. Nihayet el-Beydâ veya Zâtü'l-Ceyş'e geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Hz. Peygamber (sav) onu aranması için orada bekledi. İnsanlar da O'nunla beraber beklediler. Halbuki bir su başında değillerdi, yanlarında da su yoktu, insanlar Ebu Bekir es-Sıddîk'a gelip “Âişe'nin yaptığını görmüyor musun? Rasulullah'ı da, insanları da yollarından alıkoydu. Su başında değiller, yanlarında su da yok” dediler. Bunun üzerine Ebu Bekir yanıma geldi. Rasulullah da (sav) başını benim dizimin üzerine koyup uyumuştu. Ebu Bekir bana “Rasulullah'ı da (sav) insanları da yollarından alıkoydun. Su başında değiller, yanlarında de su yok” dedi. Hz. Âişe şöyle devam etti: Ebu Bekir bana kızdı ve Allah'ın takdir ettiği şeyleri söyledi. Eli ile de böğrüme vurmaya başladı. Benim hareket etmemi engelleyen tek şey ise Rasulullah'ın (sav) dizimin üstünde olmasıydı. Sabah olunca Rasulullah (sav) kalktı, hiç su yoktu. Bunun üzerine Allah Teâlâ teyemmüm Mâide, 6 ayetini indirdi ve Ashab teyemmüm ettiler. Nakîblerden biri olan Üseyd b. Hudayr “bu sizin ilk bereketiniz değildir Ey Ebu Bekir hanedanı!” dedi. Aişe der ki: Müteakiben üzerinde bulunduğum deveyi kaldırdık gerdanlığı da altında bulduk."