Öneri Formu
Hadis Id, No:
35594, MU000712
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ قَيْسٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ قَالَ لِيَعْلَى ابْنِ مُنْيَةَ وَهُوَ يَصُبُّ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ مَاءً وَهُوَ يَغْتَسِلُ اصْبُبْ عَلَى رَأْسِى . فَقَالَ يَعْلَى أَتُرِيدُ أَنْ تَجْعَلَهَا بِى إِنْ أَمَرْتَنِى صَبَبْتُ . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ اصْبُبْ فَلَنْ يَزِيدَهُ الْمَاءُ إِلاَّ شَعَثًا .
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona Humeyd b. Kays, ona Atâ b. Ebu Rebâh’ın rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb yıkanmakta iken başına su döken Ya‘lâ b. Munye’ye: Başıma su dök, dedi. Bu sefer Ya‘lâ: Bunun vebalinin bana gelmesini mi istiyorsun? Emr edersen dökerim, dedi. Bu sefer Ömer b. el-Hattâb ona: Sen dök, çünkü (döktüğün bu) su ancak onu dağıtmaya yarar, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 712, 1/115
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhram, ihramlının yıkanması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36002, MU000786
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ أَنَّهُ مَرَّ بِهِ قَوْمٌ مُحْرِمُونَ بِالرَّبَذَةِ فَاسْتَفْتَوْهُ فِى لَحْمِ صَيْدٍ وَجَدُوا نَاسًا أَحِلَّةً يَأْكُلُونَهُ فَأَفْتَاهُمْ بِأَكْلِهِ قَالَ ثُمَّ قَدِمْتُ الْمَدِينَةَ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَسَأَلْتُهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ بِمَ أَفْتَيْتَهُمْ قَالَ فَقُلْتُ أَفْتَيْتُهُمْ بِأَكْلِهِ . قَالَ فَقَالَ عُمَرُ لَوْ أَفْتَيْتَهُمْ بِغَيْرِ ذَلِكَ لأَوْجَعْتُكَ .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Sâlim b. Abdullah’ın rivayet ettiğine göre o, Ebu Hureyre’i Abdullah b. Ömer’e şu hadisi rivayet ederken dinlemiştir: Kendisi Rebeze’de ihrama girmiş bir topluluğun yanından geçerken, bir av hayvanı etini yemekte olduklarını gördükleri ihramsız kimseler hakkındaki durumuna dair ona fetva sordular. O da kendilerine o av hayvanı etinden yiyebileceklerine dair fetva verdi. (Ebu Hureyre) dedi ki: Sonra Medine’ye Ömer b. el-Hattâb’ın yanına gittim, ona bunun hükmünü sordum. (Ömer): Peki, sen onlara nasıl fetva verdin? dedi. Ebu Hureyre dedi ki: Ben onlara ondan yiyebileceklerinin fetvasını verdim, dedi. Bu sefer Ömer: Eğer onlara başka bir fetva vermiş olsaydın, mutlaka senin canını yakacak bir ceza verirdim, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 786, 1/126
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Hac, ihrama girmek
Hac, ihramlı iken avlanma,
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً يَسُوقُ بَدَنَةً فَقَالَ ارْكَبْهَا. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا بَدَنَةٌ . فَقَالَ ارْكَبْهَا وَيْلَكَ. فِى الثَّانِيَةِ أَوِ الثَّالِثَةِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36059, MU000843
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً يَسُوقُ بَدَنَةً فَقَالَ ارْكَبْهَا. فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّهَا بَدَنَةٌ . فَقَالَ ارْكَبْهَا وَيْلَكَ. فِى الثَّانِيَةِ أَوِ الثَّالِثَةِ .
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes el-Esbahî), ona Ebu Zinad (Abdullah b. Zekvan el-Kuraşî), ona A'rec (Abdurrahman b. Hürmüz) ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) kurbanlık deveyi (Kabe'ye) güden bir adam gördü. Ona binmesini emretti. Bunun üzerine adam "Ey Allah'ın (cc) Rasulü (sav), bu kurbanlık devedir" dedi. O (sav) bu sefer iki üç defa "Vah haline! Ona bin!!" diye buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 843, 1/137
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Zinad Abdullah b. Zekvan el-Kuraşi (Abdullah b. Zekvan)
Konular:
Kurban, deve, koyun, keçi vs.
Kurban, kurbanlık hayvana binmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36108, MU000892
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ اللَّهُمَّ ارْحَمِ الْمُحَلِّقِينَ. قَالُوا وَالْمُقَصِّرِينَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ اللَّهُمَّ ارْحَمِ الْمُحَلِّقِينَ. قَالُوا وَالْمُقَصِّرِينَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ وَالْمُقَصِّرِينَ .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav): “Allah’ım, saçlarını tıraş edenlere rahmet buyur” dedi. Ashab: Kısaltanlara da (rahmet buyurması için dua et), ey Allah’ın Rasulü, dediler. O: “Allah’ım, saçlarını tıraş edenlere rahmet buyur” dedi. Onlar: Kısaltanlara da (rahmet buyurmasını dile), ey Allah’ın Rasulü, dediler. Bu sefer O: “Kısaltanlara da” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 892, 1/144
Senetler:
()
Konular:
Hac, İhramdan çıkmak
Hac, traş olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36500, MU000955
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَلْحَلَةَ الدِّيلِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عِمْرَانَ الأَنْصَارِىِّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ قَالَ عَدَلَ إِلَىَّ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَأَنَا نَازِلٌ تَحْتَ سَرْحَةٍ بِطَرِيقِ مَكَّةَ فَقَالَ مَا أَنْزَلَكَ تَحْتَ هَذِهِ السَّرْحَةِ فَقُلْتُ أَرَدْتُ ظِلَّهَا . فَقَالَ هَلْ غَيْرُ ذَلِكَ فَقُلْتُ لاَ مَا أَنْزَلَنِى إِلاَّ ذَلِكَ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا كُنْتَ بَيْنَ الأَخْشَبَيْنِ مِنْ مِنًى وَنَفَخَ بِيَدِهِ نَحْوَ الْمَشْرِقِ فَإِنَّ هُنَاكَ وَادِيًا يُقَالُ لَهُ السُّرَرُ بِهِ شَجَرَةٌ سُرَّ تَحْتَهَا سَبْعُونَ نَبِيًّا.
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Muhammed b. Amr b. Halhale ed-Dîlî, ona Muhammed b. İmran el-Ensarî, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ben Mekke yolu üzerindeki büyükçe bir ağacın altında konaklamış iken Abdullah b. Ömer yanıma geldi ve: Bu ağacın altına inip konaklamana sebep ne? dedi. Ben: Gölgesinden faydalanmak istedim, dedim. O: Bundan başka maksadın var mı? dedi. Ben: Burada inip konaklamamda bundan başka bir sebep yok, dedim. Bu sefer Abdullah b. Ömer dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Minâ’nın Ahşebeyn diye bilinen iki dağı arasında bulunacak olursan –eliyle doğu tarafını işaret ederek- orada kendisine es-Surer (göbek bağları) denilen ve Surre ağacının bulunduğu bir vadi vardır ki, o ağacın altında yetmiş peygamber yaşamıştır.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 955, 1/155
Senetler:
()
Konular:
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36044, MU000828
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ الْمَكِّىِّ أَنَّ أَبَا مَاعِزٍ الأَسْلَمِىَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ سُفْيَانَ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ كَانَ جَالِسًا مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ فَجَاءَتْهُ امْرَأَةٌ تَسْتَفْتِيهِ فَقَالَتْ إِنِّى أَقْبَلْتُ أُرِيدُ أَنْ أَطُوفَ بِالْبَيْتِ حَتَّى إِذَا كُنْتُ بِبَابِ الْمَسْجِدِ هَرَقْتُ الدِّمَاءَ فَرَجَعْتُ حَتَّى ذَهَبَ ذَلِكَ عَنِّى ثُمَّ أَقْبَلْتُ حَتَّى إِذَا كُنْتُ عِنْدَ بَابِ الْمَسْجِدِ هَرَقْتُ الدِّمَاءَ فَرَجَعْتُ حَتَّى ذَهَبَ ذَلِكَ عَنِّى ثُمَّ أَقْبَلْتُ حَتَّى إِذَا كُنْتُ عِنْدَ بَابِ الْمَسْجِدِ هَرَقْتُ الدِّمَاءَ . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ إِنَّمَا ذَلِكَ رَكْضَةٌ مِنَ الشَّيْطَانِ فَاغْتَسِلِى ثُمَّ اسْتَثْفِرِى بِثَوْبٍ ثُمَّ طُوفِى .
Tercemesi:
Abdullah b. Süfyan anlatıyor: Abdullah b. Ömer'le beraber oturuyordum, bir ara ona bir kadın gelerek bir fetva sordu: "Ben Beytullah'ı tavaf etmek istiyordum, tam kapıya kadar varınca kanama oldu. Döndüm, kesildi. Sonra tekrar Kabe'nin kapısına kadar geldim, yine kanama oldu. Tekrar döner dönmez kesildi. Bir sefer daha denedim. Mescidin kapısına kadar vardım yine kanama oldu, ne yapayım?" dedi. Abdullah b. Ömer ona şu cevabı verdi: "Bu şeytanın vesvesesindendir, sakın evhamlanma,guslet, bacaklarının arasına bir parça bez koy, sonra da tavafim yap."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 828, 1/134
Senetler:
()
Konular:
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36448, MU000905
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ دَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ عَرَفَةَ حَتَّى إِذَا كَانَ بِالشِّعْبِ نَزَلَ فَبَالَ فَتَوَضَّأَ فَلَمْ يُسْبِغِ الْوُضُوءَ فَقُلْتُ لَهُ الصَّلاَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ الصَّلاَةُ أَمَامَكَ. فَرَكِبَ فَلَمَّا جَاءَ الْمُزْدَلِفَةَ نَزَلَ فَتَوَضَّأَ فَأَسْبَغَ الْوُضُوءَ ثُمَّ أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَصَلَّى الْمَغْرِبَ ثُمَّ أَنَاخَ كُلُّ إِنْسَانٍ بَعِيرَهُ فِى مَنْزِلِهِ ثُمَّ أُقِيمَتِ الْعِشَاءُ فَصَلاَّهَا وَلَمْ يُصَلِّ بَيْنَهُمَا شَيْئًا .
Tercemesi:
Üsame b. Zeyd'den: Resûlullah (s.a.v.) Arafat'tan inerken Müzdelife'ye gelmeden bir dar yolda durdu, küçük abdestini yapıp derhal abdest aldı. Cemaate abdest almaları için vakit de vermedi. Bunun üzerine ben: "Namaz mı kılacağız ya Resûlallah?" dedim. "Namaz ileride!" buyurdu. Bineğine binerek Müzdelife'ye kadar geldi. Orada inip abdest aldı, abdest almaları için cemaate de süre tanıdı. Sonra kamet getirilip akşam namazını kıldı. Herkes devesi yanında çökmüş dururken, bu sefer yatsı için kamet getirildi, onu da kıldılar. Akşamla yatsı arasında başka hiç bir namaz kılınmadı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 905, 1/146
Senetler:
()
Konular:
Hac, namazların cem'i
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ رَجُلاً قَبَّلَ امْرَأَتَهُ وَهُوَ صَائِمٌ فِى رَمَضَانَ فَوَجَدَ مِنْ ذَلِكَ وَجْدًا شَدِيدًا فَأَرْسَلَ امْرَأَتَهُ تَسْأَلُ لَهُ عَنْ ذَلِكَ فَدَخَلَتْ عَلَى أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لَهَا فَأَخْبَرَتْهَا أُمُّ سَلَمَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَبِّلُ وَهُوَ صَائِمٌ فَرَجَعَتْ فَأَخْبَرَتْ زَوْجَهَا بِذَلِكَ فَزَادَهُ ذَلِكَ شَرًّا وَقَالَ لَسْنَا مِثْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اللَّهُ يُحِلُّ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا شَاءَ . ثُمَّ رَجَعَتِ امْرَأَتُهُ إِلَى أُمِّ سَلَمَةَ فَوَجَدَتْ عِنْدَهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا لِهَذِهِ الْمَرْأَةِ. فَأَخْبَرَتْهُ أُمُّ سَلَمَةَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَلاَّ أَخْبَرْتِيهَا أَنِّى أَفْعَلُ ذَلِكَ. فَقَالَتْ قَدْ أَخْبَرْتُهَا فَذَهَبَتْ إِلَى زَوْجِهَا فَأَخْبَرَتْهُ فَزَادَهُ ذَلِكَ شَرًّا وَقَالَ لَسْنَا مِثْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اللَّهُ يُحِلُّ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم مَا شَاءَ . فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ وَاللَّهِ إِنِّى لأَتْقَاكُمْ لِلَّهِ وَأَعْلَمُكُمْ بِحُدُودِهِ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35525, MU000646
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ رَجُلاً قَبَّلَ امْرَأَتَهُ وَهُوَ صَائِمٌ فِى رَمَضَانَ فَوَجَدَ مِنْ ذَلِكَ وَجْدًا شَدِيدًا فَأَرْسَلَ امْرَأَتَهُ تَسْأَلُ لَهُ عَنْ ذَلِكَ فَدَخَلَتْ عَلَى أُمِّ سَلَمَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لَهَا فَأَخْبَرَتْهَا أُمُّ سَلَمَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَبِّلُ وَهُوَ صَائِمٌ فَرَجَعَتْ فَأَخْبَرَتْ زَوْجَهَا بِذَلِكَ فَزَادَهُ ذَلِكَ شَرًّا وَقَالَ لَسْنَا مِثْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اللَّهُ يُحِلُّ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا شَاءَ . ثُمَّ رَجَعَتِ امْرَأَتُهُ إِلَى أُمِّ سَلَمَةَ فَوَجَدَتْ عِنْدَهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا لِهَذِهِ الْمَرْأَةِ. فَأَخْبَرَتْهُ أُمُّ سَلَمَةَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَلاَّ أَخْبَرْتِيهَا أَنِّى أَفْعَلُ ذَلِكَ. فَقَالَتْ قَدْ أَخْبَرْتُهَا فَذَهَبَتْ إِلَى زَوْجِهَا فَأَخْبَرَتْهُ فَزَادَهُ ذَلِكَ شَرًّا وَقَالَ لَسْنَا مِثْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم اللَّهُ يُحِلُّ لِرَسُولِهِ صلى الله عليه وسلم مَا شَاءَ . فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ وَاللَّهِ إِنِّى لأَتْقَاكُمْ لِلَّهِ وَأَعْلَمُكُمْ بِحُدُودِهِ.
Tercemesi:
Bize Zeyd b. Eslem, ona da Atâ b. Yesâr şöyle rivayet etmiştir:
Bir adam oruçlu iken Ramazan'da karısını öptü. Bundan dolayı da pişmanlık yaşadı. Karısını bunun hakkında kendisi için soru sorması için (Hz. Peygamber'in (sav) evine) yolladı. (Karısı), Nebî'nin hanımı Ümmü Seleme'nin yanına girdi. Bu (durumu) ona anlattı. Ümmü Seleme de Rasulullah'ın (sav) dahi oruçlu iken (hanımını) öptüğünü söyledi. (Karısı) dönüp kocasına bunu haber verdi. (Ancak) bu, (adamın pişmanlığını) artırdı ve "Bizler Rasulullah (sav) gibi değiliz! Allah dilediği şeyi Rasulullah (sav) için helal kılar!" dedi. Ardından karısı Ümmü Seleme'nin yanına döndü. (Bu sefer) onun yanında Hz. Peygamber'i (sav) de buldu. Rasulullah (sav), "Bu kadının derdi nedir?" buyurdu. Ümmü Seleme de Hz. Peygamber'e (sav) olayı anlattı. Nebî (sav), "bunu benim de yaptığımı haber vermedin mi?" buyurdu. (Ümmü Seleme), "elbette haber verdim! O da kocasının yanına gidip ona haber vermiş. Bu ise onun (pişmanlığını) artırmış ve 'Bizler Rasulullah (sav) gibi değiliz! Allah dilediği şeyi Rasulullah (sav) için helal kılar' demiş" dedi. (Bu söz üzerine) Rasulullah (sav) öfkelendi ve "Vallahi! Ben, Allah'tan en çok korkanınızım ve onun sınırlarını en iyi bileninizim" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 646, 1/101
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, kızması
Oruç, oruçlunun eşini öpmesi, eşine dokunması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36112, MU000896
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَجُلاً أَتَى الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ فَقَالَ إِنِّى أَفَضْتُ وَأَفَضْتُ مَعِى بِأَهْلِى ثُمَّ عَدَلْتُ إِلَى شِعْبٍ فَذَهَبْتُ لأَدْنُوَ مِنْ أَهْلِى فَقَالَتْ إِنِّى لَمْ أُقَصِّرْ مِنْ شَعَرِى بَعْدُ فَأَخَذْتُ مِنْ شَعَرِهَا بِأَسْنَانِى ثُمَّ وَقَعْتُ بِهَا فَضَحِكَ الْقَاسِمُ وَقَالَ مُرْهَا فَلْتَأْخُذْ مِنْ شَعَرِهَا بِالْجَلَمَيْنِ . قَالَ مَالِكٌ أَسْتَحِبُّ فِى مِثْلِ هَذَا أَنْ يُهْرِقَ دَمًا وَذَلِكَ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ قَالَ مَنْ نَسِىَ مِنْ نُسُكِهِ شَيْئًا فَلْيُهْرِقْ دَمًا .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman’ın rivayet ettiğine göre bir adam el-Kâsım b. Muhammed’e gelerek: Ben ifada tavafımı yaptım. Benimle birlikte hanımım da tavaf etti, sonra bir dağ yoluna yöneldim, eşime yaklaşmak isteyince, ben henüz saçlarımı kısaltmadım, dedi. Bu sefer dişlerimle saçlarından biraz kopardım, sonra onunla beraber oldum, dedi. el-Kasım güldü ve: Ona saçlarından makasla bir miktar kesmesini söyle, dedi.
Mâlik dedi ki: Böyle birisi hakkında bir kan akıtmasını (kurban kesmesini) müstehab görürüm. Çünkü Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: Hac ibadetlerinden bir şey unutan bir kimse bir akan akıtsın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 896, 1/144
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, traş olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35945, DM000070
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىُّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : لَمَّا فَتَحْنَا خَيْبَرَ أُهْدِيَتْ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- شَاةٌ فِيهَا سُمٌّ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« اجْمَعُوا لِى مَنْ كَانَ هَا هُنَا مِنَ الْيَهُودِ ». فَجُمِعُوا لَهُ ، فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنِّى سَائِلُكُمْ عَنْ شَىْءٍ فَهَلْ أَنْتُمْ صَادِقِىَّ عَنْهُ؟ ». قَالُوا : نَعَمْ يَا أَبَا الْقَاسِمِ. فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَنْ أَبُوكُمْ؟ ». قَالُوا : أَبُونَا فُلاَنٌ. فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« كَذَبْتُمْ ، بَلْ أَبُوكُمْ فُلاَنٌ ». قَالُوا : صَدَقْتَ وَبَرَرْتَ. فَقَالَ لَهُمْ :« هَلْ أَنْتُمْ صَادِقِىَّ عَنْ شَىْءٍ إِنْ سَأَلْتُكُمْ عَنْهُ؟ ». فَقَالُوا : نَعَمْ ، وَإِنْ كَذَبْنَاكَ عَرَفْتَ كَذِبَنَا كَمَا عَرَفْتَ فِى آبَائِنَا . فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« فَمَنْ أَهْلُ النَّارِ؟ ». فَقَالُوا : نَكُونُ فِيهَا يَسِيراً ثُمَّ تَخْلُفُونَا فِيهَا. فَقَالَ لَهُمْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« اخْسَئُوا فِيهَا ، وَاللَّهِ لاَ نَخْلُفُكُمْ فِيهَا أَبَداً ». ثُمَّ قَالَ لَهُمْ :« هَلْ أَنْتُمْ صَادِقِىَّ عَنْ شَىْءٍ إِنْ سَأَلْتُكُمْ عَنْهُ؟ ». قَالُوا : نَعَمْ . قَالَ :« هَلْ جَعَلْتُمْ فِى هَذِهِ الشَّاةِ سُمًّا ». قَالُوا : نَعَمْ. قَالَ :« مَا حَمَلَكُمْ عَلَى ذَلِكَ؟ ». قَالُوا : أَرَدْنَا إِنْ كُنْتَ كَاذِباً أَنْ نَسْتَرِيحَ مِنْكَ ، وَإِنْ كُنْتَ نَبِيًّا لَمْ يَضُرَّكَ.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki) bana el-Leys rivayet edip (dedi ki) bana Sa'îd b. Ebi Sa'îd el-Makburî, Ebû Hureyre'den rivayet etti (ki o) şöyle demiş: Hayber'i fethettiğimiz zaman Resûlullah'a -sallallahu aleyhi ve sellem-, içinde zehir bulunan, (kızartılmış) bir koyun hediye edildi. Ardından Resûlullah (sav) "Orada bulunan yahûdîleri bana toplayın!" buyurdu. Onlar da onun için (huzuruna) toplanıldılar. Sonra Resûlullah (sav) onlara; "Size bir şey soracağım. Bu konuda bana doğruyu söyler misiniz?" buyurdu. Onlar da; "Evet, ya Ebe'l-Kâsım (doğruyu söyleriz!)" dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav) onlara; "Atanız kimdir?" buyurdu. "Atamız falandır." dediler. Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara; 'Yalan söylediniz. Hayır, babanız falandır." buyurdu.
Onlar (bu sefer); "Doğru söyledin, gerçeği konuştun." dediler. Bundan sonra, (Hz. Peygamber) onlara; "Size bir şey (daha) sorsam o konuda bana doğruyu söyler misiniz?" buyurdu. "Evet, dediler. (Zaten) biz sana yalan söylesek, sen, atamız hakkındaki (yalanımızı) bildiğin gibi, yalan söylediğimizi bilirsin." Bunun üzerine Resûlullah (sav) onlara; "Peki, Cehennem ehli kimlerdir?" buyurdu. Dediler ki; "Biz orada az (bir müddet) kalacağız. Sonra orada bize siz halef olacak, (bizim yerimize siz geleceksiniz.)." Bu söz üzerine Resûlullah (sav) onlara; "yıkılıp (kalın) orada! Vallahi orada size ebediyyen halef olmayacağız" buyurdu. Sonra onlara (tekrar); "Size bir şey sorsam, o konuda bana doğruyu söyler meşiniz?" buyurdu. "Evet" dediler. Buyurdu ki; "Şu (kızartılmış) koyuna zehir koydunuz mu?". "Evet" dediler. "Buna sizi ne sevk etti?" buyurdu. Dediler ki; "Yalancı isen senden (kurtulup) rahata kavuşmayı istedik. (Hak) Pegamber isen (zaten) o sana zarar veremezdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 10, 1/209
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
4. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, mucizeleri
Siyer, Hayber günü
Suikast, Hz. Peygamber, zehirli yemek verilmesi
Yahudilik, yahudi kültürü