10 Kayıt Bulundu.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber'in (sav) vefatı yaklaştığı zaman, evde içlerinde Ömer b. Hattâb'ın da olduğu bir gurup adamın bulunduğu bir sırada Rasulullah (sav) "gelin size bir yazı (vasiyet) yazayım ki bundan sonra yolunuzu şaşırmayasınız" buyurdu. Ömer “Hz. Peygamber'in (sav) hastalığı ağırlaştı. Yanınızda Kur'an vardır. Bize Allah'ın Kitabı yeter” dedi. Bunun üzerine evdeki sahabîler ihtilâfa düştüler ve münakaşa edip çekiştiler. Onlardan kimi “yazacak bir şey uzatın da Rasulullah (sav) sizler için bir yazı (vasiyet) yazsın ki bundan sonra yolunuzu şaşırmayasınız” dedi. kimi de Ömer'in dediği sözü söyledi. Yanında gürültü ve münakaşa çoğalınca Hz. Peygamber (sav) onlara "kalkın yanımdan gidin" buyurdu. Ubeydullah der ki: İbn Abbâs bu hadisin sonunda “bütün bu ihtilaf ve gürültü musibeti, Rasulullahın (sav) sahabîler için yazmak istediği bu yazıya engel oldu” demiştir. Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Ubeydullah ibn Abdillah'tan haber verdi ki, İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Rasûlullah'ın vefatı yaklaştığı zaman, evinde, içlerinde Umer ibnu'l-Hattâb'ın da bulunduğu birtakım adamlar varken, Peygamber (S): — "Haydin (bana yazı yazacak bir şey getiriniz de) size bir ki-tâb (yânı vasiyetname) yazdırayım ki, bundan sonra yolunuzu şaşır-mayasınız!" buyurdu. Bunun üzerine Umer: — Peygamber'in hastalığı muhakkak ağırlaşmıştır. Yanınızda ise Kur'ân vardır. Bize Allah'ın Kitabı yetişir! dedi. Bunun üzerine evde bulunanlar ihtilâfa düşüp husûmete başladılar: Onlardan kimi "Yazı takımı getiriniz, Peygamber size bir ki-tâb yazsın ki, kendisinden sonra yolunuzu şaşırmayasınız!" diyordu. Kimi de Umer'in söylediği sözü söylüyordu. Peygamber'in yanında konuşma ve ihtilâfı çoğalttıkları zaman Rasûlullah: — "(Haydi yanımdan) kalkınız!" buyurdu. Râvî Ubeydullah şöyle dedi: İbn Abbâs bu hadîsi tahdîs ettiği sırada: — Onların ihtilâf etmeleri ve karışık gürültülerinin sebeb olduğu o musibet ne büyük bir musibettir ki, Rasûlullah ile onlara yazmak istediği bu kitâb arasına engel oldu! der idi
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer; (T) Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da İbn Abbas (r.anhuma) şöyle demiştir: Peygamber'in (sav) vefatı yaklaştığı zaman, evde içlerinde Ömer b. Hattâb'ın da olduğu bir gurup adamın bulunduğu bir sırada Rasulullah (sav) "gelin size bir yazı (vasiyet) yazayım ki bundan sonra yolunuzu şaşırmayasınız" buyurdu. Ömer “Hz. Peygamber'in (sav) hastalığı ağırlaştı. Yanınızda Kur'an vardır. Bize Allah'ın Kitabı yeter” dedi. Bunun üzerine evdeki sahabîler ihtilâfa düştüler ve münakaşa edip çekiştiler. Onlardan kimi “yazacak bir şey uzatın da Rasulullah (sav) sizler için bir yazı (vasiyet) yazsın ki bundan sonra yolunuzu şaşırmayasınız” dedi. kimi de Ömer'in dediği sözü söyledi. Yanında gürültü ve münakaşa çoğalınca Hz. Peygamber (sav) onlara "kalkın yanımdan gidin" buyurdu. Ubeydullah der ki: İbn Abbâs bu hadisin sonunda “bütün bu ihtilaf ve gürültü musibeti, Rasulullahın (sav) sahabîler için yazmak istediği bu yazıya engel oldu” demiştir. Bize Ma'mer ibn Râşid, ez-Zuhrî'den; o da Ubeydullah ibn Abdillah'tan haber verdi ki, İbn Abbâs (R) şöyle demiştir: Rasûlullah'ın vefatı yaklaştığı zaman, evinde, içlerinde Umer ibnu'l-Hattâb'ın da bulunduğu birtakım adamlar varken, Peygamber (S): — "Haydin (bana yazı yazacak bir şey getiriniz de) size bir ki-tâb (yânı vasiyetname) yazdırayım ki, bundan sonra yolunuzu şaşır-mayasınız!" buyurdu. Bunun üzerine Umer: — Peygamber'in hastalığı muhakkak ağırlaşmıştır. Yanınızda ise Kur'ân vardır. Bize Allah'ın Kitabı yetişir! dedi. Bunun üzerine evde bulunanlar ihtilâfa düşüp husûmete başladılar: Onlardan kimi "Yazı takımı getiriniz, Peygamber size bir ki-tâb yazsın ki, kendisinden sonra yolunuzu şaşırmayasınız!" diyordu. Kimi de Umer'in söylediği sözü söylüyordu. Peygamber'in yanında konuşma ve ihtilâfı çoğalttıkları zaman Rasûlullah: — "(Haydi yanımdan) kalkınız!" buyurdu. Râvî Ubeydullah şöyle dedi: İbn Abbâs bu hadîsi tahdîs ettiği sırada: — Onların ihtilâf etmeleri ve karışık gürültülerinin sebeb olduğu o musibet ne büyük bir musibettir ki, Rasûlullah ile onlara yazmak istediği bu kitâb arasına engel oldu! der idi
Bize Kabîsa, ona İbn Uyeyne, ona Süleyman el-Ahvel, ona da Said b. Cübeyr şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbâs (ra), “Perşembe günü! Ah o perşembe günü!” dedi. Ardından ağladı, hatta göz yaşları çakıl taşlarını ıslattı. Sonra da “Rasulullah'ın (sav) ağrısı perşembe günü şiddetlendi ve "bana yazacak bir şey getirin de size ondan sonra asla sapmayacağınız bir şey yazayım" buyurdu. Hz. Peygamber'in huzurunda tartışmak yakışıksız olduğu halde, oradakiler aralarında tartışıp 'Rasulullah (sav) ne dediğini bilecek halde değil' dediler. Rasulullah (sav) da "beni (rahat) bırakın! İçinde bulunduğum durum, beni çağırdığınızdan daha hayırlıdır" buyurdu ve üç şeyi tavsiye etti: "Müşrikleri Arap yarımadasından çıkarın, heyetlere benim muamele ettiğim gibi muamele edin." Üçüncüsünü ise unuttum. Yakub b. Muhammed şöyle der ki: Muğire b. Abdurrahman'a Arap yarımadası hakkında sordum. O da “Mekke, Medine, Yemâme ve Yemen'dir” dedi. Yakub der ki: Arc, Tihâme'nin başlangıcıdır.
Açıklama: Hz. Ömer'in ''إِنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم غَلَبَهُ الْوَجَعُ'' sözü, mana dikkate alınarak, kasıtlı bir şekilde, ''Nebî (sav)'nin ağrısı gayet şiddetlendi'' şeklinde tercümeye yansıtılmıştır.
Açıklama: kadının kıssa hariç hadis hasendir.