466 Kayıt Bulundu.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah (ra) şöyle söylemiştir: Beyt'in (Kâbe'nin) yanında iki Kureyşli ve bir Sakifli –ya da iki Sakifli ve bir Kureyşli- bir araya geldi. Bunlar göbekleri yağlı, anlayışları kıt kimselerdi. Onlardan biri 'sizce Allah bizim söylediklerimizi işitir mi?' dedi. Diğeri 'yüksek sesle konuşursak işitir, gizli saklı konuşursak işitmez, dedi. Bir başkası 'yüksek sesle konuştuğumuzu işitirse gizli saklı konuşursak da işitir' dedi. Bunun üzerine Allah (cc): "Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lakin, yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz" (Fussilet, 41/22) ayetini indirdi. Süfyan bize bu hadisi rivayet eder ve şöyle derdi: Bize Mansur veya İbn Ebu Necih veya Humeyd'den biri yahut onlardan ikisi rivayet ederdi. Sonra sadece Mansur rivayet etti dedi ve böyle demeyi bıraktı. Sonra dedi ki: Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan es-Sevrî, ona Mansur, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona Abdullah hadisi buna benzer şekilde nakletti.
Bunlar birbirinden gelme bir nesildir. Allah işiten ve bilendir.
De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir. Göklerde ve yerde olanları da bilir. Allah her şeye kadirdir
Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Allah kullarına çok şefkatlidir.
(Bu) Allah'ın vâdettiğidir. Allah vâdinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.
Bize el-Humeydî, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah şöyle söylemiştir: Beyt'in (Kâbe'nin) yanında iki Kureyşli ve bir Sakifli –ya da iki Sakifli ve bir Kureyşli- bir araya geldi. Bunlar göbekleri yağlı, anlayışları kıt kimselerdi. Onlardan biri 'sizce Allah bizim söylediklerimizi işitir mi?' dedi. Diğeri 'yüksek sesle konuşursak işitir, gizli saklı konuşursak işitmez, dedi. Bir başkası 'yüksek sesle konuştuğumuzu işitirse gizli saklı konuşursak da işitir' dedi. Bunun üzerine Allah (cc): "Siz (günahları işlerken) kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin, aleyhinize şâhitlik etmesinden sakınmıyordunuz. Lâkin, yaptıklarınızın çoğunu Allah'ın bilmediğini sanıyordunuz" (Fussilet, 41/22) ayetini indirdi. Süfyan bize bu hadisi rivayet eder ve şöyle derdi: Bize Mansur veya İbn Ebu Necih veya Humeyd'den biri yahut onlardan ikisi rivayet ederdi. Sonra sadece Mansur rivayet etti dedi ve böyle demeyi bıraktı. Sonra dedi ki: Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan es-Sevrî, ona Mansur, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona Abdullah hadisi buna benzer şekilde nakletti.