Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona dedesi (Leys b. Sa'd), ona Halid b. Yezid, ona Saîd b. Ebu Hilâl, ona Umara b. Gaziyye, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman,ona da Âişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), 'Kureyş'i hicvedin, çünkü bu onlara (seri bir şekilde iyi) ok atmaktan daha ağır gelir' buyurdu ve Abdullah b. Revâha'ya haber gönderip 'Onları hicvet' dedi. O da Kureyş'i hicvetti ama Hz. Peygamber (sav) bunu yeterli görmeyip Ka'b b. Mâlik'e, daha sonra Hassan b. Sâbit'e haber gönderdi. Hassan Hz. peygamber'in (sav) yanına girince, 'Sizin için dili (kuyruğu) ile çarpan bu arslana (haber) gönderme zamanı gelmiştir' dedi ardından dilini çıkararak oynatmaya başlamış ve 'Seni Hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, onları dilimle deri parçalar gibi parçalayacağım' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Acele etme! Çünkü Ebu Bekir Kureyş'in neseblerini en iyi bilendir. -Benim de onlar arasında nesebim var.- önce benim nesebimi ortaya çıkarsın' buyurdu. Hassan hemen Ebu Bekir'e gitti sonra dönüp geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir senin nesebini ortaya çıkararak (kimlerle akraba olduğunu belirledi). Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, seni onlardan, tereyağından kıl çeker, gibi çekip çıkaracağım' dedi. Hz. Âişe der ki: Rasulullah'ı (sav) Hassân'a hitaben, 'Sen Allah ve Rasulü adına müdafaada bulundukça hiç şüphesiz Ruhu'l-Kudüs seni desteklemeye devam edecektir' buyururken işittim. Hz. Âişe şunu da söyledi: Ben Rasulullah'ı (sav) 'Hassan onları hicvetti ve hem şifa verdi, hem şifa buldu' buyururken işittim. Hassan müşrikleri yermek üzere şöyle dedi:"
"Sen Muhammed'i (sav) hicvettin, ben de sana cevabını verdim. Allah katında bunun bir mükâfatı vardır. Sen nezih, Muttaki ve ahlakı vefa olan Allah'ın Rasulü Muhammed'e dil uzattın. Babam, ceddim ve şerefim, Muhammed'in (sav) şerefini size karşı korumak için bir kalkandır. Eğer atlarımızı Kedâ yolunun iki tarafından toz kaldırırken görmezseniz kızcağızımı kaybedeyim. Ve atlarımızı (süvarilerinin emirlerini duymak istercesine) başlarını sağa sola kıvırarak, gemlerini çekiştirirken (görmezseniz). Üstlerinde de (kana) susamış mızraklar vardır. Safkanlarımız birbirini geçmek için sürekli yarışırlar. Kadınlar -geri çevirmek için- başörtüleriyle onlara vurur. Şayet, başımızdan savuşup giderseniz umremizi yaparız. Böylece, fetih gerçekleşmiş ve perde açılmış olur. Aksi takdirde, bekleyin vuruşmanın olacağı günü, 'Ben gerçeği dile getiren (gizli bırakmayan) bir kulu elçi gönderdim' buyuran Allah o günde dilediğine yardımcı olacaktır. Allah der ki: Ben bir orduyu harekete geçirdim. Onlar Ensâr'dır, onların tek derdi düşmanla buluşmaktır. Biz Ensâr her gün Ma'ad Kabilesi (Kureyş) ile sövüşür veya vuruşur ya da hicvederiz. Hiç bir olur mu Allah Rasulüne dil uzatan kişi ile, onu metheden ve yardımcısı olanlar! Hem de Allah'ın elçisi Cebrail bizim aramızdadır. Rûhu'l-Kudüs'ün (Cebrail'in) asla bir dengi yoktur (sizin aranızda)."
Açıklama: الأَسَدِ الضَّارِبِ بِذَنَبِهِ "Hadisteki aslanın kuyruğu ile dövmesi" anlamında bir teşbih vardır. Aslan öfkelendiğinde nasıl ki kuyruğuyla intikam alrı, saldırırsa, şair Hassan b. Sabit dil ile yapacağı hicvi alanın kuyruğuyla yaptığı saldırıya benzetmiştir. bkz. Kevkebü'l-Vehhâc, 24/84.
كَمَا تُسَلُّ الشَّعَرَةُ مِنَ الْعَجِينِ "hamurdan kıl çekme" deyimi Türkçe'de "tereyağından kıl çekme" olarak kullanılmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7910, M006395
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى حَدَّثَنِى خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنِى سَعِيدُ بْنُ أَبِى هِلاَلٍ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ غَزِيَّةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « اهْجُوا قُرَيْشًا فَإِنَّهُ أَشَدُّ عَلَيْهَا مِنْ رَشْقٍ بِالنَّبْلِ » . فَأَرْسَلَ إِلَى ابْنِ رَوَاحَةَ فَقَالَ « اهْجُهُمْ » . فَهَجَاهُمْ فَلَمْ يُرْضِ فَأَرْسَلَ إِلَى كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ ثُمَّ أَرْسَلَ إِلَى حَسَّانَ بْنِ ثَابِتٍ فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ قَالَ حَسَّانُ قَدْ آنَ لَكُمْ أَنْ تُرْسِلُوا إِلَى هَذَا الأَسَدِ الضَّارِبِ بِذَنَبِهِ ثُمَّ أَدْلَعَ لِسَانَهُ فَجَعَلَ يُحَرِّكُهُ فَقَالَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لأَفْرِيَنَّهُمْ بِلِسَانِى فَرْىَ الأَدِيمِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَعْجَلْ فَإِنَّ أَبَا بَكْرٍ أَعْلَمُ قُرَيْشٍ بِأَنْسَابِهَا - وَإِنَّ لِى فِيهِمْ نَسَبًا - حَتَّى يُلَخِّصَ لَكَ نَسَبِى » . فَأَتَاهُ حَسَّانُ ثُمَّ رَجَعَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَدْ لَخَّصَ لِى نَسَبَكَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لأَسُلَّنَّكَ مِنْهُمْ كَمَا تُسَلُّ الشَّعَرَةُ مِنَ الْعَجِينِ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَسَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ لِحَسَّانَ « إِنَّ رُوحَ الْقُدُسِ لاَ يَزَالُ يُؤَيِّدُكَ مَا نَافَحْتَ عَنِ اللَّهِ وَرَسُولِهِ » . وَقَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « هَجَاهُمْ حَسَّانُ فَشَفَى وَاشْتَفَى » . قَالَ حَسَّانُ هَجَوْتَ مُحَمَّدًا فَأَجَبْتُ عَنْهُ وَعِنْدَ اللَّهِ فِى ذَاكَ الْجَزَاءُ هَجَوْتَ مُحَمَّدًا بَرًّا تَقِيًّا رَسُولَ اللَّهِ شِيمَتُهُ الْوَفَاءُ فَإِنَّ أَبِى وَوَالِدَهُ وَعِرْضِى لِعِرْضِ مُحَمَّدٍ مِنْكُمْ وِقَاءُ ثَكِلْتُ بُنَيَّتِى إِنْ لَمْ تَرَوْهَا تُثِيرُ النَّقْعَ مِنْ كَنَفَىْ كَدَاءِ يُبَارِينَ الأَعِنَّةَ مُصْعِدَاتٍ عَلَى أَكْتَافِهَا الأَسَلُ الظِّمَاءُ تَظَلُّ جِيَادُنَا مُتَمَطِّرَاتٍ تُلَطِّمُهُنَّ بِالْخُمُرِ النِّسَاءُ فَإِنْ أَعْرَضْتُمُو عَنَّا اعْتَمَرْنَا وَكَانَ الْفَتْحُ وَانْكَشَفَ الْغِطَاءُ وَإِلاَّ فَاصْبِرُوا لِضِرَابِ يَوْمٍ يُعِزُّ اللَّهُ فِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَقَالَ اللَّهُ قَدْ أَرْسَلْتُ عَبْدًا يَقُولُ الْحَقَّ لَيْسَ بِهِ خَفَاءُ وَقَالَ اللَّهُ قَدْ يَسَّرْتُ جُنْدًا هُمُ الأَنْصَارُ عُرْضَتُهَا اللِّقَاءُ لَنَا فِى كُلِّ يَوْمٍ مِنْ مَعَدٍّ سِبَابٌ أَوْ قِتَالٌ أَوْ هِجَاءُ فَمَنْ يَهْجُو رَسُولَ اللَّهِ مِنْكُمْ وَيَمْدَحُهُ وَيَنْصُرُهُ سَوَاءُ وَجِبْرِيلٌ رَسُولُ اللَّهِ فِينَا وَرُوحُ الْقُدْسِ لَيْسَ لَهُ كِفَاءُ
Tercemesi:
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona dedesi (Leys b. Sa'd), ona Halid b. Yezid, ona Saîd b. Ebu Hilâl, ona Umara b. Gaziyye, ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman,ona da Âişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav), 'Kureyş'i hicvedin, çünkü bu onlara (seri bir şekilde iyi) ok atmaktan daha ağır gelir' buyurdu ve Abdullah b. Revâha'ya haber gönderip 'Onları hicvet' dedi. O da Kureyş'i hicvetti ama Hz. Peygamber (sav) bunu yeterli görmeyip Ka'b b. Mâlik'e, daha sonra Hassan b. Sâbit'e haber gönderdi. Hassan Hz. peygamber'in (sav) yanına girince, 'Sizin için dili (kuyruğu) ile çarpan bu arslana (haber) gönderme zamanı gelmiştir' dedi ardından dilini çıkararak oynatmaya başlamış ve 'Seni Hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, onları dilimle deri parçalar gibi parçalayacağım' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Acele etme! Çünkü Ebu Bekir Kureyş'in neseblerini en iyi bilendir. -Benim de onlar arasında nesebim var.- önce benim nesebimi ortaya çıkarsın' buyurdu. Hassan hemen Ebu Bekir'e gitti sonra dönüp geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir senin nesebini ortaya çıkararak (kimlerle akraba olduğunu belirledi). Seni hak (din) ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, seni onlardan, tereyağından kıl çeker, gibi çekip çıkaracağım' dedi. Hz. Âişe der ki: Rasulullah'ı (sav) Hassân'a hitaben, 'Sen Allah ve Rasulü adına müdafaada bulundukça hiç şüphesiz Ruhu'l-Kudüs seni desteklemeye devam edecektir' buyururken işittim. Hz. Âişe şunu da söyledi: Ben Rasulullah'ı (sav) 'Hassan onları hicvetti ve hem şifa verdi, hem şifa buldu' buyururken işittim. Hassan müşrikleri yermek üzere şöyle dedi:"
"Sen Muhammed'i (sav) hicvettin, ben de sana cevabını verdim. Allah katında bunun bir mükâfatı vardır. Sen nezih, Muttaki ve ahlakı vefa olan Allah'ın Rasulü Muhammed'e dil uzattın. Babam, ceddim ve şerefim, Muhammed'in (sav) şerefini size karşı korumak için bir kalkandır. Eğer atlarımızı Kedâ yolunun iki tarafından toz kaldırırken görmezseniz kızcağızımı kaybedeyim. Ve atlarımızı (süvarilerinin emirlerini duymak istercesine) başlarını sağa sola kıvırarak, gemlerini çekiştirirken (görmezseniz). Üstlerinde de (kana) susamış mızraklar vardır. Safkanlarımız birbirini geçmek için sürekli yarışırlar. Kadınlar -geri çevirmek için- başörtüleriyle onlara vurur. Şayet, başımızdan savuşup giderseniz umremizi yaparız. Böylece, fetih gerçekleşmiş ve perde açılmış olur. Aksi takdirde, bekleyin vuruşmanın olacağı günü, 'Ben gerçeği dile getiren (gizli bırakmayan) bir kulu elçi gönderdim' buyuran Allah o günde dilediğine yardımcı olacaktır. Allah der ki: Ben bir orduyu harekete geçirdim. Onlar Ensâr'dır, onların tek derdi düşmanla buluşmaktır. Biz Ensâr her gün Ma'ad Kabilesi (Kureyş) ile sövüşür veya vuruşur ya da hicvederiz. Hiç bir olur mu Allah Rasulüne dil uzatan kişi ile, onu metheden ve yardımcısı olanlar! Hem de Allah'ın elçisi Cebrail bizim aramızdadır. Rûhu'l-Kudüs'ün (Cebrail'in) asla bir dengi yoktur (sizin aranızda)."
Açıklama:
الأَسَدِ الضَّارِبِ بِذَنَبِهِ "Hadisteki aslanın kuyruğu ile dövmesi" anlamında bir teşbih vardır. Aslan öfkelendiğinde nasıl ki kuyruğuyla intikam alrı, saldırırsa, şair Hassan b. Sabit dil ile yapacağı hicvi alanın kuyruğuyla yaptığı saldırıya benzetmiştir. bkz. Kevkebü'l-Vehhâc, 24/84.
كَمَا تُسَلُّ الشَّعَرَةُ مِنَ الْعَجِينِ "hamurdan kıl çekme" deyimi Türkçe'de "tereyağından kıl çekme" olarak kullanılmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6395, /1038
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. Umare b. Gaziyye el-Ensari (Umare b. Gaziyye b. Haris b. Amr b. Gaziyye b. Amr)
5. Said b. Ebu Hilal el-Leysi (Said b. Ebu Hilal)
6. Halid b. Yezid el-Cümehî (Halid b. Yezid)
7. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
8. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
9. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Hitabet, Şiir, okumak/ dinlemek/ ezberlemek
HZ.PEYGAMBER DÖNEMİNDEKİ ARAÇ-GEREÇLER
Sövmek, Küfretmek, ölülere
Söz, yerinde ve yeterince olanı güzeldir
SÖZÜN BÜYÜSÜ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6526, M005874
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ حُجْرٍ قَالُوا حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - وَهُوَ ابْنُ جَعْفَرٍ - عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ عَبْدِى وَأَمَتِى. كُلُّكُمْ عَبِيدُ اللَّهِ وَكُلُّ نِسَائِكُمْ إِمَاءُ اللَّهِ وَلَكِنْ لِيَقُلْ غُلاَمِى وَجَارِيَتِى وَفَتَاىَ وَفَتَاتِى."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail -o, İbn Cafer'dir-, ona Alâ, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Sakın biriniz abd ve eme (köle, kul) tabirlerini kullanmasın. Siz hepiniz Allah'ın kullarısınız. Ancak ğulam, cariye ve feta ifadelerini kullanınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5874, /952
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ عَبْدِى. فَكُلُّكُمْ عَبِيدُ اللَّهِ وَلَكِنْ لِيَقُلْ فَتَاىَ. وَلاَ يَقُلِ الْعَبْدُ رَبِّى. وَلَكِنْ لِيَقُلْ سَيِّدِى."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6527, M005875
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ عَبْدِى. فَكُلُّكُمْ عَبِيدُ اللَّهِ وَلَكِنْ لِيَقُلْ فَتَاىَ. وَلاَ يَقُلِ الْعَبْدُ رَبِّى. وَلَكِنْ لِيَقُلْ سَيِّدِى."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona A'meş, ona Ebû Salih, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Sizden birisi, benim kulum demesin. Zira sizler hepiniz Allah'ın kullarısınız. Fetam desin. Yine köle de (efendisine) Rabbim demesin. Ancak seyyidim desin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5875, /952
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6528, M005876
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ كِلاَهُمَا عَنِ الأَعْمَشِ بِهَذَا الإِسْنَادِ
[عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ عَبْدِى. فَكُلُّكُمْ عَبِيدُ اللَّهِ وَلَكِنْ لِيَقُلْ فَتَاىَ. وَلاَ يَقُلِ الْعَبْدُ رَبِّى. وَلَكِنْ لِيَقُلْ سَيِّدِى."]
وَفِى حَدِيثِهِمَا "وَلاَ يَقُلِ الْعَبْدُ لِسَيِّدِهِ مَوْلاَىَ."
وَزَادَ فِى حَدِيثِ أَبِى مُعَاوِيَةَ "فَإِنَّ مَوْلاَكُمُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Ebu Muaviye; (T)
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Veki', onlara A'meş bu isnadla rivayet etmiştir.
Onların hadisinde; "köle, efendisi için mevla ifadesini kullanmasın" ifadesi de yer almaktadır.
Ebu Muaviye hadisinde; "sizin Mevlanız Allah azze ve celle'dir" ifadesi de yer almaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5876, /952
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُلْ أَحَدُكُمُ اسْقِ رَبَّكَ أَطْعِمْ رَبَّكَ وَضِّئْ رَبَّكَ. وَلاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ رَبِّى. وَلْيَقُلْ سَيِّدِى مَوْلاَىَ وَلاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ عَبْدِى أَمَتِى. وَلْيَقُلْ فَتَاىَ فَتَاتِى غُلاَمِى."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6530, M005877
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُلْ أَحَدُكُمُ اسْقِ رَبَّكَ أَطْعِمْ رَبَّكَ وَضِّئْ رَبَّكَ. وَلاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ رَبِّى. وَلْيَقُلْ سَيِّدِى مَوْلاَىَ وَلاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ عَبْدِى أَمَتِى. وَلْيَقُلْ فَتَاىَ فَتَاتِى غُلاَمِى."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmam b. Münebbih, -bunlar Ebu Hureyre'nin bize Hz. Peygamber'den rivayet ettikleridir- diyerek, bir kaç hadis nakletmiştir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
"Sizden birisi rabbine su ver, rabbini yedir, rabbine ışık tut demesin. Yine sizden birisi rabbim demesin. Ancak seyyidim, mevlam desin. Yine biriniz abdim, emem demesin. Fetam, ğulamım desin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5877, /952
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ كِلاَهُمَا عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسِى. وَلَكِنْ لِيَقُلْ لَقِسَتْ نَفْسِى." هَذَا حَدِيثُ أَبِى كُرَيْبٍ وَقَالَ أَبُو بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَلَمْ يَذْكُرْ "لَكِنْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6531, M005878
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ كِلاَهُمَا عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسِى. وَلَكِنْ لِيَقُلْ لَقِسَتْ نَفْسِى." هَذَا حَدِيثُ أَبِى كُرَيْبٍ وَقَالَ أَبُو بَكْرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. وَلَمْ يَذْكُرْ "لَكِنْ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne; (T)
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, onlara Hişam, ona babası, ona Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Sizden biri nefsim pislendi demesin. Ancak nefsim kötüleşti desin." Bu Ebu Küreyb'in hadisidir. Ebu Bekir ise Hz. Peygamber'den şeklinde rivayet etmiştir ve "ancak" ifadesini kullanmamıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5878, /952
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6532, M005879
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ
[عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ]
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona da Ebu Muaviye bu isnadla rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5879, /953
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ وَحَرْمَلَةُ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسِى. وَلْيَقُلْ لَقِسَتْ نَفْسِى."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6534, M005880
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أَبُو الطَّاهِرِ وَحَرْمَلَةُ قَالاَ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى أُمَامَةَ بْنِ سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ يَقُلْ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسِى. وَلْيَقُلْ لَقِسَتْ نَفْسِى."
Tercemesi:
Bize Ebu Tahir ve Harmele, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Ümame b. Sehl b. Huneyf, ona da babası, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Sizden biri, nefsim pis oldu demesin, nefsim kötüleşti desin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Elfâz mine'l-edeb ve gayrihâ 5880, /953
Senetler:
1. Sehl b. Huneyf el-Ensari (Sehl b. Huneyf b. Vahıb b. Ukeym b. Salebe)
2. Ebu Ümame Es'ad b. Sehl el-Ensarî (Es'ad b. Sehl b. Huneyf b. Vahib)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
KTB, ADAB
Bize Ebu Küreyb, ona Abde b. Süleyman, Abdurrahim ve Muhammed b. Bişr, onlara Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Haya imandandır ve iman da cennettedir. Kötü söz eziyettir ve eziyet de cehennemdedir."
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer'den, Ebu Bekre'den, Ebu Ümâme'den ve İmrân b. Husayn'dan nakilde bulunulmuştur. Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23933, T002009
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ وَعَبْدُ الرَّحِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" الْحَيَاءُ مِنَ الإِيمَانِ وَالإِيمَانُ فِى الْجَنَّةِ وَالْبَذَاءُ مِنَ الْجَفَاءِ وَالْجَفَاءُ فِى النَّارِ "
[ قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَأَبِى بَكْرَةَ وَأَبِى أُمَامَةَ وَعِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .]
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Abde b. Süleyman, Abdurrahim ve Muhammed b. Bişr, onlara Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Haya imandandır ve iman da cennettedir. Kötü söz eziyettir ve eziyet de cehennemdedir."
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer'den, Ebu Bekre'den, Ebu Ümâme'den ve İmrân b. Husayn'dan nakilde bulunulmuştur. Bu, hasen-sahih bir hadistir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 65, 4/365
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Bişr el-Abdî (Muhammed b. Bişr b. Fürâfisa b. Muhtar b. Rudeyh)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Eziyet, müslümanın müslümana
Haya, utanma duygusu imandandır
Müslüman, haya sahibidir