Öneri Formu
Hadis Id, No:
6808, M001902
Hadis:
وَحَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ حَدَّثَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أَقْرَأَنِى جِبْرِيلُ - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - عَلَى حَرْفٍ فَرَاجَعْتُهُ فَلَمْ أَزَلْ أَسْتَزِيدُهُ فَيَزِيدُنِى حَتَّى انْتَهَى إِلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ."
[قَالَ ابْنُ شِهَابٍ بَلَغَنِى أَنَّ تِلْكَ السَّبْعَةَ الأَحْرُفَ إِنَّمَا هِىَ فِى الأَمْرِ الَّذِى يَكُونُ وَاحِدًا لاَ يَخْتَلِفُ فِى حَلاَلٍ وَلاَ حَرَامٍ.]
Tercemesi:
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Cibril (a.s) bana bir harf üzere (Kur'an'ı) okuttu. Ben ona (artırması için) müracaat ettim ve sonunda yedi harfe varıncaya kadar, ben arttırmasını istedikçe o da bana arttırdı."
[İbn Şihab dedi ki: Bana ulaştığına göre o yedi harf, helal ve haram hususunda herhangi bir farklılık göstermeyen ve bir olan husus hakkındadır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1902, /318
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6809, M001903
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ.
Tercemesi:
Bize Abdülhamid, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî de bu isnad ile rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1903, /318
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6811, M001905
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ حَدَّثَنِى إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عِيسَى عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى أَخْبَرَنِى أُبَىُّ بْنُ كَعْبٍ أَنَّهُ
"كَانَ جَالِسًا فِى الْمَسْجِدِ إِذْ دَخَلَ رَجُلٌ فَصَلَّى فَقَرَأَ قِرَاءَةً وَاقْتَصَّ" الْحَدِيثَ بِمِثْلِ حَدِيثِ ابْنِ نُمَيْرٍ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Bişr, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Abdullah b. İsa, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Übey b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre; "mescitte oturmakta iken bir adam içeri girip namaz kıldı ve bir miktar Kur'an okudu" deyip hadisi İbn Nümeyr'in rivayet ettiği gibi rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1905, /318
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6813, M001907
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube bu isnad ile aynı şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1907, /319
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عِيسَى بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ جَدِّهِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ قَالَ كُنْتُ فِى الْمَسْجِدِ فَدَخَلَ رَجُلٌ يُصَلِّى فَقَرَأَ قِرَاءَةً أَنْكَرْتُهَا عَلَيْهِ ثُمَّ دَخَلَ آخَرُ فَقَرَأَ قِرَاءَةً سِوَى قِرَاءَةِ صَاحِبِهِ فَلَمَّا قَضَيْنَا الصَّلاَةَ دَخَلْنَا جَمِيعًا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ إِنَّ هَذَا قَرَأَ قِرَاءَةً أَنْكَرْتُهَا عَلَيْهِ وَدَخَلَ آخَرُ فَقَرَأَ سِوَى قِرَاءَةِ صَاحِبِهِ فَأَمَرَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَرَءَا فَحَسَّنَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم شَأْنَهُمَا فَسُقِطَ فِى نَفْسِى مِنَ التَّكْذِيبِ وَلاَ إِذْ كُنْتُ فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا قَدْ غَشِيَنِى ضَرَبَ فِى صَدْرِى فَفِضْتُ عَرَقًا وَكَأَنَّمَا أَنْظُرُ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَرَقًا فَقَالَ لِى
"يَا أُبَىُّ أُرْسِلَ إِلَىَّ أَنِ اقْرَإِ الْقُرْآنَ عَلَى حَرْفٍ فَرَدَدْتُ إِلَيْهِ أَنْ هَوِّنْ عَلَى أُمَّتِى. فَرَدَّ إِلَىَّ الثَّانِيَةَ اقْرَأْهُ عَلَى حَرْفَيْنِ. فَرَدَدْتُ إِلَيْهِ أَنْ هَوِّنْ عَلَى أُمَّتِى. فَرَدَّ إِلَىَّ الثَّالِثَةَ اقْرَأْهُ عَلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ فَلَكَ بِكُلِّ رَدَّةٍ رَدَدْتُكَهَا مَسْأَلَةٌ تَسْأَلُنِيهَا. فَقُلْتُ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لأُمَّتِى. اللَّهُمَّ اغْفِرْ لأُمَّتِى. وَأَخَّرْتُ الثَّالِثَةَ لِيَوْمٍ يَرْغَبُ إِلَىَّ الْخَلْقُ كُلُّهُمْ حَتَّى إِبْرَاهِيمُ صلى الله عليه وسلم."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6810, M001904
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبِى خَالِدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عِيسَى بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ جَدِّهِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ قَالَ كُنْتُ فِى الْمَسْجِدِ فَدَخَلَ رَجُلٌ يُصَلِّى فَقَرَأَ قِرَاءَةً أَنْكَرْتُهَا عَلَيْهِ ثُمَّ دَخَلَ آخَرُ فَقَرَأَ قِرَاءَةً سِوَى قِرَاءَةِ صَاحِبِهِ فَلَمَّا قَضَيْنَا الصَّلاَةَ دَخَلْنَا جَمِيعًا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ إِنَّ هَذَا قَرَأَ قِرَاءَةً أَنْكَرْتُهَا عَلَيْهِ وَدَخَلَ آخَرُ فَقَرَأَ سِوَى قِرَاءَةِ صَاحِبِهِ فَأَمَرَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَرَءَا فَحَسَّنَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم شَأْنَهُمَا فَسُقِطَ فِى نَفْسِى مِنَ التَّكْذِيبِ وَلاَ إِذْ كُنْتُ فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَلَمَّا رَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا قَدْ غَشِيَنِى ضَرَبَ فِى صَدْرِى فَفِضْتُ عَرَقًا وَكَأَنَّمَا أَنْظُرُ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَرَقًا فَقَالَ لِى
"يَا أُبَىُّ أُرْسِلَ إِلَىَّ أَنِ اقْرَإِ الْقُرْآنَ عَلَى حَرْفٍ فَرَدَدْتُ إِلَيْهِ أَنْ هَوِّنْ عَلَى أُمَّتِى. فَرَدَّ إِلَىَّ الثَّانِيَةَ اقْرَأْهُ عَلَى حَرْفَيْنِ. فَرَدَدْتُ إِلَيْهِ أَنْ هَوِّنْ عَلَى أُمَّتِى. فَرَدَّ إِلَىَّ الثَّالِثَةَ اقْرَأْهُ عَلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ فَلَكَ بِكُلِّ رَدَّةٍ رَدَدْتُكَهَا مَسْأَلَةٌ تَسْأَلُنِيهَا. فَقُلْتُ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لأُمَّتِى. اللَّهُمَّ اغْفِرْ لأُمَّتِى. وَأَخَّرْتُ الثَّالِثَةَ لِيَوْمٍ يَرْغَبُ إِلَىَّ الْخَلْقُ كُلُّهُمْ حَتَّى إِبْرَاهِيمُ صلى الله عليه وسلم."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Abdullah b. İsa b. Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona dedesi Übey b. Ka'b'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Mescitte bulunduğum bir esnada bir adam içeri girip namaz kıldı. Benim bilmediğim bir şekilde Kur'an okudu. Sonra bir başkası içeri girdi, o da öbür arkadaşının kıraati dışında okudu. Namazı bitirdiğimiz vakit hep birlikte Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben; bu adam benim bilmediğim bir surette Kur'an okudu, sonra bir başkası içeri girdi, o da önceki arkadaşının kıraati dışında bir surette okudu dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) her ikisine de okumalarını emretti. İkisi de okudular, Nebi (sav) onların okuyuşlarını güzel buldu. Bu sefer benim içime, cahiliye döneminde bulunduğum zamanları dahi aratacak bir yalanlama hissi uyandı. Rasulullah (sav) beni kaplayan bu hali görünce göğsüme vurdu. Her yanımdan ter boşaldı. Korkudan adeta aziz ve celil Allah'a bakıyormuşum gibi geldi. Bana; "ey Übey! Bana Kur'an'ı bir harf üzere oku diye haber verildi. Ben ümmetime kolaylaştır diyerek ona ilave yapılmasını istedim. Bu sefer bana; iki harf üzere oku diye ikinci bir emir verildi. Ben ona; Ümmetime kolaylık sağla diye karşılık verdim. O da bana üçüncüsünde; yedi harf üzere oku ve benim sana verdiğim her bir cevaba mukabil sana benden bir dilekte bulunma hakkı verdim diye karşılık verdi. Bunun üzerine bende; Allah'ım, ümmetime mağfiret buyur, Allah'ım, ümmetime mağfiret buyur dedim. Üçüncüsünü de İbrahim'e (sa) varıncaya kadar bütün yaratılmışların benden (şefaat) isteyecekleri bir güne sakladım" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1904, /318
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6812, M001906
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ عَنْ شُعْبَةَ ح
وَحَدَّثَنَاهُ ابْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ عِنْدَ أَضَاةِ بَنِى غِفَارٍ - قَالَ - فَأَتَاهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكَ أَنْ تَقْرَأَ أُمَّتُكَ الْقُرْآنَ عَلَى حَرْفٍ. فَقَالَ
"أَسْأَلُ اللَّهَ مُعَافَاتَهُ وَمَغْفِرَتَهُ وَإِنَّ أُمَّتِى لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ." ثُمَّ أَتَاهُ الثَّانِيَةَ فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكَ أَنْ تَقْرَأَ أُمَّتُكَ الْقُرْآنَ عَلَى حَرْفَيْنِ فَقَالَ
"أَسْأَلُ اللَّهَ مُعَافَاتَهُ وَمَغْفِرَتَهُ وَإِنَّ أُمَّتِى لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ." ثُمَّ جَاءَهُ الثَّالِثَةَ فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكَ أَنْ تَقْرَأَ أُمَّتُكَ الْقُرْآنَ عَلَى ثَلاَثَةِ أَحْرُفٍ. فَقَالَ
"أَسْأَلُ اللَّهَ مُعَافَاتَهُ وَمَغْفِرَتَهُ وَإِنَّ أُمَّتِى لاَ تُطِيقُ ذَلِكَ." ثُمَّ جَاءَهُ الرَّابِعَةَ فَقَالَ إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكَ أَنْ تَقْرَأَ أُمَّتُكَ الْقُرْآنَ عَلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ فَأَيُّمَا حَرْفٍ قَرَءُوا عَلَيْهِ فَقَدْ أَصَابُوا.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ğunder, ona Şube; (T)
Bize bunu İbnü'l Müsenna ve İbn Beşşâr, ona İbnü'l Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona el-Hakem, ona Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona Übey b. Ka'b'ın rivayet ettiğine göre Nebi (sav) Gifaroğullarına ait göletin yakınında idi. Ona Cibril (as) gelip; şüphesiz Allah sana ümmetine Kur'an'ı bir harf üzere okumayı öğretmeni emrediyor dedi. Nebi (sav); "Ben Allah'tan esenlik vermesini, mağfirette bulunmasını dilerim, şüphesiz benim ümmetimin buna gücü yetmez, dedim" buyurdu.
Sonra Cebrail ona ikinci defa gelerek: Şüphesiz Allah sana ümmetine Kur'an'ı iki harf üzere okumayı öğretmeyi emrediyor dedi. Nebi (sav); "Ben Allah'tan esenlik vermesini, mağfiret buyurmasını dilerim, hiç şüphesiz benim ümmetimin buna gücü yetmez" buyurdu.
Sonra ona üçüncü defa gelerek: Şüphesiz Allah sana ümmetine Kur'an'ı üç harf üzere okumayı öğretmeni emrediyor dedi. Nebi (sav); "Ben Allah'tan esenlik vermesini, mağfiret buyurmasını dilerim, hiç şüphesiz benim ümmetimin buna gücü yetmez" buyurdu. Sonra ona dördüncü defa gelerek; şüphesiz Allah sana ümmetine Kur'an'ı yedi harf üzere okumalarını öğretmeni emrediyor dedi. O harflerden hangisine göre onu okurlarsa isabet etmiş olurlar dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1906, /318
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6814, M001908
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَابْنُ نُمَيْرٍ جَمِيعًا عَنْ وَكِيعٍ - قَالَ أَبُو بَكْرٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ - عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ
"جَاءَ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ نَهِيكُ بْنُ سِنَانٍ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ فَقَالَ يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ كَيْفَ تَقْرَأُ هَذَا الْحَرْفَ أَلِفًا تَجِدُهُ أَمْ يَاءً مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ أَوْ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ يَاسِنٍ قَالَ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَكُلَّ الْقُرْآنِ قَدْ أَحْصَيْتَ غَيْرَ هَذَا قَالَ إِنِّى لأَقْرَأُ الْمُفَصَّلَ فِى رَكْعَةٍ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ هَذًّا كَهَذِّ الشِّعْرِ إِنَّ أَقْوَامًا يَقْرَءُونَ الْقُرْآنَ لاَ يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ وَلَكِنْ إِذَا وَقَعَ فِى الْقَلْبِ فَرَسَخَ فِيهِ نَفَعَ إِنَّ أَفْضَلَ الصَّلاَةِ الرُّكُوعُ وَالسُّجُودُ إِنِّى لأَعْلَمُ النَّظَائِرَ الَّتِى كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرُنُ بَيْنَهُنَّ سُورَتَيْنِ فِى كُلِّ رَكْعَةٍ. ثُمَّ قَامَ عَبْدُ اللَّهِ فَدَخَلَ عَلْقَمَةُ فِى إِثْرِهِ ثُمَّ خَرَجَ فَقَالَ قَدْ أَخْبَرَنِى بِهَا."
[قَالَ ابْنُ نُمَيْرٍ فِى رِوَايَتِهِ جَاءَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى بَجِيلَةَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ وَلَمْ يَقُلْ نَهِيكُ بْنُ سِنَانٍ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Nümeyr, o ikisine Veki', –Ebu Bekir dedi ki: Bize Veki', ona el-A'meş, ona Ebu Vâil rivayetle dedi ki:
"Nehîk b. Sinan denilen bir adam Abdullah'a gelerek; ey Abdurrahman'ın babası: Sen; kokuşmayan bir sudan buyruğunu nasıl okursun. Bunu (مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ) şeklinde elif ile mi yoksa (مِنْ مَاءٍ غَيْرِ يَاسِنٍ) şeklinde ye harfi ile mi yazılı olduğunu görüyorsun? Abdullah dedi ki: Sen bunun dışında Kur'an'ın hepsini iyiden iyiye bellemiş misin yoksa? Adam; ben mufassal bölümü surelerini bir rekâtta okuyorum. Abdullah; böyle süratli bir şekilde şiir okurcasına mı? Şüphesiz (ileride) Kur'an'ı okumakla birlikte gırtlaklarından aşağı inmeyen kimseler gelecektir. Ama Kur'an kalbe düşüp içinde iyice yer etti mi, o zaman fayda verir. Şüphesiz, namazın en faziletlisi rükû ve sücudu iledir. Ben Rasulullah'ın (sav) beraber okuduğu nezâir (benzeşen) sureleri bilirim. Her bir rekâtta bunlardan iki sure okurdu. Sonra Abdullah kalktı, Alkame de hemen arkasından içeri girdi, sonra dışarı çıktı ve o bana bunu haber verdi dedi.
[İbn Numeyr rivayetinde Becile oğullarından bir adam Abdullah'ın yanına geldi, demiş olmakla birlikte Nehîk b. Sinan ismini zikretmedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1908, /319
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Kur'an, okuyup anlamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6815, M001909
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ يُقَالُ لَهُ نَهِيكُ بْنُ سِنَانٍ. بِمِثْلِ حَدِيثِ وَكِيعٍ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ
"فَجَاءَ عَلْقَمَةُ لِيَدْخُلَ عَلَيْهِ فَقُلْنَا لَهُ سَلْهُ عَنِ النَّظَائِرِ الَّتِى كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَأُ بِهَا فِى رَكْعَةٍ فَدَخَلَ عَلَيْهِ فَسَأَلَهُ."
[ثُمَّ خَرَجَ عَلَيْنَا فَقَالَ عِشْرُونَ سُورَةً مِنَ الْمُفَصَّلِ فِى تَأْلِيفِ عَبْدِ اللَّهِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Vâil'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Nehîk b. Sinan denilen bir adam Abdullah'ın yanına geldi, sonra hadisi Veki'in rivayet ettiği gibi rivayet etmekle birlikte şunları da söyledi: Alkame gelip onun huzuruna girmek isteyince biz ona Rasulullah'ın (sav) bir tek rekâtta birlikte okuduğu benzer surelere dair ona soru sor dedik. O da onun yanına girip ona sordu."
[Sonra çıkıp yanımıza gelerek: Bunlar Abdullah'ın telifi (olan Mushaf)a göre Mufassal bölümünden yirmi suredir dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1909, /319
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Kur'an, okuyup anlamak
Namaz, kıraat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6822, M001916
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَأَبُو كُرَيْبٍ - وَاللَّفْظُ لأَبِى بَكْرٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ قَالَ قَدِمْنَا الشَّامَ فَأَتَانَا أَبُو الدَّرْدَاءِ فَقَالَ أَفِيكُمْ أَحَدٌ يَقْرَأُ عَلَى قِرَاءَةِ عَبْدِ اللَّهِ فَقُلْتُ نَعَمْ أَنَا. قَالَ فَكَيْفَ سَمِعْتَ عَبْدَ اللَّهِ يَقْرَأُ هَذِهِ الآيَةَ "(وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى)" قَالَ سَمِعْتُهُ يَقْرَأُ "(وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى* وَالذَّكَرِ وَالأُنْثَى)" قَالَ وَأَنَا وَاللَّهِ هَكَذَا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَؤُهَا وَلَكِنْ هَؤُلاَءِ يُرِيدُونَ أَنْ أَقْرَأَ وَمَا خَلَقَ. فَلاَ أُتَابِعُهُمْ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb –lafız Ebu Bekir'e ait olmak üzere-, onlara Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Şam'a geldik, Ebu Derda yanımıza gelerek; aranızda Abdullah'ın kıraati ile okuyan kimse var mı? dedi. Ben; evet, ben okurum dedim. O; sen Abdullah'ı şu: "ve’l-leyli izâ yağşâ" ayetini nasıl okuduğunu dinlemiştin? dedi. Ben dedim ki: Ben onu: "ve’l-leyli izâ yağşâ ve’z-zekeri ve’l-ünsâ" diye okurken dinlemiştim, dedim. O dedi ki: Ben de Allah'a yemin olsun ki Rasulullah'ı (sav) bunu böylece okurken dinlemiştim, fakat bunlar benim: "ve mâ halak" şeklinde okumamı istiyorlar, bense onlara uymuyorum dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1916, /320
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6823, M001917
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ
"أَتَى عَلْقَمَةُ الشَّامَ فَدَخَلَ مَسْجِدًا فَصَلَّى فِيهِ ثُمَّ قَامَ إِلَى حَلْقَةٍ فَجَلَسَ فِيهَا - قَالَ - فَجَاءَ رَجُلٌ فَعَرَفْتُ فِيهِ تَحَوُّشَ الْقَوْمِ وَهَيْئَتَهُمْ. قَالَ فَجَلَسَ إِلَى جَنْبِى ثُمَّ قَالَ أَتَحْفَظُ كَمَا كَانَ عَبْدُ اللَّهِ يَقْرَأُ." فَذَكَرَ بِمِثْلِهِ.
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Muğîra, ona da İbrahim'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Alkame Şam’a geldi, bir mescide girip orada namaz kıldıktan sonra kalkıp bir ders halkasına oturdu, derken bir adam geldi, orada bulunanların, ondan çekindiklerini ve ona karşı farklı bir tutum takındıklarını gördüm, sonra gelip benim yanıma oturdu ve dedi ki: Abdullah’ın okuduğu şekilde kıraati bellemiş misin? dedi" ve hadisi aynen zikretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salâtu'l-müsâfirîn ve Kasruhâ 1917, /320
Senetler:
()
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'ân, kıraat farklılıkları