188 Kayıt Bulundu.
Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid (b. Abdullah), ona Humeyd el-A'rec, ona Muhammed b. Münkedir, Cabir b. Abdullah'tan (ra) rivayet ettiğine göre, içimizde Arab da Acem de bulunduğu halde Kur'ân okurken Rasulullah (sav) yanımıza geldi: "Okuyunuz, (bu okuyuşlarınızın) hepsi de güzeldir. (İleride öyle) kavimler gelecektir ki, onu ok gibi dosdoğru okuyacaklar (ama karşılığını peşin olarak) dünyada alacaklar, (ahirete) bırakmayacaklardır," buyurmuştur."
Bize Ahmed b. Hanbel ve Ahmed b. Abde, o ikisine Süfyan, ona Amr, ona Ata -İbn Hanbel der ki: Ben tam anlayamadım, acaba Amr hadisi Atâ'dan mı yoksa bir başkasından mı aldı-, ona Safvân b. Ya'lâ, ona da babası (Ya'lâ b. Ümeyye) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'i (sav), minberde "cehennemlikler: Ey Malik! diye çağrışacaklar" (Zuhruf, 77) ayetini okurken işittim. Ebu Davud der ki: Yani "يَا مَالِكُ" kelimesini terhimsiz (kaf harfini düşürmeden "مَالِكُ" şeklinde) okumuştur.
Bize Yahya b. Cafer, ona Yezîd; (T) Bize Ebu Velîd ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti, mescide girip iki rekat namaz kıldı ve “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan, yani Ebu Huzeyfe, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde Allah'ın, (şeytandan) kurtardığı kimse, yani Ammâr, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) misvakının ve yastığının sahibi, yani İbn Mes'ud, sizin içinizde -sizden- değil mi? Abdullah "ve'l-leyli izâ yağşâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Alkame “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" diye okuyor” dedi. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten şüphe ettireceklerdi” dedi .
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm'i Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde ba sureyi okumayı sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin okuduğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasûlullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi. Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.
Bize Ahmed b. Hanbel ve Ahmed b. Abde, o ikisine Süfyan, ona Amr, ona Ata -İbn Hanbel der ki: Ben tam anlayamadım, acaba Amr hadisi Atâ'dan mı yoksa bir başkasından mı aldı-, ona Safvân b. Ya'lâ, ona da babası (Ya'lâ b. Ümeyye) şöyle demiştir: Ben Hz. Peygamber'i (sav), minberde "cehennemlikler: Ey Malik! diye çağrışacaklar" (Zuhruf, 77) ayetini okurken işittim. Ebu Davud der ki: Yani "يَا مَالِكُ" kelimesini terhimsiz (kaf harfini düşürmeden "مَالِكُ" şeklinde) okumuştur.
Bize Yahya b. Cafer, ona Yezîd; (T) Bize Ebu Velîd ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir: Alkame Şam'a gitti, mescide girip iki rekat namaz kıldı ve “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan, yani Ebu Huzeyfe, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde Allah'ın, (şeytandan) kurtardığı kimse, yani Ammâr, sizin içinizde -sizden- değil mi? Peygamber'in (sav) misvakının ve yastığının sahibi, yani İbn Mes'ud, sizin içinizde -sizden- değil mi? Abdullah "ve'l-leyli izâ yağşâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Alkame “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" diye okuyor” dedi. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten şüphe ettireceklerdi” dedi .