188 Kayıt Bulundu.
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona el-Esved, ona da Abdullah'tan rivayet olunduğuna göre; Hz. Peygamber (sav) "(öğüt alan yok mudur?)" (73) mealindeki ayet-i kerimeyi (dal hafini) şeddeli olarak okumuştur. [Ebu Davud dedi ki: "مُدَّكِرٍ" kelimesinde mim ötreli, dal üstünlü, kaf da esrelidir."]
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuştur.
Bize Nasr b. Ali b. Nasr, ona Ebu Ahmed, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona Esved b. Yezîd, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini], "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Hâlid b. Yezîd, ona İsrâîl, ona Ebu İshâk, ona Esved, ona da Abdullah şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber'i (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okurken işittim."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Mahmud b. Ğaylân, Şu'be, ona Ebu Ahmed, ona Süfyân, ona Ebu İshâk, ona Esved, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl) ile okudu."
Açıklama: Bu hadiste Kur’ân-ı Kerîm’in 54. sûresi olan Kamer Sûresi’nin 17. ayetine dair Hz. Peygamber’in (sav) kıraatindeki farklılığa işaret edilmiştir. İlgili ayetin meali şöyle: “Andolsun ki biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?” Hz. Peygamber (sav) ilgili ayetteki ﴿فَهَلْ مِنْ مُدَّكِرٍ﴾ ibaresindeki “مُدَّكِرٍ” kelimesini (dâl) harfiyle okumuş; ancak Abdullah b. Mes‘ûd ilgili kelimesi yani “مُدَّكِرٍ”i (zâl) ile okudu. Onun bu okuyuşuna yönelik Hz. Peygamber (sav) bir uyarıda bulunmamıştır. Bu farklı okuyuşlar, Kur’ân-ı Kerîm’in "Yedi Harf” yani el-Ahrufü’s-Seb‘a üzere nazil olduğunu ifade etmektedir.
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, İbnü’l Müsennâ'ya Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona el-Esved, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav), [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl harfi) ile okudu."
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, İbnü’l Müsennâ'ya Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona el-Esved, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav), [Kamer Sûresi’nin 17. ayetini] "Fe-hel min müddekir" şeklinde (dâl harfi) ile okudu."
Bize Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şekîk b. Seleme'nin söylediğine göre Becile oğullarından Nehîk b. Sinan denilen bir adam Abdullah b. Mesud'a gelerek: Ey Abdurrahman'ın babası; sen, (Muhammed suresi 15. ayetteki) 'Bozulmayan su (ırmakları)' ayetini nasıl okuyorsun. Bunu (مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ) şeklinde 'elif harfi' ile mi yoksa (مِنْ مَاءٍ غَيْرِ يَاسِنٍ) şeklinde 'ya harfi' ile mi? Abdullah dedi ki: Sen bunun dışında Kur'an'ın hepsini iyice biliyor musun? Adam: Ben mufassal bölümü surelerini bir rekatta okuyorum. Abdullah: Şiir okur gibi mi? Muhakkak rükû ve secdelerinin iyice yapıldığı namaz en güzel namazlardandır. Şüphesiz (ileride) Kur'an'ı okumakla birlikte gırtlaklarından aşağı inmeyen topluluklar gelecektir. Ama Kur'an okunup kalbin içine iyice nüfuz ettiğinde fayda verir. Ben Hz. Peygamber'in (sav) birbirine benzeyen sureleri beraber okuduğunu bilirim. Her bir rekatta bunlardan iki sure okurdu. Sonra Abdullah kalktı ve içeri girdi. Derken Alkame gelip onun huzuruna girmek isteyince Alkame'den rica ederek 'Resulullah'ın (sav) bir rekatta birlikte okuduğu benzer surelere dair ona soru sor' dedik. O soru sormak için içeri girdi. Sonra dışarı çıkarak yanımıza geldi ve bunlar (yani Hz. Peygamber'in bir rekatta birlikte okuduğu sureler) Abdullah b. Mesud'un tertip ettiği Mushafın ilk bölümündeki uzun surelerden yirmi suredir, dedi.