507 Kayıt Bulundu.
Bize El-Hüseyn b. Mansûr, ona Ebû Üsâme, ona Ebû Gıfâr el-Müsennâ b. Sa'd et-Tâî, ona Avn b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdülaziz'e şöyle dedim: 'Hz. Peygamber'in ashabından birisi bana rivayet etti ki' Ömer o kişiyi hemen tanıdı. Sonra şöyle dedim: Bana (bu sahâbînin) anlattığına göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Haya, iffet ve dilin acizliği- kalbinki değil- ve anlayış sahibi olmak imandandır. Bunlar ahirette (mükafatı) artıran, dünyada ise (dünyalığı) azaltan şeylerdir. (Ancak) Ahirette artırdıkları şeyler (dünyada azalttıklarından) daha çoktur. Edepsizce konuşma, kabalık ve hırsdan doğan aşırı cimrilik ise nifaktandır (bir münafığın özellikleridir). Bunlar dünyada (dünyalığı) artıran, ahirette ise (mükafatı) azaltan şeylerdir. (Ancak) Ahirette azalttıkları şeyler (dünyada arttırdıklarından) daha çoktur."
Açıklama: Hadiste "imandandır" ifadesiyle anılan özellikler (haya, iffet gibi) bir mümine yakışan özelliklerdir. "nifaktandır" ifadesiyle anılan özellikler (kabalık, aşırı cimrilik gibi) ise bir münafığın sergileyeceği özelliklerdir. Hadis, bu sıfatları taşıyanların itikâdî anlamda mümin ya da münafık olacakları anlamını taşımamakla beraber müminleri sayılan ahlâkî konularda daha dikkatli olmaya çağırmaktadır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail b. Ebu Halid ona da Amir şöyle rivayet etti: Bir adam, Abdullah b. Amr'ın yanında birileri varken yanına gelip oturdu ve Hz. Peygamber'den işittiğin bir şeyi bana rivayet et dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim dedi: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) diğer müslümanların güvende olduğu kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir."
Bize Ebu Nuaym, ona Zekeriya, ona Şa'bî, ona da Abdullah b. Amr Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende oldukları kimsedir."
Siz, Allah'ın size haklarında hiçbir hüküm indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaktan korkmazken, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım! Şimdi biliyorsanız (söyleyin), iki guruptan hangisi güvende olmaya daha lâyıktır?"
Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.
Fakat Peygamber ve onunla beraber inananlar, mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler. İşte bütün hayırlar onlarındır ve onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir.
Onlara âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman (öldükten sonra) bize kavuşmayı beklemeyenler: Ya bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir! dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, bana vahyolunandan başkasına uymam. Çünkü Rabbime isyan edersem elbette büyük günün azabından korkarım.
Bize Yahya b. Eyyûb, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, -lafız, Yahya'ya aittir- onlara İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'Ağaçlardan bir ağaç vardır ki yaprağı hiç düşmeyip müminin kimsenin hâli gibidir! Onun ne olduğunu bana söyleyin' buyurdu. İnsanlar çöllerdeki ağaçları düşünmeye başladılar. (Abdullah b. Ömer) Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geliverdi. Ama utandım ve söz alıp konuşamadım!' dedi. Meclistekiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu bize sen söyle' dediler. Nebî (sav), 'O, hurma ağacıdır' dedi." [Abdullah, bunu babam Ömer'e bildirdiğimde 'Onun hurma ağacı olduğunu söylemen, şunun ve şunun benim olmasından bana daha sevimli gelirdi' dedi.]
İnanıp da imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.