153 Kayıt Bulundu.
Semûd kavmine de kardeşleri Sâlih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O'ndan mağfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.
Bize Hafız Muhammed b. Abdullah , ona Ebu Sehl Ahmed b. Muhammed b. Abdullah b. Ziyad el-Kattan Bağdat'ta, ona Muhammed b. Cehm es-Simmerî, ona Cafer b. Avn, ona Ebu İshak Süleyman eş-Şeybanî, ona Eş'as b. Ebu Şa'sa, ona da Muaviye b. Suveyd, Bera b. Azib'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. (Rasulullah (sav) bize) Hasta ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, selamı yaymayı, davet edene (çağırdığı yere) gitmeyi, aksırana rahmet dilemeyi ('yerhamükallah (Allah sana rahmet etsin)' demeyi), mazluma yardım etmeyi ve yemini yerine getirmeyi [birisi 'yemin ederim ki, sen bunu yapacaksın/yapmalısın' dediğinde sırf onun yeminini boşa çıkarmamak için o işi yapmayı] emretti. Gümüş kaplardan (bir şey) içmeyi, nitekim dünyada gümüş kaptan bir şey içen ahirette onlardan bir şey içemeyecektir, altın yüzük takmayı, binek hayvanlarının (eyer ve palanlarının üzerindeki) ipek minderlerine oturmayı, ipek şeritli pamuk kumaştan, ipekten, atlastan ve kalın atlastan yapılan elbiseleri giymeyi de bize yasakladı."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsame, ona el-'Ameş, ona Amr b. Mürra, ona Said b. Müseyyeb, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "En yakın akrabalarını ve onlardan sana en sevimli olanları uyar" ayeti indiğinde Rasulullah (sav) çıkıp Safa Tepesi'ne tırmanıp "baskın var!" diye seslendi. “Seslenen de kim?” dediler. “Muhammed” dediler ve Hz. Peygamber'in (sav) yanına toplandılar. Hz. Peygamber (sav) "ey falanca oğulları, filanca oğulları, falan oğulları, ey Abdümenâf oğulları, ey Abdülmuttalib oğulları!" dedi. Yanına geldiler. Nebî (sav) " şu dağın eteğinden süvarilerin çıkıp (baskın vermek üzere geldiğini) size haber versem beni doğrular mısınız?" buyurdu. “Senin yalan söylediğini görmedik” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ben sizleri pek yakın olan şiddetli bir azap ile uyarıyorum!" buyurdu. Ebu Leheb; “kahrolasıca! Bizi bunun için mi topladın” dedikten sonra kalkıp gitti. Ardından bu (Tebbet) Suresi "Ebu Leheb'in eli kurusun! Nitekim kurudu da!" indi. A'meş, sureyi sonuna kadar okudu.
Açıklama: "En yakın akrabalarını ve onlardan sana en sevimli olanları uyar" ifadesi için bk. Vellevî, Zehîratü'l-'ukbâ, V, 441.
Onlara (müşriklere): Allah'ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, "Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız" dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Salim, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Peygamber (sav) Hâlid b. Velîd'i -sanıyorum- Cezîme oğulları kabilesi üzerine gönderdi ve onları İslam'a davet etti. Onlar “Müslüman olduk (أَسْلَمْنَا)” kelimesini iyi söyleyemedikleri için (Müslüman olduklarını ifade etmek üzere, şirki kast ederek) “biz dinden çıktık, biz dinden çıktık (صَبَأْنَا صَبَأْنَا)” demeye başladılar. Ancak Hâlid (dediklerini anlamadığı için) bunlardan bir kısmını öldürmeğe, bir kısmını da esir etmeye başladı ve her birimize esirini verdi. Ertesi sabah olunca bize esirlerimizi öldürmemizi emretti. İbn Ömer der ki: Bunun üzerine ben “Vallahi ben ve arkadaşlarımdan hiçbiri esirini öldürmeyecek” dedim. Hz. Peygamber'e (sav) gelip Halid'in yaptığını anlattılar. Hz. Peygamber ellerini kaldırıp iki defa "Allah'ım, ben Halid b. Velîd'in işlediği bu cürümden beri olduğumu sana bildiriyorum" buyurdu.
Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!
(Benim yaptığım) ancak Allah katından olanı, O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır.