117 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Halid, ona Humeyd, ona Sabit, ona da Enes şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) kolları iki kişinin omzunda onlara dayanarak ilerleyen bir ihtiyara rastladı ve 'Buna ne oldu?' diye sordu. Onlar da 'Ey Allah'ın Rasulü! (Kabe'ye) yürüyerek gitmek için adak adadı' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ın bu adamın kendisine eziyet etmesine ihtiyacı yoktur' dedi ve ona (bir bineğe) binmesini emretti."
Bize Muhammed b. Rafi, ona Yahya b. Adem, ona Mufaddal;(T) Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Abdurrahman, ona Süfyan, onlara Mansur'un İbn Ömer'den aktardığı bu isnadla Cerir'in hadisine benzer şekilde rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Said b. Ebu Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Ebu Hayr, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî "Kız kardeşim bir adak adamıştı" diyerek Mufaddal'ın şu hadisinin bir benzerini rivayet etmiştir. Ukbe bu rivayetinde yalın ayak" sözcüğünü zikretmemiş buna mukabil "Ebu Hayr Ukbe'nin yanından ayrılmazdı" cümlesini eklemiştir.
Bize Muhammed b. Hatim ve İbn Ebu Halef, o ikisine Ravh b. Ubade, ona İbn Cüreyc, ona Yahya b. Eyyüb, ona Yezid b. Ebu Habib bu isnad ile bu hadisi Abdurrezzak'ın hadisine benzer şeklide rivayet etmiştir.
Bize Harun b. Said el-Eylî, Yunus b. Abdula'la ve Ahmed b. İsa, onlara İbn Vehb, ona Amr b. Haris, ona Ka'b b. Alkame, ona Abdurrahman b. Şimase, ona Ebu Hayr, ona da Ukbe b. Âmir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Adağın kefareti, yemin kefaretiyle aynıdır."
Bize İshak b. Musa, ona Süfyan, ona Eyyüb, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer, Cahiliyye dönemindeyken bir günlük itikafa gireceğine dair bir adak adamıştı. Bunu Rasulullah'a (sav) sordu. Rasulullah da (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti."
Bize Ahmed b. Abdullah b. Hakem, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ubeydullah, ona Nafi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Ömer, Cahiliyye dönemindeyken bir günlük itikafa gireceğine dair bir adak adamıştı. Bunu Rasulullah'a (sav) sordu. Rasulullah da (sav) ona adağını yerine getirmesini emretti."
Bize Ebu Said Eşec, ona Ebu Üsame;(T) Bize Muhammed b. Müsenna (b. Ubeyd b. Kays b. Dinar), ona Abdülvehhab (b. Abdülmecid es-Sekafî);(T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Ala ve İshak b. İbrahim, onlara Hafs b. Ğıyas;(T) Bize Muhammed b. Amr b. Cebele b. Ebu Ravvad, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, onlara Ubeydullah, ona da İbn Ömer'in bu hadis rivayet etmiştir. Bu raviler arasında sadece Hafs bu rivayeti Hz. Ömer'e isnad etmiştir. Ebu Üsame ve es-Sekafî'nin rivayet ettiği hadislerde geceleyin itikafa girmekten söz edilmektedir. Şube'nin rivayet ettiği hadiste de Ömer'in bir geceliğine itikafa girmeyi adadığı ifade edilmektedir. Hafs'ın rivayet ettiği hadiste ise gece veya gündüz kaydı bulunmamaktadır.
Malik der ki: Süleyman b. Yesar'dan (yukarıdakine) benzer görüş bana ulaştı. Yine Malik der ki: Vefat eden bir kimse köle azad etmeyi veya oruç tutmayı yahut sadaka vermeyi ya da deve kurban etmeyi adamış ve bu adaklarının kendisi adına mirasından yerine getirilmesini vasiyet etmiş ise önce malının üçte birinden sadaka ve deve kurbanı adağı yerine getirilir. Bu iki vasiyet -benzeri olanlar dışında- diğer vasiyetlerden önce gerçekleştirilir. Çünkü kendisine vacip olan adak vb. şeyler, vacip olmayan nafileler gibi değildir. Bu sebeple nafile olanlar, mirasın tamamından değil üçte birlik kısmından gerçekleştirilir. Eğer mirasın tamamından bu adakları yerine getirmek caiz olsaydı ölecek olan kimse, bu adaklar gibi üzerine vacip olan tüm yükümlülükleri ölüm anına kadar geciktirebilir ve miras varislerin olunca kendisi adına başka bir kimsenin yerine getirmediği bu türden yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilirdi. Şayet bunu yapmak ona caiz olsaydı adak vb. yükümlülüklerini geciktirebilir, ölüm anında bu yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilir ve bunların karşılanması için gereken miktar mirasın tamamına karşılık gelebilirdi. Halbuki onun böyle bir şeyi yapmaya hakkı yoktur.
Bize Ebu Velid et-Tayalisî, ona Hemmam, ona Katade, ona İkrime, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: "Ukbe'nin kız kardeşi kendisini Kabe'ye yürüyerek gitmek için adamıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Allah onun adağına muhtaç değildir. O bir bineğe binsin ve (kefaret olarak da) bir hedy kurbanı göndersin' buyurdu."