Giriş

Bize Zeyd b. Hubâb, ona Hüseyin, ona Abdullah b. Büreyde, ona da babası (Büreyde el-Eslemî) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) gazvelerinden birinden döndüğü sırada, siyahî bir cariye, gelip 'Ben, Allah seni selâmetle geri döndürürse, senin yanında def çalacağıma dair adakta bulunmuştum' dedi. Rasulullah (sav) 'Eğer bunu gerçekten adadıysan yap, ama adamamış isen yapma' buyurdu. Bunun üzerine kadın def çalmaya başladı. İçeriye Hz. Ebu Bekir girdi, kadın hâlâ def çalıyordu. Başka kimseler girdi ama kadın yine def çalmaya devam etti. Sonra Hz. Ömer içeri girdi. Kadın hemen defini arkasına sakladı ve başını örtüsüyle örttü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ey Ömer! Şüphesiz şeytan senden korkar. Ben burada oturuyorum, bunlar içeri girdiler, (kadın) hiçbir şey yapmadı, fakat sen girince (bu şekilde) davrandı' buyurdu."


Açıklama: Hadisin isnadı kavidir.

    Öneri Formu
73355 HM023377 İbn Hanbel, V, 353

Bize Ahmed b. Yusuf, ona Ubeydullah, ona Süfyan, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Adak adamak, insanoğluna, kaderinde var olandan başka bir şey getirmez. Kendisine takdir edilen kader ona galip gelir. Ancak adak sayesinde cimri kimseden bir mal çıkarılır. Daha önceden kendisine kolay olmayan (infak etmek), adak sebebiyle kolay hale gelir. Halbuki Allah 'İnfak et ki, Ben de sana infak edeyim' buyurmuştur."


    Öneri Formu
22690 İM002123 İbn Mâce, Kefaret, 15

Bize Yakub b. Humeyd b. Kasib, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir ihtiyarın, iki oğlunun arasında (onlara dayanarak) yürüdüğünü gördü ve 'Buna ne oldu?" diye sordu. Oğulları da 'Ey Allah'ın Rasulü! (Bu babamızın Kâbe'ye kadar yürümek üzere adadığı) bir adaktır' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Ey ihtiyar! Bir bineğe bin. Zira Allah senden ve adadığından zengindir' buyurdu."


    Öneri Formu
22705 İM002135 İbn Mâce, Kefaret, 20

Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Halid, ona İbn Cüreyc, ona Süleyman el-Ahvel, ona Tavus, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) birini iple bağlayıp götüren bir adama rastladı ve uzanıp ipi kopardı. Bunun üzerine (ipi çeken adam) bunun bir adak olduğunu söyledi."


    Öneri Formu
28617 N003841 Nesai, Eymân ve Nuzûr, 30

Bize Said b. Mansur, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona (Abdurrahman b. Hürmüz) el-A'rec, ona da Ebu Hureyre (ed-Devsî) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) iki oğlunun arasında onlara dayanarak ilerleyen bir ihtiyara rastladı ve: "Bu ihtiyara ne oldu" diye sordu. Oğulları da: " (Kabe'ye) Yürümeye adak adadı" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Bir bineğe bin. Zira Allah senden ve adadığından zengindir."


    Öneri Formu
43747 DM002381 Darimi, Nüzur ve Eyman, 2

Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Hz. Peygamber'in eşi Aişe'nin ana bir erkek kardeşinin oğlu Avf b. Malik b. et-Tufeyl b. Haris şöyle demiştir: "Satış ya da hediye yoluyla, Hz. Aişe'nin verdiği bir şeyden dolayı, Abdullah b. Zübeyir'in 'O, ya bundan vazgeçer ya da ben ona bunu yasaklarım' dediği Hz. Aişe'ye iletildi. Bunun üzerine Aişe 'Abdullah böyle mi söyledi?' diye sordu. Oradakiler 'Evet' dediler. Aişe 'Öyleyse, Abdullah b. Zübeyir ile ebediyen konuşmamak da benim adağım olsun' dedi. Bu küslük uzun sürünce (Abdullah b. Zübeyir barışmak istedi) fakat Aişe 'Allah'a yemin olsun ki, hayır asla aracı kabul etmem ve dağımı bozmam' dedi. Küslük iyice uzayınca, Abdullah b. Zübeyir, Zühre oğullarından Misver b. Mahreme ile Abdurrahman b. Esved b. Abdüyeğus ile konuştu ve onlara 'Allah rızası için sizden, beni muhakkak Aişe'nin huzuruna götürmenizi istirham ediyorum. Zira Aişe'nin, hala daha benimle küs kalmak üzere adağını sürdürmesi, ona helal değildir' dedi. Bunun üzerine Misver ve Abdurrahman örtülerine bürünerek (yanlarına Abdullah'ı da alıp) Aişe'nin yanına varıp içeri girmek üzere 'Allah'ın selamı ve bereketi senin üzerine olsun. Huzuruna gelebilir miyiz?' diyerek izin istediler. Aişe de 'Geliniz' diye izin verdi. Onlar 'Hepimiz mi gelelim?' dediklerinde, Aişe 'Evet, hepiniz geliniz' dedi. Aişe onların yanında Abdullah b. Zübeyir'in olduğunu bilmiyordu. Onlar içeri girerken Abdullah b. Zübeyir de onlarla birlikte girdi. Aişe'ye sarıldı, ondan kendisini affetmesini istemeye ve ağlamaya başladı. Bu arada Misver ve Abdurrahman ısrarla Aişe'den onunla konuşmasını ve onu affetmesini talep ederek 'Rasulullah (sav) senin yapmış olduğun bu ayrılığı yasaklayıp 'Şüphesiz bir Müslümanın, mümin bir kardeşine üç geceden fazla küsmesi helal olmaz' buyurmuştur' dediler. Onlar Aişe'ye (bu hadisi) hatırlatarak baskı ve ısrarlarını arttırdıkça, Aişe de onlara yeminini hatırlatmaya ve ağlayarak 'Ben onunla konuşmayacağıma dair kendimi Allah'a çok ağrı bir yemin ettim' demeye devam etti. Ancak onlar Abdullah b. Zübeyir ile konuşuncaya kadar ısrar ettiler. Nihayet Aişe, İbn Zübeyir ile konuştu ve yeminin kefareti olarak kırk tane köleyi azat etti. Bundan sonra da devamlı bu yeminini anar ve gözyaşları başörtüsünü ıslatıncaya kadar ağlardı."


    Öneri Formu
20589 B006075 Buhari, Edeb, 62

Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona Atâ b. Sâib, ona da Ebu Abdurrahman es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Bir adamın annesi veya babası [Şu'be –yahut her ikisi– demiştir] ona hanımını boşamasını emretti. Adam da bu talep karşısında (eğer karımı boşarsam) yüz köle azat olsun diye adak adadı. Adam bunun hükmünü sormak üzere Ebu Derdâ'ya geldi. Ebu Derdâ o sırada kuşluk namazı kılıyor ve namazını uzattıkça uzatıyordu. Hatta öğle ile ikindi arasında da namaz kıldı. Sonra adam meseleyi ona sordu, Ebu Derdâ da şöyle dedi: Adağını yerine getir, ve anne-babana iyilik et (dediklerini yap). Zira ben Rasulullah'ın (sav) 'Baba, cennetin orta kapısıdır' buyurduğunu duydum. Sen artık ister (o kapıyı) koru, istersen terk et."


    Öneri Formu
69979 HM022060 İbn Hanbel, V, 197