Öneri Formu
Hadis Id, No:
8055, M006491
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ سَلَمَةَ - عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ خَيْرَ التَّابِعِينَ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ أُوَيْسٌ وَلَهُ وَالِدَةٌ وَكَانَ بِهِ بَيَاضٌ فَمُرُوهُ فَلْيَسْتَغْفِرْ لَكُمْ ».
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Affân b. Müslim, ona Hammâd -b. Seleme- ona Saîd el-Cüreyrî bu isnatla Ömer b. el-Hattâb'dan (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu duydum: "Tabîûnun en hayırlısı Üveys adında bir adamdır. Onun baktığı bir annesi vardı. Alaca hastalığı vardı. Ona söyleyin de sizin için istiğfar etsin".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6491, /1055
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Yüseyr b. Amr eş-Şeybânî (Üseyr b. Amr b. Seyyâr)
3. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
7. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Dua, Hz. Peygamber'den dua, istiğfar istenmesi
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Tarihsel şahsiyetler, Veysel Karânî
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275082, M006491-2
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ سَلَمَةَ - عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ قَالَ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « إِنَّ خَيْرَ التَّابِعِينَ رَجُلٌ يُقَالُ لَهُ أُوَيْسٌ وَلَهُ وَالِدَةٌ وَكَانَ بِهِ بَيَاضٌ فَمُرُوهُ فَلْيَسْتَغْفِرْ لَكُمْ ».
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsennâ, onlara Affân b. Müslim, ona Hammâd -b. Seleme- ona Saîd el-Cüreyrî bu isnatla Ömer b. el-Hattâb'dan (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu duydum: "Tabîûnun en hayırlısı Üveys adında bir adamdır. Onun baktığı bir annesi vardı. Alaca hastalığı vardı. Ona söyleyin de sizin için istiğfar etsin".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6491, /1055
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Yüseyr b. Amr eş-Şeybânî (Üseyr b. Amr b. Seyyâr)
3. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
6. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
7. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Dua, Hz. Peygamber'den dua, istiğfar istenmesi
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Tarihsel şahsiyetler, Veysel Karânî
Öneri Formu
Hadis Id, No:
131, M007483
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَأَبُو كُرَيْبٍ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كُرَيْبٍ - قَالَ يَحْيَى وَإِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ قَالَ قِيلَ لَهُ أَلاَ تَدْخُلُ عَلَى عُثْمَانَ فَتُكَلِّمَهُ فَقَالَ أَتُرَوْنَ أَنِّى لاَ أُكَلِّمُهُ إِلاَّ أُسْمِعُكُمْ وَاللَّهِ لَقَدْ كَلَّمْتُهُ فِيمَا بَيْنِى وَبَيْنَهُ مَا دُونَ أَنْ أَفْتَتِحَ أَمْرًا لاَ أُحِبُّ أَنْ أَكُونَ أَوَّلَ مَنْ فَتَحَهُ وَلاَ أَقُولُ لأَحَدٍ يَكُونُ عَلَىَّ أَمِيرًا إِنَّهُ خَيْرُ النَّاسِ . بَعْدَ مَا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « يُؤْتَى بِالرَّجُلِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُلْقَى فِى النَّارِ فَتَنْدَلِقُ أَقْتَابُ بَطْنِهِ فَيَدُورُ بِهَا كَمَا يَدُورُ الْحِمَارُ بِالرَّحَى فَيَجْتَمِعُ إِلَيْهِ أَهْلُ النَّارِ فَيَقُولُونَ يَا فُلاَنُ مَا لَكَ أَلَمْ تَكُنْ تَأْمُرُ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَى عَنِ الْمُنْكَرِ فَيَقُولُ بَلَى قَدْ كُنْتُ آمُرُ بِالْمَعْرُوفِ وَلاَ آتِيهِ وَأَنْهَى عَنِ الْمُنْكَرِ وَآتِيهِ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya ile Ebi Bekr b. Ebî Şeybe, Muhammed b. Abdillah b. Nümeyr, İshak b. İbrahim ve Ebû Küreyb rivayet ettiler, lâfız Ebû Küreyb'indir. (Yahya ile îshak: Ahberanâ; Ötekiler : Haddesenâ tâbirlerim kullandılar. Dediler ki) : Bize Ebû Muâviye rivayet etti. (Dedi ki) : Bize A'meş, Şakık'dan, o da Üsâme b. Zeyd'den naklen rivayet etti. (Demiş ki): Bana: Osman'ın yanına girsen de, onunla ko-nuşsan a! dediler. Ben de: Siz zannediyor musunuz ki, ben onunla yalnız size işittirdiklerimi konuşuyorum. Vallahi onunla ikimiz arasında ilk defa ben açmış olmayı istemediğim bir şey açmaksızın konuşmuşumdur. Ben Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'i:
«Kıyâmet gününde bir adam getirilerek cehenneme atılacak ve karnının barsaklan çıkacak. Onları eşeğin değirmen taşını döndürdüğü gibi döndürecek. Derken yanına cehennemlikler toplanacak ve : Ey fülân, sana ne oldu? Sen iyiliği emir, kötülüğü men etmez miydin? diyecekler. O da : Evet, iyiliği emrederdim. Ama yapmazdım. Kötülükten nehyederdım. Ama yapmazdım, diyecektir.» buyururken işittikten sonra, bana âmir olacak hiç bir kimse için, bu insanların en hayirlısıdır, demiyorum.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7483, /1219
Senetler:
()
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
MÜSLÜMANLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ÖDEVLERİ
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164, M007517
Hadis:
[حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ - وَتَقَارَبَا فِى لَفْظِ الْحَدِيثِ - وَالسِّيَاقُ لِهَارُونَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ مُجَاهِدٍ أَبِى حَزْرَةَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ] سِرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ قُوتُ كُلِّ رَجُلٍ مِنَّا فِى كُلِّ يَوْمٍ تَمْرَةً فَكَانَ يَمَصُّهَا ثُمَّ يَصُرُّهَا فِى ثَوْبِهِ وَكُنَّا نَخْتَبِطُ بِقِسِيِّنَا وَنَأْكُلُ حَتَّى قَرِحَتْ أَشْدَاقُنَا فَأُقْسِمُ أُخْطِئَهَا رَجُلٌ مِنَّا يَوْمًا فَانْطَلَقْنَا بِهِ نَنْعَشُهُ فَشَهِدْنَا أَنَّهُ لَمْ يُعْطَهَا فَأُعْطِيَهَا فَقَامَ فَأَخَذَهَا
Tercemesi:
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)le birlikte yürüdük. Bizden her adamın günlük yiyeceği bir kuru hurma idi. Onu emer, sonra elbisesinin içine koyardı. Yaylarımızla yaprak silker de yerdik. Hattâ dudaklarımız yara oldu. Yemin ederim ki, bir gün yanlışlıkla bizden birine hurma verilmedi de (takatsızlığmdan) onu kaldırmaya gittik ve kendisine hurma verilmediğine şâhîdlik ettik. Hurma verildi, adam kalkarak onu aldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7517, /1226
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, uğrunda çabalamak
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Öneri Formu
Hadis Id, No:
167, M007520
Hadis:
[حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ - وَتَقَارَبَا فِى لَفْظِ الْحَدِيثِ - وَالسِّيَاقُ لِهَارُونَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ مُجَاهِدٍ أَبِى حَزْرَةَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ] وَشَكَا النَّاسُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْجُوعَ فَقَالَ « عَسَى اللَّهُ أَنْ يُطْعِمَكُمْ » . فَأَتَيْنَا سِيفَ الْبَحْرِ فَزَخَرَ الْبَحْرُ زَخْرَةً فَأَلْقَى دَابَّةً فَأَوْرَيْنَا عَلَى شِقِّهَا النَّارَ فَاطَّبَخْنَا وَاشْتَوَيْنَا وَأَكَلْنَا حَتَّى شَبِعْنَا . قَالَ جَابِرٌ فَدَخَلْتُ أَنَا وَفُلاَنٌ وَفُلاَنٌ حَتَّى عَدَّ خَمْسَةً فِى حِجَاجِ عَيْنِهَا مَا يَرَانَا أَحَدٌ حَتَّى خَرَجْنَا فَأَخَذْنَا ضِلَعًا مِنْ أَضْلاَعِهِ فَقَوَّسْنَاهُ ثُمَّ دَعَوْنَا بِأَعْظَمِ رَجُلٍ فِى الرَّكْبِ وَأَعْظَمِ جَمَلٍ فِى الرَّكْبِ وَأَعْظَمِ كِفْلٍ فِى الرَّكْبِ فَدَخَلَ تَحْتَهُ مَا يُطَأْطِئُ رَأْسَهُ .
Tercemesi:
Halk, Resûliillah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e açlıktan şikâyet ettiler de : Umulur kî, Allah sizî doyura!» "buyurdu. Derken deniz sahiline vardık. Deniz bir dalgalandı ve bir hayvan attı. Biz bu hayvanın yarısı üzerine ateş yaktık, yemek pişirdik. Kızartma yaptık ve doyuncaya kadar edik. Câbir demiş ki: Ben filân ve filân (beş kişi saymış) bu hayvanın göz kemiğinin içine girdik. Bizi kimse göremiyordu. Nihayet çıktık. Ve onun kaburgalarından bir kaburga kemiği alarak eğrilttik. Sonra kafiledeki en büyük adamı, en büyük deveyi ve en büyük örtüyü getirttik. Onun altına girdi de, başını bile eğmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7520, /1227
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن الزهري قال : ما اتخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم قاضيا حتى مات ، ولا أبو بكر ، ولا عمر ، إلا أنه قال لرجل في آخر خلافته : اكفني بعض أمور الناس ، يعني عليا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
84744, MA015299
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن الزهري قال : ما اتخذ رسول الله صلى الله عليه وسلم قاضيا حتى مات ، ولا أبو بكر ، ولا عمر ، إلا أنه قال لرجل في آخر خلافته : اكفني بعض أمور الناس ، يعني عليا.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Buyû' 15299, 8/302
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Yargı, Hakimlik