351 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir ve Ebu Muaviye, onlara el-A'meş, ona Mücahid, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kadınlara geceleyin mescitlere (gitmeleri hususunda) izin verin." İbn Ömer'in oğlu vallahi, onlara izin vermeyiz. Onlar bunu fesat (ve aldatma vesilesi) edinirler. Vallahi, onlara izin vermeyiz dedi. İbn Ömer ise oğluna (üç kere) lanet edip öfkelendi ve şöyle dedi: Rasulullah (sav), "onlara izin verin" buyurdu diyorum, sen ise onlara izin vermeyiz diyorsun.
Bana Ahmed b. Ebu Tayyib, ona İsmail b. Mücâlid, ona Beyân b. Bişr, ona Vebere b. Abdurrahman, ona Hemmâm, ona da Ammâr şöyle demiştir: Ben Rasulullah'ı (sav), yanında (Müslüman olarak) beş köle, iki kadın, bir de Ebu Bekir'den başka kimse yokken gördüm.
Bana Muhammed b. Müsennâ, ona Yahya, ona İsmail, ona Kays, ona da Saîd b. Zeyd şöyle demiştir: Vallahi, kız kardeşi ile birlikte Müslüman olduğumuz için, ben, Ömer'in, beni esir gibi bağlayarak eziyet ettiğini gördüm. Sizin Osman'a yaptığınız (kötülükten) dolayı da, Uhud Dağı parça parça olsa hakkıdır, yadırganmaz.
Bize Yahya b. Bişr, ona Ravh, ona Avf, ona Muaviye b. Kurra, ona da Ebu Burde b. Ebu Musa el-Eş'arî şöyle demiştir: Abdullah ibn Ömer bana “Sen babamın (Ömer'in), senin babana ne dediğini biliyor musun?” dedi. Ben de “hayır bilmiyorum” dedim. Bunun üzerine Abdullah ibn Ömer “benim babam senin babana 'ey Ebu Musa, Rasulullah'ın (sav) huzurunda Müslüman olmamız, O'nun beraberinde hicret etmemiz, O'nun beraberinde cihâd etmemiz ve O'nun beraberinde yaptıklarımızın hepsinin bizim lehimize sabit olması, Rasulullah'tan sonra yaptığımız amellerin hepsi de başa baş olması seni sevindirir mi?' dedi. Buna karşı senin baban 'hayır, vallahi biz Rasulullah'tan sonra da cihâd etmiş, namaz kılmış, oruç tutmuş ve daha birçok hayır ameli işlemişizdir. Bizim elimizde birçok kişi Müslüman oldu. Elbette bu amellerimizin sevabını da alma beklentisi içindeyim' dedi. Bunun üzerine babam 'Ömer'in nefsini elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, Rasulullah'ın beraberinde yaptığımız amellerin bizim için sabit olup sevabının bize ulaşması, ondan sonra yaptığımız her bir amelden de başa baş bir şekilde kurtulmamızı çok arzu etmişimdir' dedi.” Ben de, İbn Ömer'e “vallahi senin baban, benim babamdan daha hayırlıdır” dedim .
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Avf, ona da Ebu Osman şöyle demiştir: Ben Selmân'ı (ra) “Ben Râme Hürmüz'lüyüm” derken işittim.