390 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti. “Rasûlullah (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, davet edene icabet etmeyi, selamı yaymayı, mazluma yardım etmeyi ve yeminle istenilen şeyi yapmayı emretti. Bize altın yüzükleri, gümüşten içmeyi –veya ravi “gümüş kaplardan” dedi-, (hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulları, ipek şeritli pamuk elbiseyi (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür), ipeği, ibrişimli ipek elbisesi, kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi giymeyi yasakladı.”
Bize Saîd b. Rebi‘, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, cenazelere katılmayı, aksırana يرحمك الله (Allah sana rahmet etsin) demeyi, selamı almayı, mazluma yardım etmeyi ve yeminle istenilen şeyi yapmayı emretti."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, ona da Bera b. Azib (ra) şöyle rivayet etti: “Rasûlullah (sav) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Bize altın yüzüğü, ipekten ve ibrişimli ipekten mamul elbise giymeyi, ayrıca kalın ipekten üretilen altın işlemeli elbiseyi ve ipek şeritli pamuk elbise (Mısır-Şam tarafında yapılan bir tür) giymeyi de yasakladı. (Hayvanların üzerine örtülen) kırmızı ipekten çulu kullanmayı da yasakladı. Bize cenazelere katılmamızı, hastayı ziyaret etmemizi ve selamı yaymamızı emretti.”
Bana Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Süleyman, ona Ebu Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Bekir (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Bekir, bir misafir veya misafirler getirmişti. Kendisi akşamleyin Hz. Peygamber'in (sav) yanında kalmıştı. Eve gelince annem ona "Bu akşam misafirlerinin yanında duramadın" dedi. Babam, "Onlara yemek vermedin mi hala?" diye sorunca annem, "Onlara yemek teklif ettik; fakat kabul etmediler." dedi. Bunun üzerine Ebu Bekir kızdı, söylendi, beddua etti, yemekten yemeyeceğine yemin etti. Ben saklanmıştım. "Ey cahil!" diye seslendi. Annem de babam yemedikçe yemeyeceğine yemin etti. Misafirler de aynı yemini ettiler. Bunun üzerine Ebu Bekir, "Bu durum şeytandandır." dedi ve yemeği istedi. Kendisi yedi, misafirler de yediler. (Misafirler] yemekten lokma aldıkça [sanki] yemek alt tarafından çoğalıyordu [bereketleniyordu]. Bunun üzerine babam, anneme "Ey Firâsoğullarının kızı, bu durum da nedir?" diye sordu. Annem, "Gözümün nuruna yemin olsun ki yemek, biz yemeden önceki halinden bile daha fazla" dedi. [Daha sonra] Hepsi yediler. Ebu Bekir, yemeğin artanını Hz. Peygamber'e (sav) yolladı ve Onun (sav) da o yemekten yediğini söyledi.
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed, ona Şu‘be, ona Eş‘as b. Süleym, ona da Muaviye b. Süveyd b. Mukarrin, Bera b. Azib (ra)’ın şöyle dediğini rivayet etti. "Rasûlullah (sav), bize yedi şeyi: Cenazelere katılmayı, hastayı ziyaret etmeyi, aksırana يرحمك الله /Allah sana rahmet etsin demeyi, davet edene icabet etmeyi, mazluma yardım etmeyi, yeminle istenileni yerine getirmeyi ve selamı almayı emretti."
Açıklama: Nasıruddin hadisin merfu kısmının sahih olduğunu bunun dışındaki kıssanın zayıf olduğunu ifade etmiştir.