168 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Habib b. Arabi, ona Halid b. Haris, ona Muhammed b. Aclan, ona İyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre: Nebi (sav), hurma (salkımının kurumuş) dallarını sever, daima elinde onlardan bulundururdu. (Bir gün yine böyle iken) mescide girdi, mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Onu kazıyarak temizledi. Ardından, kızgın bir ifadeyle insanlara dönüp "sizin yüzünüze tükürülse hoşunuza gider mi? Kıbleye yöneldiğinizde rabbinize yöneliyorsunuz. Melek de sağınızdadır. Binaenaleyh ne sağınıza ne de kıble tarafına tükürün. (Ancak), solunuza ya da ayağınızın altına tükürün. Eğer illa tükürecekseniz şöyle yapın," buyurdu. [Ravi İbn Aclan, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle yapın buyurduğu kısmı (tükürmeye mecbur kalan) kişinin elbisesinin ucuna tükürüp ardından onu iki kat yapıp sarması gerektiği şeklinde açıkladı.]
Açıklama: Mescidin kirletilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber (sav), kıble tarafını Allah'ın yüzü olarak tanımlayıp 'sizin yüzünüze tükürülse hoşunuza gider mi?' ifadesiyle tepkisini göstermiştir. Kıblenin yön olarak Allah'ı yüzü şeklindeki temsili anlatımı, mescidin beytullah olarak görülmesiyle birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Dolayısıyla oranın kirletilmesi ağır bir kabahat, saygısızlık ise sınırların zorlanması anlamına gelmektedir.
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr, ona Bekir b. Sevade el-Cüzami, ona Salih b. Hayvan, ona da Ebu Sehle Saib b. Hallad -Ebu Davud'un hocası Ahmed b. Salih'in dediğine göre Nebi'nin (sav) ashabındadır- şöyle rivayet etti: Bir adam, insanlara imamlık yaptı. Rasulullah (sav) (onlara) bakarken adam, kıble tarafına tükürüverdi. Adam namazı bitirince Rasulullah (sav), "Bu adam bir daha size imamlık yapmasın," buyurdu. Adam, bir zaman sonra yine imamlık yapmak isteyince insanlar buna engel oldular ve kendisine Rasulallah'ın (sav) sözünü bildirildi. Adam bunu Hz. Peygamber'e (sav) söyleyince O da "Evet, (dedim)" diye buyurdu. (Ravi) şöyle dedi: Zannedersem Hz. Peygamber (sav), o adama "Sen Allah'a ve Rasulüne eziyet ettin" diye buyurdu.
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, Şube ve Ebân, onlara Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mescitte (yere) tükürmek günahtır. Keffareti ise onu toprağa gömüp gidermektir."
Bize Ebu Kamil, ona Yezid b. Zürey', ona Said, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Mescitte (yere) balgam çıkarmak (günahtır)." Ravi, önceki hadise benzer şekilde rivayet etti.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona eş-Şeybanî, ona Adî b. Sabit, ona Zir b. Hubeyş, ona Huzeyfe –zannediyorum- Rasulullah'ın (sav) üç kez şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kıbleye karşı tüküren kimse kıyamet gününde (Allah'ın huzuruna) tükürüğü iki gözünün arasında olarak gelir. Kim de şu pis (kokulu) sebzeyi yerse mescidimize yaklaşmasın."
Bize bu hadisi Yahya b. Fadl es-Sicistani, Hişam b. Ammar ed-Dımaşkî ve Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşkî -hadis Yahya b. Fadl es-es-Sicistani'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Hatim b. İsmail, ona da Ebu Hazre Yakub b. Mücahid'in rivayet ettiğine göre Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit şöyle demiştir: Biz Cabir b. Abdullah'ın yanına geldik, o sırada (mahallesinin) mescidindeydi. Bize şunları anlattı: Hz. Peygamber (sav) bu mescidimize geldi. O sırada elinde İbn Tâb cinsinden bir hurma salkımının kurumuş dalı vardı. Şöyle bir baktı ve mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Hemen oraya doğru giderek elindeki dal ile onu temizledi. Sonra bize "hanginiz, Allah'ın kendisinden yüz çevirmesinden hoşnut olur?" diye sordu. Ardından şöyle buyurdu: "Sizden biri namaza durduğunda yüzünü Allah'a dönmüş olur. Binaenaleyh kıble tarafına doğru yahut sağınıza sakın ola tükürmeyin! Sol tarafınıza, ayak altına tükürebilirsiniz. İlla tükürmeniz gerekiyorsa elbisenizi şöyle yapın!" Hz. Peygamber (sav) burada, elbisesini ağzına götürdü ve (önce tükürür gibi, sonra) tükürüğü ovalar gibi yaptı. Ardından da "Bana abîr (bir çeşit koku) getirin," buyurdu. O mahalleden olan bir genç fırlayıp evine gitti ve elinde halûk (denilen bir çeşit koku) ile geri geldi. Rasulullah (sav) onu aldı, elindeki dalın ucuna sürdü, ardından onunla tükürüğün izini temizledi. [Cabir dedi ki: İşte o günden sonra sizler, mescitlerinizde halûk bulundurur oldunuz.]
Bize bu hadisi Yahya b. Fadl es-Sicistani, Hişam b. Ammar ed-Dımaşkî ve Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşkî -hadis Yahya b. Fadl es-es-Sicistani'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Hatim b. İsmail, ona da Ebu Hazre Yakub b. Mücahid'in rivayet ettiğine göre Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit şöyle demiştir: Biz Cabir b. Abdullah'ın yanına geldik, o sırada (mahallesinin) mescidindeydi. Bize şunları anlattı: Hz. Peygamber (sav) bu mescidimize geldi. O sırada elinde İbn Tâb cinsinden bir hurma salkımının kurumuş dalı vardı. Şöyle bir baktı ve mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Hemen oraya doğru giderek elindeki dal ile onu temizledi. Sonra bize "hanginiz, Allah'ın kendisinden yüz çevirmesinden hoşnut olur?" diye sordu. Ardından şöyle buyurdu: "Sizden biri namaza durduğunda yüzünü Allah'a dönmüş olur. Binaenaleyh kıble tarafına doğru yahut sağınıza sakın ola tükürmeyin! Sol tarafınıza, ayak altına tükürebilirsiniz. İlla tükürmeniz gerekiyorsa elbisenizi şöyle yapın!" Hz. Peygamber (sav) burada, elbisesini ağzına götürdü ve (önce tükürür gibi, sonra) tükürüğü ovalar gibi yaptı. Ardından da "Bana abîr (bir çeşit koku) getirin," buyurdu. O mahalleden olan bir genç fırlayıp evine gitti ve elinde halûk (denilen bir çeşit koku) ile geri geldi. Rasulullah (sav) onu aldı, elindeki dalın ucuna sürdü, ardından onunla tükürüğün izini temizledi. [Cabir dedi ki: İşte o günden sonra sizler, mescitlerinizde halûk bulundurur oldunuz.]
Bize bu hadisi Yahya b. Fadl es-Sicistani, Hişam b. Ammar ed-Dımaşkî ve Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşkî -hadis Yahya b. Fadl es-es-Sicistani'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Hatim b. İsmail, ona da Ebu Hazre Yakub b. Mücahid'in rivayet ettiğine göre Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit şöyle demiştir: Biz Cabir b. Abdullah'ın yanına geldik, o sırada (mahallesinin) mescidindeydi. Bize şunları anlattı: Hz. Peygamber (sav) bu mescidimize geldi. O sırada elinde İbn Tâb cinsinden bir hurma salkımının kurumuş dalı vardı. Şöyle bir baktı ve mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Hemen oraya doğru giderek elindeki dal ile onu temizledi. Sonra bize "hanginiz, Allah'ın kendisinden yüz çevirmesinden hoşnut olur?" diye sordu. Ardından şöyle buyurdu: "Sizden biri namaza durduğunda yüzünü Allah'a dönmüş olur. Binaenaleyh kıble tarafına doğru yahut sağınıza sakın ola tükürmeyin! Sol tarafınıza, ayak altına tükürebilirsiniz. İlla tükürmeniz gerekiyorsa elbisenizi şöyle yapın!" Hz. Peygamber (sav) burada, elbisesini ağzına götürdü ve (önce tükürür gibi, sonra) tükürüğü ovalar gibi yaptı. Ardından da "Bana abîr (bir çeşit koku) getirin," buyurdu. O mahalleden olan bir genç fırlayıp evine gitti ve elinde halûk (denilen bir çeşit koku) ile geri geldi. Rasulullah (sav) onu aldı, elindeki dalın ucuna sürdü, ardından onunla tükürüğün izini temizledi. [Cabir dedi ki: İşte o günden sonra sizler, mescitlerinizde halûk bulundurur oldunuz.]