Giriş

Bize Muâviye b. Amr, ona Zâide, ona Amr b. Abdullah b. Vehb, ona Zeyd el-Ammî, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Her kim güzelce abdest alır, sonra üç kere, 'Eşhedü en la ilahe illallahu vahdehu la şerîke leh ve Eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulou ve rasûlüdür) derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve dilediği kapıdan içeri girer."


Açıklama: Rivayet mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
63598 HM013828 İbn Hanbel, III, 265

Bize Cafer b. Muhammed b. İmrân es-Sa'lebî el-Kûfî, ona Zeyd b. Hubâb, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd ed-Dımaşkî, ona Ebû İdris el-Havlânî ile Ebû Osman, onlara da Ömer b. el-Hattâb (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Her kim abdestini güzelce alır ve sonunda; 'Eşhedü en lâ ilahe illallahu vahdehû la şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu. Allahümec'alnî minettevvâbîne vec'alnî minel mutetahhirîn' (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür. Allah'ım, beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle!) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı birden açılır ve dilediği kapıdan içeri girer." Ebû İsa: Bu konuda Enes ve Ukbe b. Âmir’den de rivâyet vardır. Ebû İsa: Hz. Ömer’in bu hadisine Zeyd b. Hubâb tarafından karşı çıkılmıştır. Abdullah b. Salih ve daha başkaları bu hadisi Muaviye b. Salih, Rabîa b. Yezîd, Ebû İdris, Ukbe b. Âmir, Hz. Ömer; ayrıca Rabîa, Ebû Osman, Cübeyr b. Nüfeyr ve Hz. Ömer tarîkıyla da rivâyet etmişlerdir. Bu hadisin senedinde karışıklık vardır. Bu konuda Rasûlullah'dan (sav) sahih olarak fazla bir şey rivâyet edilmemiştir. Muhammed ve Ebû İdris, Hz. Ömer’den hiçbir şey işitmemiştir.


Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ebu İdris ile Hz. Ömer arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280839 T000055-2 Tirmizi, Tahare, 41

Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû7 İdris el-Havlânî ile Ebû Osman, onlara Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî (ra), Rasûlullah'ın (sav), "Bir insan güzelce abdest alır, sonra kalbiyle ve bedeniyle kendini vererek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona vacip olur" buyurduğunu rivâyet etti. Bunu duyan Hz. Ömer (ra), "Bundan önceki söylediği daha güzeldi, sen herhalde yeni geldin. Hz. Peygamber (sav) şunu söyledi" dedi: "Her kim abdest alır ve sonra 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür) derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve hangisinden isterse oradan cennete girer."


    Öneri Formu
95862 MŞ000021 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 4

Bize Vekî', ona Mis'ar, ona Ebû Sahra Câmi b. Şeddâd, ona Hz. Osman'ın azatlısı Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Ben, Hz. Osman için her günü abdest suyunu hazırlayıp koyardım. O da her abdest aldığında o sudan bir parça üzerine dökerdi. Hz. Osman (ra), bir gün Rasûlullah (sav), bu namazdan -râvî Mis'ar, zannederim ikindi namazından, dedi- çıkınca bize "Size bir şey söyleyeyim mi, yoksa susayım mı, bilemiyorum" dedi. Biz de, "Hayır ise söyle ey Allah'ın rasûlü, ama değilse en iyisini Allah ve rasûlü bilir" dedik. Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi: "Bir insan güzelce abdest alır sonra da onunla namaz kılarsa, o namazla gelecfek namaz arasında işlediği (küçük) günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
98581 MŞ007730 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 673

Bize Ebû Saîd ile Abdurrahman b. Muhammed es-Serrâc, onlara Ebû'l-Abbas, ona er-Rabî', ona eş-Şâfiî, ona Saîd b. Salim, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona İbnu'l-Hanefiyye, ona da Hz. Ali'nin (ra) haber verdiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Namazın anahtarı abdesttir, başlangıcı tekbir, sonu da selamdır." Ebû Saîd'in rivâyetinde eş-Şâfiî şöyle dedi: "Namaza ancak tekbir ile başlanır ve ancak selam ile bitirilir. Her kim başlangıç tekbirinden selama kadar namazı bozacak bir şey yaparsa, namazı fasit olur. Bu hüküm, bu konuda Rasûlullah'dan (sav) bize rivâyet edilen hadise uygun düşmektedir."


    Öneri Formu
198149 BMS001021 Beyhaki ,Ma’rifetu’s- Sunen Ve’l- Âsâr, II, 107

Bize Süfyan b. Uyeyne Ebû Muhammed, ona Mis'ar b. Kidâm, ona Osman b. el-Muğîre es-Sekafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Aliş'nin (ra) şöyle dediği haber verildi: "Ben Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak o hadisten dilediği kadar beni faydalandırırdı. Ancak başkası bana bir hadis rivâyet ettiğinde kendisine yemin verirdim, eğer yemin ederse rivâyetini kabul ederdim. Bir gün bana Ebû Bekir (ra) bir hadis rivâyet etti, şüphesiz Ebû Bekir doğru söylemiştir. O, 'Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim' dedi: "İnsan bir günah işler de hemen arkasından güzelce abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar, sonra da Allah'tan bağışlanma dilerse, Cenâb-ı Hak onu mutlaka bağışlar." Süfyan dedi ki: Bu hadisi bir Asım, ona el-Hasan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivâyet etti. Yalnız bu rivâyette fazla olarak "arınırsa" kelimesi yer almaktadır, o da namazla arınırsa demektir.


    Öneri Formu

Bize Ebû Ammâr, ona el-Velid, ona Ebû Muhammed Recâ, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm el-Mu'aytî, ona da Ma'dân b. Talha el-Ya'merî şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav)'ın âzâdlısı Sevbân ile karşılaştım. Ona; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni faydalandırıp cennete sokacağı bir amel söyle!" dedim. Bir müddet sessiz kaldı, ardından bana dönüp, "- Secdelere önem ver. Zira ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Cenâb-ı Hak, kendi rızası için secde eden kulunu bir derece yükseltir ve bir günahını siler."


    Öneri Formu
11881 T000388 Tirmizi, Salat, 169

Ma'dân b. Talha şöyle demiştir: Ebû'd-Derdâ ile karşılaştım, Sevban'a sorduğumu ona da sordum. O da, "Secdeye sarıl, çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Allah için secde eden kulu Cenâb-ı Hak bir derece yükseltir ve onun bir günahını da siler." Ebû İsa şöyle demiştir: Ma'dân b. Talha el-Ya'merî'ye İbn Ebî Talha da denir. Bu konuda Ebû Hureyre, Ebû Ümâme ve Ebû Fatıma'dan da hadis rivayet edilmiştir. Yine Ebû İsa şöyle dedi: Rukû ve secdelerin çokça yapılmasına dair Sevbân ve Ebû'd-Derdâ hadisleri, hasen-sahih hadislerdir. İlim ehli bu konuda ihtilaf etmiştir. Bir kısmı, "Namazda kıyamı uzun tutmak, rukû ve secdeleri çok yapmaktan daha faziletlidir" derken, bir kısmı da, "Rukû ve secdeleri çokça yapmak, kıyamı uzun tutmaktan daha faziletlidir" demiştir. Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: "Bu konuda Hz. Peygamber'den (sav) iki hadis rivayet edilmiştir, ancak Rasûlullah (sav) bu hususta nihaî bir hüküm vermemiştir." İshak ise şöyle demiştir: "Gündüzleyin rukû ve secdeleri çok yapmak, geceleyin ise kıyamı uzun tutmak daha faziletlidir. Ancak insan, geceleyin bir cüz Kur'ân okumayı alışkanlık haline getirmiş ise, onun rukû ve secdeleri çokça yapması bana daha sevimlidir. Çünkü o, zaten Kur'ân cüzünü okumuştur, (buna ilaveten) rukû ve secdeleri çokça yapmanın sevabını da almış olur." Yine Ebû İsa şöyle demiştir: İshak, bu sözünü Hz. Peygamber'in (sav) geleceyin namazı bu şekilde kıldığı, kıyamı uzun tuttuğu rivâyet edildiği için söylemiştir. Gündüz (kıldığı namaza gelince, onu gece kıldığı namaz gibi kıyamının uzun olmadığı ifade edilmiştir.


    Öneri Formu
11884 T000389 Tirmizi, Salat, 169

Bize Cerîr b. Abdülhamîd, ona Mansur, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd şöyle dedi: "Bana söylendiğine göre bir adam, Rebze'de olan Ebû Zerr'i ziyarete gitmiş. "Ebû Zer nerede?" diye sormuş, kendisine "Şu dağın eteğinde, koyunlarının başında" demişler. Sonrasını adam şöyle anlatır: "Dağın eteğine gittim, baktım ki Ebû Zer namaz kılıyor. Ancak namazda kıyamı az, rukû ve secdeleri çok yapıyor. Namazını tamamlayınca dedim ki: "- Ya Ebâ Zer! Görüyorum ki sen kıyamı az, rukû ve secdeleri çok yaparak namaz kıldın." "- Bana rivâyet edildi ki, bir müslüman Allah için secde yaparsa, o secde vesilesiyle Allah onu bir derece yükseltir ve bir hatasını da siler" dedi.


    Öneri Formu
100092 MŞ008438 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 755

Bize Ebû Ammâr, ona el-Velid rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Muhammed Recâ, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona Velîd b. Hişâm el-Muaytî, ona da Ma'dân b. Talha el-Ya'merî şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav)'ın âzâdlısı Sevbân ile karşılaştım. Ona, "Bana, Allah'ın beni faydalandırıp cennete sokacağı bir amel göster" dedim. Bir müddet sessiz kaldı, ardından bana dönüp "Secdelere önem ver. Zira ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" dedi: "Allah için bir secde eden kulu Allah, o secde vesilesiyle bir derece yükseltir ve onun bir günahını siler."


    Öneri Formu
280784 T000388-2 Tirmizi, Salat, 169