Giriş

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Merhum b. Abdulaziz el-Attâr, ona Ebu Neâme es-Sa'dî, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Ebu Musa el Eş'arî’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile birlikte bir savaşta idik. Savaşı bitip de Medîne’ye dönerken insanlar tekbir getirmeye başladılar ve seslerini de yükselttiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Rabbiniz sağır veya kayıp değildir. O bindiğiniz hayvanın başıyla sizin aranızda olacak kadar size yakındır (hemen önünüzdedir)' buyurdu. Bana da 'Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden bir hazineyi haber vereyim mi; o, La havle vela kuvvete illa billah zikridir' buyurdu." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Ebu Osman en Nehdî’nin ismi Abdurrahman b. Mül’dür. Ebu Neâme es Sa'dî’nin ismi de Amr b. İsa'dır. Bu hadisi bize İshâk b. Mansur, ona Ebu Asım, ona Humeyd b. Ebu Melîh, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber’den (sav) benzer şekilde rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
20182 T003374 Tirmizi, Daavât, 3

Bize Kuteybe (b. Said), ona Rişdîn b. Sa'd, ona Ebu Hânî el-Havlânî, ona da Ebu Ali el-Cenbî, Fedâle b. Ubeyd'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte mescidde oturmakta iken, bir adam geldi, namaz kıldı ve 'Allah’ım beni bağışla, bana merhamet et' diye dua etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ey namaz kılan! Acele ettin. Namaz kılıp oturduğun vakit, önce Allah’a layık olduğu şekilde hamdet, sonra bana salat ve selam getir sonra da duanı yap' buyurdu. Daha sonra başka biri gelip namaz kıldı. Sonra Allah’a hamdetti ve Peygambere salat getirdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kimseye 'Ey namaz kılan! Dua et, duana icabet edilecektir' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Hayve b. Şürayh bu hadisi Ebû Hanî'den rivayet etmiştir. Ebu Hanî'nin ismi Humeyd b. Hânî'dir. Ebu Ali el Cenbî’nin ismi ise Amr b. Mâlik'tir.]


    Öneri Formu
20467 T003476 Tirmizi, Daavât, 64

Bize Müsedded (b. Müserhed), ona İsmail (b. Uleyye) , ona Abdülaziz (b. Süheyb), ona da Enes (b. Mâlik) (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biriniz dua ettiği zaman, isteğini kararlı bir şekilde istesin. Allah'ım! Dilersen bana ver demesin. Çünkü Allah'ı zorlayacak hiçbir şey yoktur."


    Öneri Formu
23052 B006338 Buhari, Daavât, 21

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Hayve b. Şureyh, ona Ebu Hânî el-Havlânî, ona da Amr b. Malik el-Cenbî, Fedâle b. Ubeyd’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (sav), bir adamın Hz. Peygamber'e (sav) salat ve selam getirmeden namazında dua ettiğini işitti ve 'Bu adam acele etti' buyurdu: Sonra onu çağırarak ona ve başkalarına 'Sizden biriniz namaz kıldığında, önce Allah’a hamd ve sena etsin, ardından Nebi’ye salat ve selam getirsin. Sonra da dilediği şekilde duasını yapsın' buyurdu." [ُEbu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu belirtmiştir.]


    Öneri Formu
20468 T003477 Tirmizi, Daavât, 64

Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid)(T); Bize Leys b. Sa'd, ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona da (Abdurrahman) b. Ka'b b. Malik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam (Ab­dullah b. Amr) Uhud günü şehit oldu. Bir süre sonra alacaklı­ları haklarını istemekte ısrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ona anlattım. Rasulullah (sav) alacaklılardan, hurmalığın olan mahsulünü ka­bul etmelerini ve babama da geride kalan haklarını helal etmelerini istedi. Fakat alacaklı­lar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara hurmalığımı vermedi ve onlar için mahsulünü de kestirmedi. Bana dönüp 'Yarın kuşluk vakti sana geleceğim' buyurdu. Ertesi günü sabah olunca, kuşluk vakti geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsul için bereket duasında bulundu. Sonra da ben bahçenin mahsulünü topladım. Onunla alacaklıların haklarını tas tamam verdiğim gibi, bize de geriye bir şeyler kaldı. Sonra Ra­sulullah'a (sav) geldim, oturuyordu. Ona olanları haber verdiğimde, yanında oturmakta olan Hz. Ömer'e 'Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver' buyurdu. Hz. Ömer de 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz. Vallahi, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' diye cevap verdi."


    Öneri Formu
20745 B002601 Buhari, Hibe, 21

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyub, ona da Ebu Osman, ona da Ebu Musa (el-Eşarî) şöyle demiştir: "Bir seferde Nebi (sav) ile beraberdik. Topluluk yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize acıyın; sizin dua ettiğiniz ne sağır ne de bir gaiptir! Siz, her daim sizinle beraber olan, işiten ve gören bir zata dua ediyorsunuz' buyurdu. Sonra bana doğru geldi ben o anda içimden 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Rasulullah (sav) 'Ey Abdullah b. Kays! Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh de. Çünkü bu, cennet hazinelerinden bir hazinedir' veya 'Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi? Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' buyurdu"


    Öneri Formu
23101 B006384 Buhari, Daavât, 50

Bize Muhammed b. Mesleme, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Hayve b. Şurayh, ona Ebu Hâni, ona Ebu Ali el-Cenbî, ona da Fedale b. Ubeyd şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) namazda bir adamın dua ettiğini duydu. Ne Allah’ı yüceltiyor ne de Peygamber'e salevat getiriyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Acele ettin. Ey namaz kılan' buyurdu, sonra namazda neler okunacağını cemaate öğretti. Yine bir defasında Rasulullah (sav) birinin namazda Allah’ı yücelten dualar okuduğunu, Allah’a hamdettiğini ve Peygamber'e salavat getirdiğini işitti. Bunun üzerine o adama 'Dua et kabul edilir, iste verilir' buyurdu."


    Öneri Formu
25904 N001285 Nesai, Sehiv, 48

Bize Muhammed b. Yahya es-Sekafî el-Mervezî, ona Hafs b. Ğıyâs, ona İbn Cüreyc, ona da Abdurrahman b. Sâbıt, Ebu Ümâme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Duaların hangisi daha makbuldür?' diye sorulduğunda, 'Gecenin son yarısında ve farz namazlardan sonra yapılan dualardır' cevabını verdi." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis hasendir. Ebu Zer ve İbn Ömer’den Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: 'Gecenin son yarısında yapılan duadır. Zira o vakitte yapılan dua daha değerli ve (kabul edilmeye) daha yakındır' veya benzeri bir ifade kullanmıştır.]


    Öneri Formu
20989 T003499 Tirmizi, Daavât, 78

Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsenna, İbrahim b. Yakup ve diğer pek çok kimse, onlara Hammâd b. İsa el-Cüheni, ona Hanzala b. Ebu Süfyan el-Cümahî, ona Salim b. Abdullah, ona da babası (Abdullah b. Ömer), Ömer b. Hattâb'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), dua ederken ellerini kaldırdığı zaman, onları yüzüne sürmeden indirmezdi." [Muhammed b. Müsenna rivayetinde hadis '...ellerini yüzüne meshetmeden indirmezdi' şeklinde geçmektedir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis sahih-garîbdir. Bu rivayetin sadece Hammâd b. İsa tarikiyle nakledildiğini bilmekteyiz. Hammâd bu hadisinde teferrüd etmiş (hadisi tek başına rivayet etmiş), ayrıca hadis rivayeti de az bir kimsedir. Ondan sadece bazı kimseler hadis rivayet etmiştir. Hanzala b. Ebu Süfyân sika (güvenilir) bir kimsedir. Yahya b. Said el-Kattân onun güvenilir olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
20201 T003386 Tirmizi, Daavât, 11

Bize Süfyan b. Vekî, ona babası (Vekî), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Asım b. Ubeydullah, ona Salim, ona da İbn Ömer, Hz. Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Umre için Rasulullah’tan (sav) izin istediğimde, Hz. Peygamber (sav) 'Kardeşim, duana bizi de ortak et, bizi unutma' buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî), bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.]


    Öneri Formu
21237 T003562 Tirmizi, Daavât, 109