Giriş

Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: Nebi’nin (sav) ashabından ve Ensar arasından Bedir’de hazır bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik Rasulullah’a (sav) gitti ve “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor, kavmime de ben namaz kıldırıyorum, yağmur yağdığı ve benimle onlar arasındaki vadide seller aktığı zaman onların mescidine varıp onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü, arzu ederim ki sen gelip evimde namaz kılasın ben de orayı namazgâh edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İnşallah yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Ertesi günü sabah, Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir es-Sıddık güneşin yükseldiği bir vakitte geldiler, Rasulullah (sav) izin istedi. Ben de içeri girmesi için izin verdim. Oturmadan evin içine girdi sonra "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtbân) der ki: Ben ona evin bir tarafını işaret ettim, Rasulullah (sav) kalkıp tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk ve (bize) iki rekât namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. (İtbân devamla) der ki: Biz de kendisi için hazırlamış olduğumuz hazîr denilen bir yemek için onu alıkoyduk. Hane halkından bir takım kimseler de gelip etrafımıza toplandı ve evde çok sayıda adam bir araya geldi. İçlerinden birisi “Malik b. Duhşum nerede?” dedi. Bir diğeri “O münafık birisidir, Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Böyle deme, sen onun Allah’ın rızasını arzulayarak Lâ ilâhe illallah dediğini görmüyor musun?" buyurdu. Adam “Allah ve Rasulü elbette en iyi bilir” dedi. (İtbân) der ki: Biz “Onun teveccüh ve samimiyetinin münafıklara olduğunu görüyoruz” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Allah’ın rızasını isteyerek Lâ ilâhe illallah diyen kimseye Allah cehennem ateşini haram kılmıştır" buyurdu. İbn Şihab der ki: Daha sonra ben Mahmud'un bu rivayetini Salim oğullarının ileri gelenlerinden birisi olan Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye sordum, o da, bu rivayetini tasdik etti.


    Öneri Formu
16893 B005401 Buhari, Et'ıme, 15

Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Mahmud b. Rabi el-Ensarî şöyle rivayet etmiştir: Nebi’nin (sav) ashabından ve Ensar arasından Bedir’de hazır bulunanlardan birisi olan İtbân b. Malik Rasulullah’a (sav) gitti ve “Ey Allah’ın Rasulü, artık gözlerim iyi görmüyor, kavmime de ben namaz kıldırıyorum, yağmur yağdığı ve benimle onlar arasındaki vadide seller aktığı zaman onların mescidine varıp onlara namaz kıldıramıyorum. Bu sebeple ey Allah’ın Rasulü, arzu ederim ki sen gelip evimde namaz kılasın ben de orayı namazgâh edineyim” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "İnşallah yapacağım" buyurdu. İtbân der ki: Ertesi günü sabah, Rasulullah (sav) ve Ebu Bekir es-Sıddık güneşin yükseldiği bir vakitte geldiler, Rasulullah (sav) izin istedi. Ben de içeri girmesi için izin verdim. Oturmadan evin içine girdi sonra "Evinin neresinde namaz kılmamı arzu edersin" buyurdu. (İtbân) der ki: Ben ona evin bir tarafını işaret ettim, Rasulullah (sav) kalkıp tekbir aldı, biz de onun arkasında saf tuttuk ve (bize) iki rekât namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. (İtbân devamla) der ki: Biz de kendisi için hazırlamış olduğumuz hazîr denilen bir yemek için onu alıkoyduk. Hane halkından bir takım kimseler de gelip etrafımıza toplandı ve evde çok sayıda adam bir araya geldi. İçlerinden birisi “Malik b. Duhşum nerede?” dedi. Bir diğeri “O münafık birisidir, Allah’ı ve Rasulü’nü sevmez” dedi. Rasulullah (sav) "Böyle deme, sen onun Allah’ın rızasını arzulayarak Lâ ilâhe illallah dediğini görmüyor musun?" buyurdu. Adam “Allah ve Rasulü elbette en iyi bilir” dedi. (İtbân) der ki: Biz “Onun teveccüh ve samimiyetinin münafıklara olduğunu görüyoruz” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Allah’ın rızasını isteyerek Lâ ilâhe illallah diyen kimseye Allah cehennem ateşini haram kılmıştır" buyurdu. İbn Şihab der ki: Daha sonra ben Mahmud'un bu rivayetini Salim oğullarının ileri gelenlerinden birisi olan Husayn b. Muhammed el-Ensarî’ye sordum, o da, bu rivayetini tasdik etti.


    Öneri Formu
287436 B005401-2 Buhari, Et'ıme, 15

Bize Ali b. Abdullah, ona Hişam b. Yusuf, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebu Umâme b. Sehl, ona İbn Abbas, ona Hâlid b. Velîd şöyle demiştir: Peygamber'e (sav) kı­zartılmış keler eti getirildi. Peygamber (sav) ondan yemeye yeltendi, ama kendisine etin keler eti olduğu söy­lenmesi üzerine elini geri çekti. Hâlid “bu haram mıdır?” diye sordu. Peygamber (sav) "hayır, fakat o benim memleketimin arazisinde bulunmaz, onun için ben kendimi ondan hoşlanmıyor hissettim" buyurdu. Hâlid, Rasulullah bakıp dururken o keleri yedi. Mâlik, İbn Şihâb'dan rivayetinde "Meşviyyin" yerine "Mahnûzin" ifadesini kullanmıştır.


    Öneri Formu
16892 B005400 Buhari, Et'ıme, 14

Bize Abdullah b. Muhammed, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd şöyle demiştir: İslam'a giren yedinci kişi olarak ben kendimi, Allah Rasulü (sav) ile birlikteyken huble ya da habele ağacının yapraklarından başka yiyeceğimizin olmadığını ve hatta her birimizin da­varların gübre çıkarışı gibi hiç birbirine karışmayan kuru gübre çıka­rdığını çok görmüşümdür. Şimdi Esed oğulları kalkmış beni İslam konusunda (namaz ile ilgili) şikayet ediyor. Demek ki ben boşa yaşamışım ve onca amelim boşa gitmiş.


    Öneri Formu
16905 B005412 Buhari, Et'ıme, 23

Bize Kuteybe b. Said, ona da Yakub (b. Abdurrahman), Ebu Hazim'in (Seleme b. Dinâr) şöyle dediğini rivayet etti: "Sehl b. Sa'd'a: Rasulullah (sav) beyaz ekmek yedi mi? diye sordum. Sehl: Rasulullah (sav), Allah kendisini peygamber olarak gönderdiği andan ruhunu kabzettiğini vakte kadar beyaz ekmek görmedi, dedi. Sehl'e: Rasulullah'ın (sav) zamanında elekleriniz var mıydı? dedim. Sehl:Allah kendisini peygamber olarak gönderdiği andan ruhunu aldığı vakte kadar Allah Rasulü (sav) elekten geçirilmiş un görmedi, dedi. (Ebu Hazım) dedi ki: Ben: Arpa ununu sizler nasıl yerdiniz? dedim. Sehl: Biz onu öğütür, üflerdik de ondan kabuklar uçar, geriye kalanı da hamur yoğurup (pişirdikten sonra) yerdik, dedi."


    Öneri Formu
16906 B005413 Buhari, Et'ıme, 23

Bize Kuteybe (b. Said), ona Cerir (Abdulhamid), ona Mansur (b. Mutemir), ona İbrahim (b. Yezid), ona da Esved (b. Yezid), Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Muhammed'in (sav) ailesi, Medine'ye hicret edip gel­dikleri zamandan (Peygamber'in) ruhu alınıncaya kadar arka arkaya üç gün buğday ekmeği ile karınlan doymadı."


    Öneri Formu
16911 B005416 Buhari, Et'ıme, 23

Bize Ali b. Abdullah, ona Hişam b. Yusuf, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebu Umâme b. Sehl, ona İbn Abbas, ona Hâlid b. Velîd şöyle demiştir: Peygamber'e (sav) kı­zartılmış keler eti getirildi. Peygamber (sav) ondan yemeye yeltendi, ama kendisine etin keler eti olduğu söy­lenmesi üzerine elini geri çekti. Hâlid “bu haram mıdır?” diye sordu. Peygamber (sav) "hayır, fakat o benim memleketimin arazisinde bulunmaz, onun için ben kendimi ondan hoşlanmıyor hissettim" buyurdu. Hâlid, Rasulullah bakıp dururken o keleri yedi. Mâlik, İbn Şihâb'dan rivayetinde "Meşviyyin" yerine "Mahnûzin" ifadesini kullanmıştır.


    Öneri Formu
287435 B005400-2 Buhari, Et'ıme, 14


    Öneri Formu
1432 M004266 Müslim, Eyman, 9


    Öneri Formu
1437 M004268 Müslim, Eyman, 9


    Öneri Formu
16883 B005391 Buhari, Et'ıme, 10